Aydın Engin

Demirtaş’ı Sil, Öcalan’da Çalış

19 Mart 2015 Perşembe

Başlık sizi yanıltmasın, herhangi bir duyuma, belgeye, bilgiye dayanmıyor. Öyle olsaydı Tırmık’ın konusu değil Cumhuriyet’in manşeti filan olurdu.
Yani bir tahmin, bir çıkarım.
AKP tepelerinde epeydir biriken bir yargı sanırım, neredeyse eminim, salı günü HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “en kısa grup toplantısı” diye anılan konuşmasından sonra kesin karara dönüşmüştür. Özeti de başlıktaki kadar kısa ve yalın: Demirtaş’ı sil, Öcalan’da çalış.
Hani AKP’liler gazetelerde, haber kanallarının tartışma programlarında sık sık dillendirilen, Gül ile Erdoğan arasındaki çatlak... Davutoğlu Erdoğan’a ‘Artık yeter’ dedi... Erdoğan cumhurbaşkanı değil cumhurbaşbakan oldu... AKP’de üçüncü dönem barajına takılanlar Erdoğan’a başkaldırmaya hazırlanıyor” yollu cümlelere ifrit oluyorlar ve her fırsatta “Bunlar sayın Cumhurbaşkanımızla sayın başbakanımızın ve sayın eski cumhurbaşkanımızın arasına kama sokmak isteyenlerin uydurmalarıdır” filan diyorlar ya...
Şimdi AKP elebaşıları “Kama sokma” olarak niteledikleri marevralara bizzat başvuracaklar.
Çünkü...
Çünkü Tayyip Erdoğan’ın başkanlık tutkusu günbegün kabarıyor. Cumhurbaşkanı olduğunu unutup ya da umursamayıp seçmenlerden “400 milletvekili” dileniyor. 400’ü tutturamasa bile 376, onu da tutturamazsa 330’a da fit.
Ama ya hiçbirini tutturamazsa?
Bu olasılık öfkesini sıra dağlar gibi yükseltiyor, yanardağlar gibi püskürtüyor...
İşte tam da bu sırada bir yeni yetme, üstelik genç, üstelik bağırıp çağırmadan konuşmayı becerebilen, üstelik hazır cevap, üstelik mizah duygusu güçlü, kısacası alışılagelmiş can sıkıcı siyaset esnafına hiç benzemeyen ve üstelik Kürt bir politikacı kalktı, açık seçik ve çok kısa bir cümle kurdu, Twitter çocuklarının deyimiyle “Bilal’e anlatır gibi” anlatıp ilan etti:
“Seni başkan yaptırmayacağız.”
Bir daha: “Seni başkan yaptırmayacağız...”
Bir daha: “Seni başkan yaptırmayacağız...”
E buna yürek mi dayanır; böyle bir meydan okumaya öfke mi dizginlenir?..
Peki ne yapılır?..
Tek çare var: Öcalan’la Demirtaş arasına kama sokmak...
Benzeri değerlendirmeler, laf çarptırmalar daha önce de yapıldı. Ancak bu defa durum farklı. Öcalan’ın ağzından “Yooo, başkanlık da düşünülebilir. Pazarlıkta uyuşursak başkanlık sistemine de razı olabiliriz. O arkadaş yetkisini ve etkisini aşmış” yollu bir demeç koparılabilirse ne âlâ; yok Öcalan böyle bir kumpasa, tuzağa düşmezse yandı gülüm keten helva...
O yüzden bugünlerde AKP’nin düdüğünü çalan üst düzey güvenlik ve istihbarat bürokratlarının İmralı ziyaretleri sıklaşır, kapalı kapılar ardında siyaset bezirgânlarına özgü baskı, pazarlık girişimleri yaşanırsa kimse şaşırmasın...

***

AKP elebaşılarının Kürt siyasal hareketinde bölünme, çelişki, çatışkı arayışları çok belirgin. Çünkü biliyorlar, doğru bir teşhis koyuyorlar: Başkanlık sistemi şöyle dursun, AKP’nin tek başına hükümet kurmasını bile önleyebilecek tek siyasal güç var. Beğenelim beğenmeyelim, sevelim sevmeyelim, ürkelim ürkmeyelim ama gerçekçi olalım: Kürt siyasal hareketi.
Bu ne “CHP’liler de HDP’ye oy versin” çağrısıdır, ne Türkiye’yi bölecek bir sürece çaktırmadan destektir. CHP içinde kısaca “ulusalcı” diye nitelenen milliyetçi kanat zaten kendi kendini tasfiye ediyor. CHP’nin kabuğunu kırma çabaları zikzaklarla, git gellerle de olsa sürüyor. Örneğin Kılıçdaroğlu’nun haziran seçimlerinde listelerin ilk sıralarının kadınlara ait olacağını ilan etmesi bile bu kabuk değiştirmenin somut ve alkışlanası bir kanıtı.
Kürt seçmenin ağırlıkta olduğu illerde ve Kürt seçmenin ciddi bir kitle olduğu Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Bursa ve ille de İstanbul gibi büyükkentlerde bugüne kadar AKP’ye oy verenlerden HDP’ye radikal bir yöneliş bile HDP’yi barajın üstüne taşır.
Eh, Erdoğan’ın milliyetçi oyları kaçırmamak için “Ne Kürt sorunu yav... Neleri eksik ki” gibi incilerinden sonra böylesi bir yönelim kimse için şaşırtıcı olmasa gerek.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları