Özgür Mumcu

Denemesi Bedava

11 Şubat 2015 Çarşamba

Davutoğlu yavaş yavaş açılıyor. En son Hakan Fidan kriziyle Erdoğan’la sürtüşebileceğini gösterdi. Halledilemeyecek mesele değildir herhalde. Fakat Erdoğan’ın konu hakkında kamuoyuna açıklama yapması dikkat çekici. Hem eşyanın tabiatı gereği hem de Davutoğlu’nun bir hayli güçlü egosu sebebiyle er ya da geç tarafların çatışması beklenmeli. Seçime kadar bunu olabilecek en aza indirmeye çalışacaklar. Seçim sonrası ise gerginliğin artması muhtemel.
Erdoğan’ın gölge ve etkisindeki bir partide Davutoğlu’nun “emanetçilikten”, “mutemetlikten” sıyrılması için evvela seçimlerde iyi bir sonuç elde etmesi, sonra da partinin yönetimini fiiliyatta da Erdoğan’dan devralması gerek.
Dün parti grup toplantısında AKP’den bahsederken mübalağanın da sınırlarını aşması bundan. Yani insan partisini sever, hatta hayatını da ona adayabilir ama şunları söylemek herhalde insaf sınırlarını zorlamak sayılmalı:
“AK Parti anlaşılmadan Ortadoğu anlaşılamaz, Kafkaslar anlaşılamaz. AK Parti anlaşılmadan dünya siyaseti anlaşılamaz.”
Seçim beyannamesine gireceği söylenen “kutsal dava” kavramı ile neredeyse “dünyadaki her şeyin merkezi AKP” söylemi beraber ele alındığında, Davutoğlu’nun hırsının kolay kolay dizginlenecek cinsten olmadığı anlaşılıyor.
AKP’nin bizatihi varlığına atfedilen kutsallık da yine Davutoğlu’nun sözlerine yansımış: “AK Parti dava erenlerinin her zaman ayakta, dimdik, vakur bir şekilde geleceğe yürüdüğüne dair inancımız bir kez daha güçlendi.”
Yine aynı konuşmada Başbakan, Necip Fazıl’ın Sakarya Türküsü ile ifade edilen davanın AKP’nin emin ellerinde olduğunu söyledi.
Yani bir davadır gitmekte. Sakarya Türküsü’ne bakılırsa o dava da peygamberin yol ve varlığı haricinde her şeyin angarya olduğu bir dava.
İlahi bir görev inancı, bir siyasi parti üyelerini de o görevin davasının erleri yerine koyan bir anlayış.
Kutsal bir davaya inanan cihanşümul bir partinin getireceği iç güvenlik paketinin muhtemel neticelerine bu gözle de bakmakta fayda var.
Özetle, Erdoğan sonrası AKP’yi Davutoğlu liderliğinde daha da dini ve daha da otoriter bir yeniden şekillenme bekliyor. AKP Genel Başkanlığı’nı devralırken Davutoğlu’nun bahsettiği “restorasyon” bu olsa gerek.Önce partide, sonra devlette.
Bütün bunlara Erdoğan’ın bir itirazı olmaz. Neticede o da “kindar ve dindar gençliğin” peşinde.
Erdoğan, gücünü korur ve tahkim ederse Ak Saray’dan inecek proje Davutoğlu’nunkinden çok farklı değil. Belki biraz daha pragmatik.
Davutoğlu, Erdoğan’ı biraz olsun frenleyebilirse daha İslamcı ve daha otoriter bir AKP hükümeti görmek şaşırtıcı olmayacak.
Şayet aralarındaki uyum bozulmazsa Ak Saray’ın projesine daha da İslamcı ve sert bir şekilde enstrüman olmuş bir hükümet.
Dava eri olmayanlara düşen ise bir zamanların İslamcı gençlerinin gözyaşlarıyla mırıldandığı Sakarya şiirini söylemek:
“Vicdan azabına eş, kaynakayna Sakarya / Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!”
Garip ve parya oldukları zannıyla geldiler, kendilerinden olmayanları gerçekten parya yapmaya karar verdiler.
İnanmayan iç güvenlik paketi geçtikten sonra sokakta bir eyleme çıksın.
Denemesi bedava, paryalık sırayla.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları