İlhan Selçuk

Erkek Erkeğe Topluma Doğru..

10 Nisan 1997 Perşembe

PENCERE

İLHAN SELÇUK

Erkek Erkeğe \t\tTopluma Doğru..

Osmanlının Anadolusunda kitap yoktu. Nasıl olsun ki!.. Okuma bilen kaç kişiydi?.. Elden ele, evden eve aktarılan kitaplar da cavalacicoz takımından eğlencelik şeyler ya da dinsel hurafelerdi. İlgi görenler arasında Hafız Şirazinin Divanı da vardı. Neden ilgi görüyordu? Çünkü eskiden evlerde Divan üzerine niyet tutulur, rakam söylenirdi; diyelim ki:

- 230!..

Divanın 230uncu sayfası açılırdı...

Ne yazıyor:

Tenin doktorların nazına niyaz etmesin, doktorlara muhtaç olmasın!.. Nazik vücudun hastalıklardan incinmesin. Bütün âlemin selâmeti, senin selâmetinledir. Hiç rahatsızlığa düşme, hiçbir suretle dertlenme!..”

Ne güzel fal değil mi!..

Şifa, Hafızın şeker saçan sözlerindedir. O sözlerde şifa ara da gülsuyu ile şekere muhtaç olma!..

*

Uzun kış geceleri, gaz lambasının hüzünlü ışığında vakit geçirmek için Hafıza başvuran Anadolu insanı, şairin sevgili derken genç bir erkeği amaçladığını biliyor muydu?.. Yalnız Hafız ya da Şeyh Sadi gibi İranlı şairler değil, Osmanlının divan şairleri de erkek erkeğe aşkın dizelerini aruz kalıplarına yüzyıllar boyu dökmediler mi!..

Kadına toplumsal yaşamı yasaklayan İslamda, eşcinsellikten kaynaklanan yaşam biçimlerinin edebiyata yansıyan gerçeğini nasıl açıklayabiliriz?

Osmanlıdan Cumhuriyete geçişte, 1923 Devriminin kadına sağladığı haklar ve özgürlükler, cinsler arasındaki sağlıklı ilişkilere de yol açmadı mı!.. Şeriatçılığın kadına dönük yasakları, toplumda ahlaka aykırı gelişmeleri körüklemiyor mu?..

İnsanlar arasında sağlıklı ilişkiler yasak duvarlarının yıkılmasıyla sağlanır.

*

Şirazlı Şeyh Sadiden:

Hemedan kadısı bir nalbant çocuğuna âşık olmuş, yanıp tutuşuyormuş. Genci çeşitli yol ve yordamlarla kandırmış, bir gece halvet olmuşlar; ama olay padişahın kulağına gitmiş...

Padişah seher vakti, kadının evine baskın yapmış; bakmış ki mumlar yanmış, kadehler kırılmış, kadı dünyadan habersiz sevgilisiyle sızmış:

Padişah kadıyı uyandırmış:

- Kalk, sabah oldu!..

Kadı gözlerini açıp karşısında padişahı görünce durumu anlamış ve sormuş:

- Padişahım güneş hangi taraftan doğdu?

- Maşrıktan (doğudan) doğdu...

Kadı:

- Elhamdülillah, henüz tövbe kapısı açıktır; çünkü bir hadis-i şerifte, güneş mağrıptan (batıdan) doğuncaya kadar tövbe kapısı kapanmaz buyrulmuştur.

Bak sen tilkinin kurnazlığına:

*

Şeriatçı kadını kapatıyor, çuvala sokuyor, erkek kadın arkadaşlığını kötülüyor, kadınları köleleştiriyor; ama İslam dünyasının ahlak coğrafyasındaki kirlenmeye ne diyelim?..

Gazetelerin yazdığına göre Refahçılar törenlerde çalınan İstiklal Marşından kadın sesinin çıkarılmasını istemişler!.. Erkek erkeğe toplumun daha erdemli olacağını mı sanıyorlar!..

Bizim tarihimizde en büyük ahlaksızlıklar ham sofulukla kara yobazlıktan kaynaklanır. Osmanlı tarihine bir bakın; sadrazamlar, vezirler, paşalar, kadılar, şeyhülislamlar rezaletin son perdesinde ne perendeler atmışlardır.

(10 Nisan 1997 tarihli yazısı)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları