İlk Meclis...

29 Nisan 2011 Cuma
\n

23 Nisan haftasında şöyle dedim kendime:

\n

Haydi, kitap duvarından birkaç kitap seç. Bu hafta sadece 1920yi oku...

\n

\n\n\n

Prof. Tarık Zafer Tunayayı alıp da bırakmak mümkün mü? Onun eserlerini değil bir haftaya, aylara sığdırmak mümkün mü?

\n

Prof. Tunaya, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş temelleriyle ilgili herkesin bildiği konulara bile öylesine anlamlar yüklüyor, öylesine yeni ufuklar açıyor ki, bugünkü tartışmalara da ışık tutuyor.

\n

Bir haftaya doğal olarak Prof. Tunayanın sadece 1920li yılların başına dair yazdıklarının bir bölümünü sığdırabildim.

\n

Bazı satırların altını çizerken ister istemez bugünü düşündüm.

\n

Kimi karşılaştırmaları paylaşmak isterim.

\n

***

\n

23 Nisan 1920de Meclisin açılmasının ardından 24 Nisan sabahı Mustafa Kemal neredeyse bütün günü Meclis üyelerini bilgilendirmeye ayırıyor.

\n

30 Ekim 1918de imzalanan Mondros Mütarekesinden sonra 23 Nisan 1920ye değin ne yaptığını bir bir anlatıyor.

\n

Bir başka deyişle Meclis üyelerini sadece parmak kaldırıp indirme işlevi olan kişiler olarak görmüyor.

\n

Meclis yetki devrinde son derece kıskanç. Meclis üyeleri,Biz tatile gidiyoruz, altı ay boyunca bizim yola çıkarma yetkimizi bir kişi istediği gibi kullansındemiyor.

\n

Örneğin Mustafa Kemale başkumandanlık yetkisi verirken bir dizi şarta bağlıyor.

\n

İşte o şartlar:

\n

- Millet ve memleketin mukadderatını bilfiil elinde tutan en yüksek kuvvet TBMMdir.

\n

- Başkumandanlık Meclisin tüzelkişiliğindedir.

\n

- Bu kayıtlar altında fiili başkumandanlık görevine, kendi reisi Mustafa Kemal Paşayı memur eylemiştir.

\n

- Mustafa Kemal Paşa, başkumandan olarak ordunun maddi ve manevi kuvvetini arttırmakla, sevk ve idare ile görevlidir.

\n

- Bu sıfat ve selahiyet üç aylıktır. Gerekli görüldüğünde uzatılacaktır.

\n

1921 Anayasasının yapımında da temel işlevi yine Meclis üyeleri üstleniyor. Prof. Tunaya, TBMMnin anayasa yapma dönemindeki genel rolünü şöyle özetliyor:

\n

Kurtuluş Savaşını yürütmek, yeni devletin temellerini atmak, halka hürriyet vermek.

\n

1921 Anayasası son şıkkın üzerine inşa ediliyor.

\n

***

\n

Türkiyenin kuruluşu Doğu ile Batının biçimlendiği, saflaştığı bir döneme karşılık geldi. Hem Doğunun hem Batının Türkiyede kurulacak yeni rejimin geleceğiyle ilgili kendi hesapları vardı.

\n

Prof. Tunaya iki tarafı ana hatlarıyla işledikten sonra şöyle diyor:

\n

İki ideolojik dünya ortasında kendini bulabilmek; asıl görev buydu.... Meclis bu iki ateş arasında... çalışmıştır. Sıcak ve soğuk savaşlar arasında. Batı-Doğu çarpışması arasında tarafsız, bağımsız kalabilmek... TBMM işte bu kurtuluş yolunu, gayet ustaca ve yavuzca bir politikayla bulabilmiştir...

\n

Prof. Tunaya, Türkiyenin kuruluş temellerindeki sağlamlığı TBMMnin bu dinamizmine dayandırıyor. Bunu vurgularken de şöyle özetleyebileceğimiz bir değerlendirme yapıyor:

\n

Meclis, Cumhuriyet rejimine kalbolmuştur.

\n

Ustalaştım deyip yeni dönemde Meclisi tümüyle kendine memur etmek isteyenlerin Meclisin tarihinden alması gereken dersler var.

\n

Orası kimsenin malı değil.

\n

Millete ve ülke tarihine ait.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

31 Mart başlangıcı! 9 Mayıs 2024
100. yılı yaşamak! 7 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları