Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Dönüşüm Sürecinin Taze Dengeleri...
PENCERE
İLHAN SELÇUK
Dönüşüm Sürecinin Taze Dengeleri...
1960’lı yıllarda bu köşede yayımlanan yazılarda “politikacı-mütegallibe-komprador ittifakı”ndan söz açılırdı.
‘Mütegallibe’nin bir anlamı ‘zorba’dır, öteki anlamı ‘derebeyi...’
Anadolu’da kimi eşraf ve toprak ağaları ‘mütegallibe’ idiler. Bu güç, tek parti yönetiminde ‘toprak reformu’na karşı çıkmıştı. Köy Enstitülerini “nüfuz”larını kıracak bir “tehlike” sayan ‘mütegallibe’nin temsilcileri, ‘sınıfsal bir kavga’ vererek Türkiye’nin uyanışını engellediler.
Peki, komprador kimdi?..
Ülkede sanayi burjuvazisi yoktu; çok partili rejimde yabancı kapitalizmin içerdeki ajanları gibi çalışan komprador kesimi türemişti. Bunlar devletçiliğe düşman idiler, ama, sermaye birikimleri de olmadığından devlete dayanarak sözde ‘özel teşebbüsçülük’ yapıyorlardı.
Sanayileşmemiş toplumda, çok partili rejimin Batı’dakinden ayrı bir niteliği oluşuyor; “mütegallibe- komprador-politikacı” üçlüsü, seçim sandığını denetlemesini biliyorlardı. Tarım toplumunun köylü katmanlarında başat ideoloji dindir. İttifak, din sömürüsüyle sandıkta çoğunluğu elinde tutuyordu. 1923 Devrimi’nin partisi CHP bu nedenle hiçbir seçimi kazanamamıştır; ama, Türkiye demokrasiye kavuşamamıştır.
*
Aradan yarım yüzyıl geçti.
Bugün yaşanan en büyük olay, seçim sandığındaki ittifakın bozulma sürecine girmesidir.
Neden?..
Çünkü ülkede sanayileşme az çok gelişti; ekonomide tarımın ağırlığı geriledi; Türkiye, turizm gibi yeni alanlara girdi; hızlı nüfus artışı ve kentleşme, toplum yapısını değiştirdi; vaktiyle Demokrat Parti ya da Adalet Partisi gibi merkez sağ örgütlerin şemsiyesi altında yaşayan irtica, bağımsızlığını ilan ederek öz partisini kurdu; endüstrileşme sürecinde burjuvalaşan üçüncü kuşak sanayici laik toplum yaşam biçimine aşılandı; “komünizme karşı panzehir” diye beslenen mürteciye -Sovyetler’in yıkılması üzerine- devletçe gerek kalmadı; sola karşı İslamcı ideolojiyi seçim sandığında kullanan büyük sermaye, denetiminden çıkan dincilikten ürkmeye başladı; silahlı kuvvetler en büyük tehlike saydıkları komünizmin gündemden silinmesinden sonra, irticayı “en büyük tehdit” olarak niteledi.
1990’lar dönüşüm yıllarıdır.
Merkez sağ ile merkez solun koalisyonu 1991’den bu yana süreklilik gösteriyor; arada “DYP-RP parantezi” var; ama, bu ortaklıkta irtica tehlikesi büyüyünce, toplum ve devletin ortak tepkisiyle önlemi alındı.
*
Halkın büyük çoğunluğunun ve devlet örgütünün üzerine birleştiği iki tehlike var:
Ayrılıkçılık..
Ve irtica!..
Bu iki “tehlike” ya da “tehdit” arasında önemli bir “fark” göze çarpıyor.
“Ayrılıkçılık” hiçbir zaman “iktidar” olamaz; devleti ele geçiremez; ama, irtica, kısa süre önce örneği görüldüğü gibi -oy oranı yüzde 20’de kalsa da- hükümetleşip devleti ele geçirebilir.
O zaman Türkiye’nin İran’a ya da Cezayir’e dönüşmesi gündeme girebilir. Halkın büyük çoğunluğuyla devlet yönetimi bu nedenle çok duyarlıdır.
*
Önümüzdeki günlerde, herkes hesabını buna göre yapmak zorunda...
Politikacı bu hesabın dışında kaldığı zaman, kafasını duvara çarpacak...
(6 Mart 1998 tarihli yazısı)
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
En Çok Okunan Haberler
- Kayyum rektörün paylaşımına tepki
- Kadınları 'çarşaf'a çağırdılar
- Taksim bombacısı için karar çıktı
- Metin Külünk'ten, Şimşek'e 'fotoğraflı' uyarı
- Altın fiyatları güne nasıl başladı?
- Mersin’de hasat başladı: 150 bin ton rekolte bekleniyor!
- Özgür Özel 'kırmızı motosiklet' sözünü tuttu
- Mükemmel koca olan 4 burç
- Nihal Candan için yeni karar
- Perinçek’in danışmanı Adanur tutuklandı