Solculuk 'Din'leşince...

04 Aralık 2008 Perşembe

Gürbüz Çapanın son yazılarını okuyor musunuz?.. Geçenlerde fark ettim ki ergenekonzedeliğinden beri sanki daha bir yazarlaşmış.. hele Gün Zilelinin kitaplarından söz ederken...

İletişimden çıkan Yarılma, Havariler ve Sapaktaki yaşamöyküsünü solcularla birlikte sağcıların da okumasını diliyor ve ekliyor; Bir kez daha anladım; sorun imamda değil, dinde! Solculuğun din haline getirilmesinde. Solculuk din hâline getirilince, peygamberi de oluyor, havarisi de, şeyhi de Solculuğu din haline getiren aklın, akıllıların ve bu düzenin, kör değirmen taşı gibi, solu, bizim çocukları öğütmesinin önüne geçmek mümkün değil (28 Kasım 2008-Cumhuriyet)

Düşündüm...

Çapanın serzenişi, yerel seçimler için sol adayların belirlenmesinde bile gözlenmiyor mu?

Nice pırıl pırıl, bilinçli insanlar yine öğütülüyor; nice her yaştan bilgili, birikimli aday, solcu şeyhlerin dudak bükmeleriyle eleniyor...

Çünkü adayın gerçekten fikir sahibi ya da uzman olması değil, parti içindeki tarikat(!)tan olması önemli... Seçildiğinde gerçekten kente ve topluma yararlı olacak yetenekleri değil, partideki tarikata hizmet edebilecek bağları değerli...

Dahası, seçilebilmesi için de halkın güven duyacağı yeni ve saygın bir isim olması yerine, seçime bol para ayırması ve tarikatın delegelerine her akşam toplu yemek ısmarlaması daha geçerli

‘Ruhani’ bölünmüşlük

Evet... Solculuk din haline gelince, aklın yerini yine körü körüne bağlılık alıyor; mantık, yerini batıl inança bırakıyor. En açık gerçekleri bile göremeyen koşullanmış kafalar parti kararlarını belirliyor...

Bunun doruğa çıkan örneği, soldaki akıl dışı bölünmeler yüzünden nice belediyenin sağa sunulması değil midir?

Ey solcular birleşin; boş inançla değil, gerçeği görerek siyaset yapındiyenler ise solcu şeyh olmadıklarından, sözlerine aldıran yok.

İlhan Selçukun solcu solcunun kurdudur sözü yine doğrulanıyor. Bölünmüş sol, oyları da bölmek için ruhani bağnazlığını sürdürüyor. Göreceksiniz, bundan ötürü seçim yitirilirse, yine diyecekler ki; Birleşme için bizim partiyi yeğleselerdi, böyle olmazdı...”

Ey din, sen nelere kadirsin; solcuyu bile beyinsiz kılacak kadar muazzam bir güce sahipsin...

Bir garip oldular

Solculuk din haline gelince, solcular da bir garip oluyor.

Örneğin, şu dev süpermarketler için; Artık kentlere sokmayalım; çarşı ve pazar geleneğimiz yaşasın; paramızı küresel tekellere değil kendi esnafımıza verelim deyip duruyoruz ya...

Pazarcıyla insan insana konuşarak; manavla, kasapla ahbaplık kurarak alışveriş yapmak varken, bakıyorsun aynı süpermarketlerin en sadık müşterileri solcular...

Hatta bu sömürüye çağdaşlık(!) adına izin veren, kentin merkezinde açılmasına önayak olanlar bile sadece sağcılar değil, solcu belediye başkanları! Çünkü üretime değil, tüketim dinine inanıyorlar. Halkın pazar günleri, örneğin mesirelere gitmek yerine tüketim hangarlarına tıkılmasını çağdaşlık sanıyorlar.

Dahası, Kente hareket gelsin, Dünya kenti olalım, Artık marka kentiz vb abuk gerekçelerle ayrıcalıklı rant binalarına imar olanaklarını savunan solcularımız bile var.

Çünkü ulusal kalkınmaya değil, yatırım dinine inanıyorlar.

Hatta, Canım şu 2B artık zorunluluk; AKPnin oy avcılığına izin vermeyelim, biz de bir formül bulalım.. diyerek, yasadışı orman talanı rantını tapuyla aklamaya hazır solcular biliyorum...

Çünkü gelecek kuşaklara değil, mülkiyet dinine bağlılar...

İşte böylesine sağcılıktan farksız bir ekonomi ve siyaset anlayışının solculuğu da sadece yakalardaki Atatürk rozetinde kalıyor...

Evet... Yerel seçimler yaklaşıyor. Gürbüz Çapan yazısında soruyor;

Bakalım sol tarikatın cinci hocaları ne yapacaklar?

[email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları