Hikmet Çetinkaya

Sarp Kuray’ın Tek Kişilik Örgütü!..

17 Aralık 2013 Salı

Binlerce insanı yok edenler, binlerce insanı zindanlara atanlar...
Gençlerin umutlarını çiğneyip geçenler, operasyon yapanlar, suçsuz insanları “örgüt üyesi” yaftasıyla yargılayanlar...
Hak, hukuk, adalet diyenler!
Önyargı, vicdan gibi kavramları unutup özgürlük ihlali yapanlar...
Acaba geceleri yataklarında rahat uyuyabiliyorlar mı?
Çokbilmişler ülkesinde yaşadığımın elbette farkındayım...
Her konuda ahkâm kesenler, siyaseti, ekonomiyi bilmedikleri halde yazıp çizenler, konuşanlar, yorum yapanlar...
Sapla samanı karıştıranlar...
Demokrasi ve özgürlük mücadelesi verdiklerini söyleyenler...
Kendileri gibi düşünmeyenleri yıldırmak için gözdağı verenler, polise muhbirlik yapıp “Falancayı da gözaltına alın” diyenler toplumun karşısına nasıl çıkıyorlar hâlâ!
Utanmak yok, arlanmak yok!
Ne demeli bunlara!
Şebek desen, şebeğe bile benzemiyorlar.

***

Zamanaşımına üç ay kala JİTEM’li MİTEM’li, Yeşil’li Musa Anter cinayeti, bir gün kala Bahtiyar Aydın suikastı...
Nedense bunları unuttuk çoktan!
İnkâr edilen JİTEM, komutanların komutanları öldürmesi, dava dosyalarına girdi...
Albay Çillioğlu’nun öldürülmesi, Eşref Bitlis Paşa’nın uçağının düşürülmesidüşmesi, buzlanma şu bu ve teröre kurban gittiği söylenen Albay Rıdvan Özden...
Ve cinayetler zinciri...
O 90’lı yıllar, ölümler, acılar, hüzünler.
Sarp Kuray 68 kuşağından bir deniz teğmenidir...
Kuray, bugün Sincan zindanında yatıyor...
1969 yılında YAŞ kararıyla donanmadan ihraç edilen, aradan bunca yıl geçmesine karşın devrimci ruhunu sürdüren, bedel ödeyen Sarp, zindanda unutulanlardan.
Arkadaşımız İlhan Taşcı, Sarp Kuray’la “mektup”la röportaj yaptı...
Kuray, 1980 darbesinden sonra bir gece sahte pasaportla yurtdışına kaçtı.
Artık sürgün yılları başlamıştı...
Sevdikleri geride, özlemleri, sevdaları yüreğindeydi...
İlhan Taşcı, röportajında şöyle diyor:
“1993 yılında bir gece vakti, mülteci yaşantısının sırtına yüklediği acılar ve kayıplarla geri döner Sarp Kuray...
Döndükten sonra ‘16 Haziran Örgütü’nün tek kişilik lideri olarak yargılanmaya başlar...”

***

Yargıtay’ın bozduğu 20 yıl istenen davada yaşam boyu hapis cezası verilir.
Oysa ilk yargılamada beraat etmiştir...
İkinci yargılamada 12 yıl ceza alır...
Sarp, davalar sürecinde kendisini pinpon topuna benzetir...
Yıllardır Sincan zindanında...
Sarp Kuray, yazdığı ve düşündüğü için gazetecilerin, avukatların, aydınların, özgürlük isteyen gençlerin devlet terörüyle nasıl karşı karşıya kalıp zindanlara atıldığını, öldürüldüğünü izlediğini söylüyor.
Diyor ki:
“Devlet fitne üretiyor!”
Haksızlığa karşı direnmek suç sayılıyor bu ülkede!
Sarp Kuray’ın kızı gazeteci Zeynep de babası gibi yattı içeride ve çıktı...
Şimdi tutuksuz yargılanıyor...
Doğru!
Yollar yürüye yürüye, kurşun ata ata, ceza yata yata bitiyor...

***

Binlerce insanımızı yitirdik 30 yıl içinde...
Binlerce insanımızı zindanlara attık...
Genç ölüler mezarlığı oldu ülkemiz.
Sarp gibi zindanlarda unutulan çok kişi var...
Ağır hastalar, sakatlar!
Baskılara, haksızlıklara, zulme başkaldırmak, demokratik bir çığlıktır!
Yazımın başında 90’lı yılları anlatırken, zindanlardaki katliamları, kanlı sürgünü, 2000’in başındaki Hayata Dönüş Operasyonu’nu da içine koyuyorum...
Sonra pencereden dışarıya bakıyorum...
Simsiyah bir gökyüzü ve yağmur!
Havanın havaya vururken çıkan sesinin yankısıyla irkiliyorum.
O genç ölümleri...
Biliyorum, paramparça heceler kalacak bizden geriye kara topraklarda...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları