İlhan Selçuk

Son Pişmanlık Fayda Verir mi?

04 Ekim 1996 Cuma

PENCERE

Son Pişmanlık Fayda

Verir mi?

Şah Rıza Pehlevi tahtta iken İranın anayasal düzeni nasıldı?..

Anayasadan birkaç madde:

Madde 1 - İranın resmi dini İslam dinidir.

Madde 2 - Meclisin çıkardığı yasaların İslam dinine ay­kırı olup olmadığını ulema (din bilginleri) saptar.

Madde 11 - Şeriatın yasak ettikleri dışında, bilim, sa­nat ve edebiyatın öğrenilmesi ve öğretilmesi serbesttir.

Şahın İranı din devletiydi, anayasal çerçeveyi şeriat çekiyordu.

Mollaya yetmedi bu devlet...

Daha siyah bir yaşam biçimi istiyordu Humeyni, şeri­atçılığın daha koyusunu amaçlıyordu.

Muradına erdi.

*

Afganistanda devrilen Başbakan Hikmetyar koyu bir şeriatçı değil miydi?..

Laik devlet ister miydi?..

Hayır.

Taleban, şeriatçılığın dibini bulmak için çırpınıp duru­yor; ama, bulamaz.

Hıristiyanlık da Ortaçağda yobazlığın kuyusuna in­dikçe inmiş; ama, karanlığın dibini bulamamıştır; günahın, yasağın, bağnazlığın sonu yoktur.

Peki, Refahçı, Türkiyede ne istiyor?..

Dinci partinin yolu bir kez açıldı mı, ne istediği önem­li değil!.. Ardından daha koyusu devreye girecek, geriye yarışın yoluna cehennemin taşları döşenecektir.

Gerçekte bu yolun taşlarını merkez sağ partiler geç­miş yıllarda kendi elleriyle döşediler.

Refah, o taşların üstünde yürüdü.

*

İranda ilerici güçler, aydınlar, sol partiler Şaha karşı mollalarla işbirliği yaptılar, iyi niyetleri vardı; özgürlüklere kavuşmak istiyorlar, dincilerle birlikte demokratik bir düzen kurmayı tasarlıyorlardı.

Tümü pişman oldu; kendi elleriyle kendi kuyularını kaz­mışlardı; şimdi dövünüyorlar.

Ama iş işten geçti.

Bugün Türkiyede yükselen şeriatçı akımların avukat­lığını yaparak ılımlı İslamadı altında dincilerle işbirliği yapanlar, kendilerini de halkı da aldatıyorlar.

Bu yola girildi mi sonu gelmez.

Siyasal İslamdedikleri kavramın, çoğu aydınımız, ne anlama geldiğini bilmiyor.

Şeriat İslam hukukudur.

Şeriat, yalnız devleti düzenlemekle kalmaz, kişinin ya­şamını en ince ayrıntısına değin saptar; ibadetle yetin­mez; aile, miras, ticaret, borçlar gibi muamelatta; ceza ve usul hukukunda (ukubat) her şeyi kurallara bağlar; yükümlülükleri sayıp döker.

Siyasal İslamdenilen kavramda şeriatı dışlamak olanağı var mıdır?..

Siyasette bir kez dincilik yoluna girildi mi, durulması olanaksızdır.

*

Ilımlı İslamın yolunu 12 Eylül faşizmi Türk-İslam sen­tezine açtı.

Laik Türkiye Cumhuriyetikavramından ayrılan, fe­laketin yollarına taş döşemeye kalkan aymazdır; insan­lık tarihinde demokrasiye ancak laiklik yolundan yürünerek varılır.

Son pişmanlığın fayda vermediği gerçeği atalarımızın binbir deneyimiyle özdeyişe dönüşmedi mi!..

(4 Ekim 1996 tarihli yazısı)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları