Bahar Geçidi...

18 Mayıs 2011 Çarşamba
\n

\n

Serçelerin kanadında geldi bahar. Birden sayıları arttı. Telleri, serçe ormanına, kuşlar bağına çevirdiler. Silindir tel örgüler sanki onların arasında

\n\n\n

dolaşması, altında-üstünde takla atması, buluşma yeri olarak kullanması için konmuş...

\n

Her bahar havanın ısındığını ilk onlar müjdeliyor. Ben de geleneği bozmadım, ekmeğimi onlarla paylaştım. Günde bir ekmek hakkımız var. Sabah sayımından sonraki ilk kapı açanımız ekmek dağıtıcıları, ikincisi gazete dağıtanlar. Bazen ikisi bir arada denk gelince, Ooo beyin ve beden gıdamız geldi diye takılıyorum onlara...

\n

Ekmeğin yarısı benim. Kalan yarısını ortasından iyice ayırıp havalandırmaya koyuyorum. Çok geçmeden bizimkiler damlıyor...

\n

Tellerde bir serçe, ekmek konduğunu görünce, avazı çıktığı kadar ciklemeye başlıyor. Anında birkaçı daha beliriyor.

\n

Biri dalıyor havalandırmanın ortasına, çoğunlukla ilk dalışta ekmeğe şöyle bir dokunup geçiyor. Tellere çıkıyor. Ortamın güvenli olduğunu hissettiği an yeniden dalıp tıklamaya başlıyor. Sonra ötekiler. Belli bir grup yeni serçeler gelince onları ekmeğe yaklaştırmıyor. Aldıkları her lokmadan sonra çevreye bakıyorlar. Küçücük bir çıtırtıda soluğu tel sarayında alıyorlar.

\n

Ekmek kavgası her canlı için zor...

\n

***

\n

Baharın ikinci müjdecisi ılık yağmurlardı. Mayıs başı tam keyifıslatan türünden yağdı. Her yerine doluyor, tümüyle ıslandıktan sonra tatlı tatlı hissediyorsun...

\n

Yağmur, bahar havası, haydi dedim kendime sporu erken yap”. Serçelerin ekmeğini de az önce vermiştim.

\n

Havalandırmada 10 dakika koştum koşmadım, bir serçe ekmeğe doğru uçup havalandı. Az sonra yeniden, derken bir daha. Telde de, 3-4 tanesi yan yana kuştan sesler korosu halinde...

\n

Anladım ki, ekmeği yemek için benim havalandırmayı terk etmemi istiyorlar. Yapacak bir şey yok, emir büyük yerden.

\n

Bıraktım sporu...

\n

Ekmeğe akın... 80 demir gözlü pencereden seyir de spor kadar güzeldi.

\n

Kargalar da kendilerine değişik bir oyuncak buldu. Havalandırmayı sürekli gözetleyen kamera mobese tipi, 40 santim uzunluğunda oval bir boruyu andırıyor. Yere doğru 30-40 derece kadar eğik. Kargalar tam kameranın arka kısmına pat diye konuyorlar, kamera şöyle bir sallanıyor. O sallanmayı ağaç dalı mı sanıyorlar ne, bundan büyük bir keyif alıyorlar.

\n

Kamera da sarsılmaktan bir hal oluyor ama, hoşuma gitmiyor dersen yalan olur.

\n

***

\n

Baharın üçüncü müjdecisi ise rüzgârdı. Daha mart başında sordum soruşturdum, etrafta ağaç var mı diye. Yok dedikten sonra sordular tabii:

\n

- Ne yapacaksın?

\n

Alttan tünel kazınca köke ulaşıp oradan yukarı çıkacağım” demedim. Önümüz bahar, çiçek açınca kokusu gelir desem tünelden daha az inandırıcı bulunabilirdi. Öylesine sorduğumu söyledim...

\n

Ağaçlardan olmasa da kır çiçeklerinden, Trakyanın verimli tarlalarından çok güzel kokular getirdi rüzgâr.

\n

Silivrinin özellikle bahar aylarında hissedilen çok güzel bir doğal kokusu var. Nasıl tarif etmeli; şöyle deniz kokusuyla bereketli toprak kokusunun sürekli hız değiştiren rüzgârla karışımından oluşuyor.

\n

Mayısın ilk haftası işte tam böyle bir hava vardı.

\n

Bahar...

\n

Gökkubbenin her yerinde güzel.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları