Öztin Akgüç

Başarısızlığın Kanıtları

01 Mart 2015 Pazar

Baskı, göz korkutma, artan din istismarı, yalaka takımını harekete geçirerek övgü yağdırma, yanıltıcı bilgi yoluyla algı oluşturma, aslında on iki yıllık başarısızlığın kanıtlarıdır. Başarılı bir iktidar, bu yollara başvurmaz, tevessül etmez.
AKP, yalnız mevcudu tüketmedi, ülkenin geleceğini de kararttı. Seçimin yaklaştığı bugünlerde, baskı, korkutma, din istismarı, çıkar sağlama yanıltıcı algı yaratma yollarıyla sonuç almaya çalışıyor.
Ekonomi alanında bir başarı algısı yaratıldı. Dış borç, özelleştirme gelirleri, tüketici kredileri, sıcak para girişi yanı sıra, ürkek işadamları ve CEO’ların beklentilerle ya da çekinerek övgü düzmeleri, sözde bilim insanlarının yorumları, ekonomide başarılı olunuyor algısını, izlenimini yarattı. Başarı algısının yanıltıcı olduğu, Türkiye’nin yüksek işsizlikte yanı sıra giderek enflasyonla uzun süreli durgunluk dönemine girdiği yönünde değerlendirmeler, öngörüler dikkate alınmadı, belki inandırıcı da gelmedi. Ekonomide durum netleşmeye, yaşamda olumsuzluklar, sıkıntı yaşanmaya başlandı. Son üç yılda ortalama yüzde 30’ün altında büyüme hızı, resmen çalışabilir nüfusun yüzde 11’e yaklaşan, üç milyonu aşkın işsiz, yoksulluk hatta açlık sınırı altında yaşayan, ianeye muhtaç milyonlar, artan dış borç, sıcak para girişi olmaması halinde oluşacak türbülansın korkusuna, yavaş yavaş batmakta kaygısına kapılmış çok sayıda işadamı başarısızlığın kanıtları. Artık kimse ekonomik başarıdan söz edemiyor, geniş kitleler 2023 hayali ile avutulmaya çalışılıyor. Son on iki yılda ekonomide ciddi biristismar, sömürü yaşanıyor. Üretken kesim ve emekçiler aleyhine, yandaşlar palazlandı; kaynak dağılımı da bozuldu.

***

Dış politikada dünya liderliği olmadı. Ortadoğu liderliği, stratejik yalnızlık derken, dışlanmışlık daha kötüsü istikal, kovumsama, itibar kaybı, yüz kızartıcı “başarı” öyküleri... Türkiye bu dönemde hiçbir alanda ön planda liderlik yapan bir ülke, bir güç konumunda olmadı. Kendi sınırlarını, topraklarını korumaktan dahi aciz bir ülke görüntüsü vermeye başladı.
Demokratik haklar, özgürlükler konusunda, başörtüsü alalaması altında yaratılan türban ayrıcalığı ile dokuz yaşındaki kız çocuklarının başının bağlanması dışında; Türkiye özgürlükler bağlamında da bazı Afrika ülkelerinin bile gerisinde kaldı. Bırakınız fikir özgürlüğünü, vatandaşın en doğal yaşama hakkı dahi tanımıyor. Bırakınız korumayı, yaşama hakkı, kolluk gücünün tehdidi altında.
Askeri vesayetle savaşım alalaması altında fiilen bir ağalık düzeni kuruldu. Ülkede şeklen, kâğıt üstünde bir hukuk düzeni var ama sözel buyruklar geçerli. Yandaş olarak nitelendirilmeyen vatandaşlar hemen tümü makul şüpheli olarak adalet güvencesinden yoksun, özgürlükleri tehdit altında.
Eğitim düzeyi giderek geriliyor. OECD istatistikleri kanıtlıyor. Çoğu duyarlı vatandaşta ülkenin geleceği kaygısı giderek artıyor.
Artık yandaş medyanın şamatası, övgüsü, başarısızlığı önlemeye yetmiyor. Baskı, göz korkutma, iftira, din istismarı artıyor. Gelecek günlerde hangi oyunlar sahnelenecek, kimler rol alacak, birlikte göreceğiz. Türkiye’de sahnelenecek oyunlarda oyuncu bulmak zor değil. Kişilikler, karakterler ortada.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları