Arif Kızılyalın

Eski Zaman Saati!

02 Nisan 2015 Perşembe

19. yüzyıl Türk edebiyatına damgasını vuran iki eser var, içerik olarak birbirine çok benzeyen. ‘Eski Zaman Saati’ ve ‘Müslüman Saati” İki yapıtta da anlatılmak istenen eski ile yeni arasına sıkışan insanın yaşadığı ruh hali.
Gerek Abdülhak Hamit, gerek Ahmet Haşim, Doğu ile Batı’nın, eski ile yenin mukayesesini yapıyor, eskiye duyulan özlem kadar, alafrangaya olan ilgiyi kaleme alıyor. Biri romantik, biri sembolist olsa da ana fikir aynı, ‘arada sıkışmışlık’.
İşte, Fatih Terim yönetimindeki A Milli Futbol Takımımız da bu arada kalmışlığın sendromunu yaşıyor şu günlerde. Gerek Hollanda, gerek Lüksemburg maçlarında, hatta, neredeyse sıfır çektiğimiz İzlanda ve Çek sınavlarında bu ruh halini hepimiz hissettik. Galiba en çok da Fatih Terim etkileniyor bu arada kalmışlıktan. Öncelikle şunu biliyoruz ki Terim, reformisttir, yeniliğe açıktır, ama vazgeçemediği eski alışkanlıkları vardır, gerçekten değer verdiği eski tüfeklerinden kolay kolay vazgeçmez...
Geçmiyor da zaten.
O yüzden hâlâ Emre diyor Selçuk, Burak, Umut, Gökhan Gönül’e olmazsa olmaz gözü ile bakıyor...

Yeni ruh, eski isimler
Eskiyle devam ederken de “Biz buradayız” diye bağıran Gökhan Töre, Hakan Çalhanoğlu, Enes, Ozan, Şener, Olcay, Eren’e, hatta iyileşmesi halinde Oğuzhan’a “Hayır” diyemiyor.
Görüldüğü gibi tam bir sıkışmışlık...
Devrim yapmak istiyor ama 2008’deki askerlerinin üzerine çizik atamıyor. Yeni bir ruh istiyor ama eski öğrencilerinden vazgeçemiyor. Gerçi, Terim’e çok da yüklenmemek gerek. ‘Milli Takım Teknik Direktörü’ kimliğinin yanında bir de ‘Türkiye Futbol Direktörü’ unvanını taşıyan biri, sadece yarışmacı kimlik sergileyemez ama bir gerçek var ki, hem yarışmacı, hem yetiştiricilik görevlerini de, ‘layıkı’ ile yerine getirmek zordan öte günümüz futbol dünyasında.

Karar ver hocam
Bu bağlamda bir karar vermeli Fatih Terim.
Ya başarıdan başarıya koşan, ‘Eski Türkiye’nin Fatih Hocası’yım diyecek. Ya da hocalık, yetiştiricilik, planlamacılık, hatta eğitimcilik yaparım arada da milli takım hocalığını icra ederim diyerek, Hamit ile Haşim’in portresini çizdiği sıkışmışlık sendromunu yaşayacak.
Karar ver hocam, arada sıkışma.
Ya yarışmacı ol, ya yetiştirici...
Ve unutma ki, eski Türkiye seni salt yeşil sahalardaki başarıların, tuttuğunu koparan inatçı karakterinle, kupa kaldıran yapınla sevdi.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 Nisan! 24 Nisan 2024
Yeni TFF Başkanı! 20 Nisan 2024
Ekmek yoksa ıstakoz ye! 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları