Yukarıdan…

02 Mart 2015 Pazartesi

Cumhurbaşkanı ve ona bağlı olarak AKP, siyasal yapının başkanlık olması için canını dişine takmışçasına uğraşıyor. Seçime giden siyaset yolunun taşları, niteliği bugüne dek tanımlanmamış olan başkanlık baskılamasıyla döşeniyor.
Toplumsal yaşamın dokusu olan hukuk ve geleceğinin temeli olan eğitim ile birlikte, siyasal, ekonomik, kültürel ve kurumsal yapıların tamamı da bu baskılamayla biçimlendiriliyor.

***

Çatıdan başlayan bu başkanlık inşaatı, toplumsal yaşamın işleyişini kırıp döküyor.
Ekonomi, bunalım tarafına düşme olasılığı çok yüksek olarak, bıçak sırtındadır. Basın-yayın, birinin ak dediğine, diğerinin kara dediği bir süreçle ve keskin bir biçimde ikiye ayrılıyor; topluma doğru bilgi vermek olan asıl görevini yapmıyor. Hiç savsaklanmaması gereken barış süreci bile, çok büyük bir olasılıkla, başkanlık uğruna kurban ediliyor.
Geçen günlerde, Ege Üniversitesi öğrencilerinden Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun öldürülmesinin de kanıtladığı gibi, daha derin yaralar yeniden açılıyor; üniversiteler yeniden bir çatışma ortamına sürükleniyor. Oysa, yakın geçmişte yaşanan üniversite gençleri arasındaki ölümcül çatışmaların yalnızca, iç ve dış sömürü çevrelerinin ve özgürlük düşmanlarının işine yaradığı, deneyimlerle, biliniyor.
Gerçekte gençlik sorunu üniversite ile sınırlı değil. AKP’nin uzun iktidar yıllarında çağın gereklerine uygun doğru dürüst bir eğitim alamayan ve iş bulamayan gençlik, çok büyük çoğunluğuyla, uzmanlaşmasını kültür ve sanat etkinlikleriyle taçlandırarak yaşamın güzelliklerinden doyasıya yararlanamıyor. Çocuklar ve gençler, kendileriyle, toplumla ve doğayla barışık bir biçimde olgunlaşma süreçlerinden giderek daha fazla uzaklaştırılıyor.
Hızla artan genç kadın cinayetlerinin sergilendiği ölüm düzeninin öbür ucu bakın nerelere uzanıyor?
Geçen hafta ortasında çocuklara verilen değerler dersi,ölüme övgü düzlemine yerleştirildi. Yine geçen hafta hükümet sözcüsü, IŞİD’e bu ülkeden katılan gençlerin toplam sayısını bin olarak açıkladı. Bu sayı gerçeği tam olarak yansıtıyor mu? Ya gençlerin IŞİD’e katılmalarının nedenleri, katılma mekanizmasının nasıl işlediği?
Toplumun geleceği olan çocuklar ve gençler, AKP iktidarının pekiştirdiği koşullarda neden ve nasıl, ölmeye ve öldürmeye koşullanıyor.

***

Birkaç ay sonra yenilenecek olan Meclis, bırakalım, bu soruları sormayı,düşünce ortamı olmaktan iyice çıkıyor; eylem alanına dönüşüyor.
Sonra da halka dönülüyor, bakın Meclis sistemi çalışmıyor, bununla olmuyor, deniliyor. Böylelikle, başkanlık sistemine gidişin önemli bir gerekçesi oluşturuluyor.
Genel seçimlere doğru ülke siyaseti çok ilginç bir gelişmeye daha tanıklık ediyor; AKP, son yıllarda birçok kez yaptığı gibi, hem iktidar, hem de muhalefet oyununu birlikte oynuyor.
Ekonomik muhalefeti, Merkez Bankası başkanı ve bağlı olduğu bakanlar yapıyor; AKP içi siyasi muhalefet daha derinlikli; önceki Cumhurbaşkanı tarafından yürütülüyor gibi yapılıyor. Böylece, AKP içinden yeni bir muhalefet fidanı, siyaset tiyatrosunda sahneye konuyor.

***

Osmanlı devlet adamlarından Keçecizade Fuat Paşa’ya (ölümü 1868) İngiliz Büyükelçisinin:
- “Paşa bu ülkeye demokrasiyi getir artık” sözlerine, Paşa’nın,
- Beyim, yukarıda padişah var; egemenliğin kendisine Allah tarafından verildiğine inanıyor; aşağıda halk ise cahil. Ben de demokrasiyi pabuççu muştası gibi, yandan uyarlamaya çalışıyorum diye karşılık verdiği bilinir.
Anlaşılan AKP öykündüğü Osmanlı kadar olamıyor; demokrasiyi, gerekirse polis gücüyle, ancak yandan bile değil, yukarıdan getirecek!

***

Bu topraklarda özgürlük, eşitlik, kardeşlik ve barış değerlerinin güçlenmesi ve sömürüsüz bir dünya için yaşamı boyunca uğraş veren büyük usta Yaşar Kemal’i, kaybı nedeniyle özlemle anıyor, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları