Ulusçuluk, ulus devlet ve Kürtler (7)

20 Mayıs 2015 Çarşamba

Bu dizinin 6. bölümünü bir parantez açarak “İstanbul’da Kürt olmak” alt başlığı altında bir kişisel tanıklığa ayırmıştım. Şimdi parantezi kapatarak yeniden 5. bölümün son paragrafına dönelim.
Şöyleydi: “Gerçekten de 1980 ve 1983 yılları arasında gerçekleşen işkence ve öldürme olayları,Güneydoğu bölgesindeki silahlı Kürt hareketinin temelinin atılmasında rol oynadı.
Diyarbakır
Cezaevi’nden çıkanlardan büyük çoğunluğu dağa çıktı, PKK’nin ana gövdesini oluşturup büyümesini sağladı.” Diyarbakır Cezaevi’nde tutuklulara uygulanan ağır işkenceler, örgütsel bağları olmayan Kürtlerde de büyük bir öfkenin doğmasına yol açmıştı. PKK kısa zamanda Kürt toplumu içinde kendine elverişli bir gelişme zemini buldu. Türk Silahlı Kuvvetleri ile çatışmalar sıklaştıkça Güneydoğu’da ve Doğu’da köylerin ve mezraların boşaltılması da hızlandı. Köyler, ormanlar yakıldı, hayvanlar telef oldu. Sonuçta evsiz barksız kalan, geçim koşulları ellerinden alınan yüz binlerce aile, başta Diyarbakır olmak üzere kentlere göç etmek zorunda kaldı. Tüm bunlar silahlı Kürt hareketinin gelişerek kitleselleşmesini hızlandıran etkenlerdi.
PKK bir yandan dağlarda çatışıyor, öte yandan da kentlerde sivil siyasal yapılanmalar oluşturuyordu. 1990’lı yılların ilk yarısı silahlı ve sivil Kürt hareketinde bir dönemeçti. Türk Silahlı Kuvvetleri bu dönemde olanca gücüyle Güneydoğu’ya abandı; yaklaşık 17.000 olarak tahmin edilen yargısız infazların çok büyük bölümü bu dönemde gerçekleşti. TSK ve köy korucuları en büyük kayıpları bu yıllarda verdi. Dönüşü olmayan bir yola, bir açmaza girilmişti.
Bu arada 7 Haziran 1990’da Halkın Emek Partisi - HEP kurulmuştu. Parti 20 Ekim 1991 erken genel seçimlerinde Sosyal Demokrat Halkçı Parti listelerinden 21 milletvekilini TBMM’ye soktu. SHP lideri Erdal İnönü’nün isteğiyle Fehmi Işıklar, Adnan Ekmen ve Salih Sümer dışındaki 18 HEP kökenli milletvekili SHP’den istifa etti. 3 Temmuz 1992’de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozma amacını taşımak” ve “yasaya aykırı siyasi faaliyetlerin mihrakı olmak” iddiasıyla HEP’in kapatılması istendi. Anayasa Mahkemesi 11 üyenin oybirliği ile 14 Temmuz 1993’te HEP’in kapatılmasına karar verdi.
Halkın Emek Partisi’nin talepleri arasında anadilde eğitim ve yayın, Kürt sorununun özgürce tartışılacağı demokratik ortam, Olağanüstü Hal Bölge Valiliği’nin (OHAL) kaldırılması; özel tim, kontrgerilla faaliyetlerinin, köy koruculuğunun, antiterör yasalarının kaldırılması, köye dönüşlerin sağlanması, toplusözleşmeli grev hakkı vardı.
Buraya HEP’in Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın ile Gaziantep İl Başkanı Abdulsamet Sakık ile birçok ilçe yöneticisinin “faili meçhul” cinayetlere kurban gitmiş olduğunu bir not olarak düşelim.
HEP’in kapatılma olasılığına karşı daha önce, 1991 yılında Demokrasi Partisi - DEP kurulmuştu. HEP’in kapatılması üzerine Leyla Zana, Mahmut Alınak, Hatip Dicle, Orhan Doğan, Ahmet Türk, Sırrı Sakık, Selim Sadak, Sedat Yurtdaş’ın da aralarında bulunduğu 18 HEP milletvekili DEP’e geçti. 3 Mart1994 günü bu milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldı, 17 Mart 1994’te tutuklanarak uzun yıllar kalmak üzere cezaevine konuldular.
Parti, 16 Haziran 1994 günü Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Partide faaliyette bulunan kişiler11 Mayıs 1994’te kurulmuş olan Halkın Demokrasi Partisi - HADEP’e geçtiler.
Bu parti1995 yılındaki genel seçimlerde 1 milyon 171 bin 623,1999’daki genel seçimlerde de 1 milyon 482 bin 196 oy aldı, aynı yılki yerel seçimlerde ise 37 belediye başkanlığı kazandı.
Ne var ki HADEP de öncüllerinin uğradığı akıbetten kurtulamayarak 13 Mart 2003 günü “yasadışı faaliyetlerin merkezi” olduğu gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Genel Başkanı Murat Bozlak da dahil olmak üzere 46 HADEP’liye de beş yıl siyasetten uzak durma yasağı verildi.
Türkiye Cumhuriyeti devleti meşru zeminde faaliyette bulunmak isteyen Kürt siyasetçilerine bu olanağı tanımıyordu.
HADEP’in yerine kurulan Demokratik Toplum Partisi de kapatılacaktı.
Sürdüreceğiz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları