İlhan Selçuk

3'üncü Binyıl'a Nasıl Girilir?

30 Ekim 1996 Çarşamba

PENCERE


3’üncü Binyıl’a Nasıl Girilir?..

Elimize bir kalem alalım, beyaz bir kâğıda aşağıdaki söz­cükleri alt alta yazalım:

Aydınlanma..

Sanayileşme..

Uluslaşma..

Cumhuriyet..

Laiklik..

Demokrasi...

Eski deyişle bu sözcükler birbirine “tedahül” eden, yani iç içe geçip tarihsel süreçte birbirini etkileyen, birbiriyle bağıntılı ve bir bütünün içinde düşünülmesi gereken kavramları vurguluyorlar. Uygarlık tarihinin anlaşılması için her birine ilişkin kavramsal algılamayı saydamlaştırmak zorundayız.

Çağdaşlık bilincinin gereğidir bu...

18’inci yüzyıl Avrupası bu sözcüklerin insanlık tarihinde harmanlaştığı yerdir. Her bir sözcüğün geçmişi var. “Aydınlanma” birdenbire mi ortaya çıktı? Arkasında “Hümanizma, Reform, Rönesans” yok mu?.. Sanayileşme olmasa, ümmetten ulusa geçilebilir miydi? Uluslaşma gerçekleşmese ümmet toplumu laikliği türetebilir miydi? Laikliği benimsemeyen bir toplum, egemenliğin kaynağını gökten yere indirip halk istencine bağlayabilir miydi? Ümmetin üyesi yurttaşlık bilincine nasıl erişecekti? “Kul” olmaktan çıkıp “insan”a dönüşmeden “İnsan Hakları Bildirisi” nasıl yazılabilirdi? İnsan haklarının bilincine ulaşamayan kişi, demokrasi hukukunu nasıl benimseyebilirdi?..

*

Falih Rıfkı anlatır. Bir gün Atatürk Meclis kürsüsünde “asrileşmek”ten söz açıyor. Ön sıralarda oturan bir softa sesini yükseltiyor:

- Asri olmak ne demek?..

Mustafa Kemal:

- Adam olmak demek!..

Sözlüğü açalım:

Asri: Çağdaş...

Asrileşmek: Çağdaşlaşmak...

Peki Mustafa Kemal kendisine soruyu yönelten milletvekiline ne anlatmak istedi?..

Batı’da “Aydınlanma Devrimi” bir yeni insan türü yaratmıştır. Bu insan aklını kullanan kişidir. “Aklın inançtan, bilimin dinden bağımsızlaşması” süreci sonunda, insan kul olmaktan çıktı...

Yurttaş oldu.

Yurttaş olmayan insan, ne demokrasiyi kurabilir, ne de çağdaşlaşabilir.

Adam olmanın anlamı bu!..

*

Cumhuriyet devriminin anlamı da bu!.. Bir ümmetin kullarından oluşan toplumda demokrasi bilincinin ya da kültürünün boy atması olanağı var mı?..

Ya kadın?..

Kutsal kitaplarda kadının yeri ne?..

Cadı mı, şeytan mı, ikinci sınıf yaratık mı, korkulası bir günah kaynağı mı?..

1923 Devrimi, yalnız kadına verdiği yerle demokrasi tarihinde saygın yerini alıyor.

*

21’inci yüzyıla girerken aynı zamanda “3’üncü binyıl”a da adım atıyoruz.

4 yıl kaldı.

3’üncü binyıla ya da 21’inci yüzyıla 1923’ten geriye giderek girilmesi olanaksızdır.

(30 Ekim 1996 tarihli yazısı)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları