Sudan Bölününce

23 Temmuz 2011 Cumartesi
\n

Temmuz ayında dünya sahnesine bir devlet daha katıldı. 9 Temmuzda Sudandan ayrılan Güney Sudan, Birleşmiş Milletler listesine 198. devlet

\n\n\n\n\n

olarak kaybedildi. Sudandan genellikle iç savaşa ilişkin haberler geliyordu. 20 yıldır sürmekte olan iç savaşın sadece ölüm bilançosu bile insanın tüylerini ürpertmeye yetiyor:

\n

İki milyon!

\n

Yaralananları, toprağından, evinden koparılanları saymak olanaksız. Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir, Batı dünyasının savaş suçluları dosyasında.

\n

İç savaşın Sudanı getirdiği nokta şöyle özetlenebilir:

\n

- Okuma-yazma oranı yüzde 39.

\n

- Halkın çok büyük bir bölümü günde 1 doların altında parayla yaşamını sürdürmeye çalışıyor.

\n

- Her 100 çocuktan 10u’5 yaşına basmadan yaşamını yitiriyor.

\n

Sadece bu rakamlara bakınca Sudanın çok fakir, verimsiz topraklar üzerinde kurulu, orta büyüklükte bir ülke olduğu düşünülebilir.

\n

Oysa gerçek öyle değil. 2.5 milyon kilometrekarelik yüzölçümüyle Afrikanın 1nci, dünyanın 9uncu büyük ülkesi. Çöl özelliği taşıyan bölgeleri de var ama Nil, Nijer ve Şari ırmaklarını Sudan topraklarına düşen yağmurlar besliyor. Tabii bölünmeyle bu tablo değişti.

\n

İç savaşa düştün mü, zenginliğin kan dökme gücüne yetiyor.

\n

***

\n

Sudan bölündü, iç savaş bitti; herkes huzura erdi mi? Güney Sudanı tanıyan ilk ülkenin Kuzey Sudan olmasıyla birlikte barış ortamı oluştu mu?

\n

Ne yazık ki hayır.

\n

Bölünmenin ekonomik haritası şöyle:

\n

Petrol yataklarının yüzde 70i güneyde, petrolü uluslararası piyasalara taşıyacak boru hatları kuzeyde. Kuzey, güneyin petrolüne muhtaç; güney, kuzeyin boru hattına.

\n

Bitmedi... En zengin petrol yataklarının bulunduğu Abei bölgesi henüz paylaşılmadı. Her an yeni savaş çıkarabilecek ciddi bir sorun olarak duruyor. Birleşmiş Milletlerin iki tarafa önerisi şu:

\n

Huzurunuz ve refahınız birbirinizle barış içinde, işbirliği halinde yaşamanıza bağlı. Aksi halde bu tablo yeni çatışmaları ve acıları beraberinde getirebilir.

\n

Yıllardır birbirini yiyip bitiren taraflar şimdi bölünüp ayrı devlet oldular ama, coğrafyaları onları birlikte hareket etmeye zorluyor.

\n

***

\n

Sudanı anlatırken sözü getirmek istediğim yer, ülkemiz. Temmuz ortasından beri yeniden gündemin başına oturan terör. Terörle birlikte öteden beri süregelen iç barış tartışmalarının yeni boyutlar alması...

\n

İç barışın güçlenmesi, demokrasinin yerleşmesi için atılması tartışılan her adıma, aman, bölünürüz kaygısıyla bakmak elbette iç açıcı bir durum değil. Zira bu kaygı her şeyin önüne geçtiğinde zaten yaşamakta olduğumuz, demokrasiyi ikincilleştiren otoriter yönetim anlayışı daha da egemen olur.

\n

Ancak, Sudan örneğindeki gibi iç barış sorunları iç savaşa dönüşmüş ülkelerde ne olduğunu bilmek bizim için de öğretici olmalı. Ateşin el yakacağını bilmek için herkesin tek tek elini ateşe uzatması gerekmez.

\n

Ben her şeye karşın bu topraklarda birlikte yaşama kültürünün oluştuğuna inananlardanım. Ancak bu kültürü bir türlü yaşam ve yönetim biçiminin ana unsuru haline getirememek içimi acıtıyor. Ülkeyi yönetenlerde ve onların toplumsal uzantılarında en kanlı terör olayından bile siyasal bir sonuç çıkarma çabası görmek insanı hüzünlendiriyor.

\n

Sudan olayını anlatırken, oradaki uluslararası etkiyi vurgulamadım. Elbette böyle bir etki var ama, sen ülkeni yönetemedikten sonra yabancıların kendi çıkarlarını da gözeterek plan yapmasına kızmaya hakkın var mı?

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları