Özgür Mumcu

Zamanınızı Aldım

11 Nisan 2015 Cumartesi

Memlekette gündem o kadar hızlı değişiyor ki artık bundan bahsetmek bile sıkıcı. Her şey hızla değişir gibi gözükürken her şeyin ısrarlı bir şekilde aynı kalması söz konusu. Her teli başka renkte bir çemberde devinen hamsterlara benzedik. Çemberin tellerinin değişik renklerde olmasına şaşırmamız aslında hep aynı çemberde olduğumuz hakikatini değiştirmiyor.
Gazete günceli sever. Gecikmiş yazı pek sevilmez. Okunmaz da. Ancak bazen yazmak için işlerin biraz soğumasında fayda var.
Adliye saldırısı haklı olarak memleketi sarstı. Saldırının ardından başlayan tartışma da öyle. Malumunuz toplumsal kamplaşmada artık bir dünya markasıyız. Her kesim karşısındakinin kötü niyetinden emin. Diyalog zannedilen, diğer tarafa kaya parçaları gibi savrulan monologlar. Kim daha çok kaya fırlatabiliyorsa maçı kazanabileceğini zannediyor. İktidar kanadının elinde daha çok mancınık var. Birdenbire üzerinize irili ufaklı taş gülleler yağıyor.
İktidar ve onun yarattığı medya, hazzetmediği yayın organlarını DHKP-C’ye destek olmakla suçladı. Bu suçlananlar arasında Cumhuriyet gazetesi de vardı. Sair zaman gülünüp geçilecek bir tuhaflık. Gelgelelim ısrarla kurulan tam saha baskı neticesinde eminim bunu gerçek zanneden çok kişi vardır.
Savcı Mehmet Kiraz’ın rehin alındığı ana ait fotoğrafın yayımlanması, iktidar cephesinde büyük bir tepkiye yol açtı. Aralarında Cumhuriyet muhabirinin de bulunduğu gazeteciler, savcının cenazesine Başbakan’ın emriyle alınmadı.
Rehin alma vakalarının ya da terör örgütlerinin rehin aldıklarını öldürmelerinin fotoğraf ve videolarının yayımlanması uluslararası medyada da tartışılan bir konu.
Dünyada son olarak IŞİD’in kafasını keserek öldürdüklerine ilişkin görüntüler tartışmayı artırdı. Bu görüntüler yayımlanmalı mı? Yayımlanırsa bunlara nasıl yer verilmeli?
ABD’de bir gazetecilik okulu olan Poynter Enstitüsü’nden Kelly Mcbride, bu görüntülerin kullanılacaksa terör örgütlerinin işine yaramayacak şekilde kullanılması gerektiğini söylüyor. Mesela rehin alınan ya da öldürülen kişinin başka fotoğraflarının da kullanılıp haberinin tonunun değiştirilmesini öneriyor.
Görüntülerin nasıl elde edildiği, ne amaçla yayımlandığının da belirtilmesinde fayda görüyor.
Bu eski bir tartışma, ancak yeni teknolojilerle yeni bir boyut kazandı. Daha evvel bir savaş ya da terör eyleminde görüntüleri çekenler çoğu zaman muhabirlerdi. Artık bu görüntüler çoğunlukla terör örgütleri tarafından sağlanıyor. İçerik denetimi bir ölçüde medyanın elinden çıkıyor. Daha da önemlisi yayın organları bunları yayımlasın ya da yayımlamasın internet eliyle hızla yayılıyorlar.
American Journalism Review’da tecrübeli bir savaş muhabiri olan Jackie Spinner, bir makalesinde Associated Press’in (AP) bu konuda belirlediği ilkeleri şöyle sıralıyor: Görüntü gerçek mi? Haber yapmaya değer mi? Bize bilmediğimiz bir şey anlatıyor mu?
Şayet bu soruların cevabı evetse görüntü, haber gereksiz yere korkunç olmayacak şekilde verilecek halde kullanılıyor. Mesela IŞİD idamlarında boğazın kesilmesi değil rehinenin öldürülmeden önceki fotoğrafı kullanılıyor.
Zor bir tartışma. Her somut olayın kendi şartlarına göre değerlendirilmesi gerekiyor. AP yetkilisi amaçlarının “şiddeti sıradanlaştırmak ya da radikal örgütlerin etkisini şiddet pornografisiyle artırmamak olduğunu” belirtiyor.
Bir gazetenin görevi haber vermek ve haberi oluşturan olayın daha iyi anlaşılmasını sağlamak.
Cumhuriyet’in yayını AP’nin kriterlerine uygun görünüyor. Ancak ben de o fotoğraftan rahatsız oldum. Dünyada nasıl tartışılıyor, konu üzerine yazılıp çiziliyorsa bizde de aynısı olabilirdi. Bunun olması için, Başbakan’ın yetkisi dışına çıkıp cenazeye girecek gazetecileri belirlemek gibi aklına esen tedbirleri almaması gerekiyor. Ya da iktidar medyasında yazanların herkesi terör destekçisi ilan etmemesi.
Medya etiğine ilişkin çetrefilli bir konunun memleketimizde tartışılabilme ihtimalinden bahseden bir yazı yazdığımı fark ettim. Zamanınızı aldım, kusura bakmayın.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları