Orduevi–Sakal–Türban!

21 Nisan 2015 Salı

Milli Savunma Bakanlığı, “Orduevleri, Askeri Gazinolar ve Sosyal Tesisler Yönetmeliği’nde” yapılan değişikliği Resmi Gazete’de yayımladı.
Sizler de “duyduk duymadık” demeyin… Buyurun okuyun…
“Yaşının ilerlemesi nedeniyle dini inançlarına uygun olarak sade bir şekilde sakal bırakmış kişiler ile yaşlı annelerden yüzü açık olacak şekilde eşarplı olanların dışında; sakallı, cüppeli, sarıklı, takkeli, türbanlı vb. çağdaş olmayan kıyafetlerle gelenler, günlük sakal tıraşı olmamış ütüsüz ve kirli elbiselerle gelenler, yabancı uyruklu kişiler orduevine giremezler, ibaresi kaldırıldı.”
Genelkurmay başkanlarının, kuvvet komutanlarının, generallerin, subayların, Ergenekon ve Balyoz tezgâhları ile hapislere atılması ile önü açılan Sultan’ın Erkânı Harbiye Umumiye Reisi Hususi Paşa döneminde başka ne beklenirdi ki!

***

60’lı yılların başlarında Başbakan İsmet İnönü, Ayten Sokak’taki evinden çıkar, Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’den aldığı izinle Çankaya Köşkü’nün bahçesinde yürüyüş yapardı.
Biz gazeteciler de onunla birlikte yürür, sorular sorar, söyleşirdik. Beğenmediği sorulara “no comment - yorum yok” anlamında “Hadi canım sen de!” derdi.
Bir kez, 3 günlük tıraşla gittim. Hürriyet’in muhabiri Ali Utku’nun koluna girdi, beni göstererek, “Ali! Kim bu” diye sordu. Ali de “Cumhuriyet gazetesinden Özgen Acar…” yanıtını verdi…
İnönü gülerek “Ben, İstiklal Savaşı’nda cephede bile sabah çadırımdan çıkmadan önce daima tıraş olurdum!” dedi…
Ertesi günü tıraş olarak gittim. Beni görünce “Özgen! Hoş geldin…” diyerek koluma girdi, o gün birlikte yürüdük…
Mustafa Kemal, İsmet İnönü, Mareşal Fevzi Çakmak, iyi ki “askeriyenin” bugünlerini görmediler…

Asteriks - Oburiks!
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “parselci” dediği, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, “Transformers” filminden esinlenerek Ankara’ya dev bir robot heykeli dikti.
Büyük tepki aldı. Dava edildi… Şimdi de açıklamış, robot heykelini kaldırıp yerine 40 m yüksekliğinde dinozor heykeli dikecekmiş! Tonlarca harcanan paraya yazık…
Ben olsam robot heykelini Sultan’ın AK-Sarayı’nın merdivenlerine dikerim. Böylece 16 Türk devletini simgeleyen Cumhurbaşkanlığı forsuna büyük başkanlık peşindeki Sultan’ın 17. Cumhuriyeti çok iyi temsil edilmiş olur!
Melih Efendi dinozora verilecek ad konusunda anket açmış… Gelen yanıtlar arasında “Dinocan”, “Ankadino”, “Demozilla”, “Ankasaurus” adları öne çıkmış… Bence dinozora “Tayyipsaurus” adı daha iyi yakışır.

***

Anadolu gibi Ankara da çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yaptı. Ankara’nın bilinen ilk sakinlerinin, Hattiler olduğu belirlendi. Hint- Avrupalı bir kavim olan Hititlerin, göç tarihleri kesin olarak bilinmiyor. Ankara ve çevresinde Hitit dönemine ait yerleşkelerin kalıntıları, Balıkhisar, Ballıkuyumcu, Bitik, Karaoğlan, Gâvurkale ve Kültepe höyükleridir.
Hint-Avrupalı bir Kelt kavmi olan savaşçı Galatlar, Orta ve Batı Avrupa’nın Ren- Tuna havzasındaki yurtlarını terk ederek İÖ 278-189 yılları arasında üç kabile olarak Anadolu’ya göçtüler. Yerleştikleri Frigya ve Kapadokya topraklarına Galatya dendi.
Galatya günümüzdeki Ankara ve Kırıkkale illerinin tamamını kapsıyordu. Ankara, Galatların Tektosaglar kabilesine İÖ 3. yüzyılda başkentlik yaptı. Antik Yunan tarihçi Strabon, ünlü yapıtı Geographika’da, Ankara Kalesi’ni Tektosagların inşa ettiklerini yazar.
Kimdi o Galatlar? Çizgi romanda, Romalılara kök söktüren Asteriks ve Oburiks’in halkı… Ankara ile bağlantısı olmayan “ucube” heykeller dikmek yerine Melih Efendi, önce yer yer yıkılmakta olan görkemli Ankara Kalesi’ni koruma altına alsın. Sonra da Ankara halkının bile bilmediği bu tarihsel gerçeği isterse Asteriks ve Oburisk ile vurgulasın…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları