Karartılan Kurultay

16 Aralık 2008 Salı

Pazar günü CHPnin 14. olağanüstü kurultayı var. Kurultayı olağanüstükılan, yalnızcatüzük ve program kurultayıolması değildir; yeri ve süresi de gerçekten olağanüstüdür.

Genel Başkan Deniz Baykal imzalı ilana göre (Cumhuriyet, 19 Kasım), Kurultay, 21 Aralık Pazar günü saat 10.00da Ankarada Sheraton Oteli Toplantı Salonu’ndatoplanacaktır. Asırlık CHP, hem tüzük hem de program hazırlıklarını, yani varlık nedeni olan iki en önemli konuyu, bir otel salonundave de bir gündegörüşecek ve sonuçlandıracaktır.

Ülkenin iç ve dış sorunlarının çok ağırlaştığı, buna karşılık siyasetin çözüm üretemeyerek tıkandığı bir dönemde bu tutum gerçekten olağanüstüdür!

Yerel seçimlere gidilirken bir büyük kitlesel katılımla en azından geleneksel toplantı yeri olan Atatürk Spor Salonunda yapılması gereken kurultayın bir otel salonuna sıkıştırılmasının hiçbir sağlıklıgerekçesi olamaz. Neden, ister düşünsel olduğu gibi fiziksel olarak da Cumhuriyetin değerlerinden uzaklaşma, ister tüzük ve programda yapılacakları kamuoyundan saklama ve kaçırma olsun kurultayın yer seçimi ve süresinin bir gün olması; bir küçülme ve partiyi küçültmedir; başlı başına bir siyasal ayıptır!

***

Kurultay gündemi bir güne çok şey sığdırıyor. Genel Başkan Baykalınaçışkonuşmasında, kendisinin yarattığı ve kurultayı gündemden çıkaran son tartışmalara geniş olarak yer vermesi beklenir. Baykaın, konuşmasında, kendisini eleştirenleri yerden yere vuracağı -ancak onlara hiç ama hiç söz hakkı tanınmayacağı- ise kesindir. Bu tek kişilik demokrasigösterisinden sonra iki komisyon kurulacak ve bunların hazırladıkları raporlar ele alınacaktır. İlginçtir, Tüzük Komisyonu raporunun görüşülmesi ve oylanması; Program Komisyonu Raporunun ise okunması, görüşülmesi ve oylanmasıisteniyor. Herhalde bu biçimsel farklılaştırmanın önemli bir nedeni vardır?!

***

Biçimi bu ölçüde eğri-büğrü olan bir kurultayın içeriğinden ne beklenir?

Tüzük değişikliğinin partinin iç işleyişini hiçbir biçimde demokratikleştirmeyeceği şimdiden bilinen bir gerçektir. Kaldı ki tüzük taslağı, parti meclisinde tartışılmadığı gibi, Meclis grubuna ve il başkanlıklarına da gönderilmiş değildir. Bu tartışmazlıkortamında, arkadaşlarımızın hazırladığı CHP İçin Demokratik Tüzükönerisi de dikkate alınmayacak, demokratik (!) bir tutumla, görüşülmedenreddedilecektir.

Program taslağı ise tam anlamıyla, bir dizüstü işlemidir.Yani, bilgisayarda Baykalın konuşmalarındankes-yapıştıryaklaşımıyla oluşturulmuş bulunuyor.

Adının Değişim İçin Pusulakonulması, program taslağını, içi boş ancak çekicibaşlıklarla, bir vitrin süsüolmanın ötesine geçirmiyor. Taslak, şu anda yürürlükte olan programın çok ama çok gerisinde kalıyor.

Taslak, program değişikliğinin gerekçesini, eldeki programın öngördüğü birçok hedef ve politikanın geçmiş 14 yıl içinde fiilen gerçekleşmiş olmasına bağlıyor; bunun değiştirmeyi zorunlukıldığını vurguluyor. CHP son 14 yılda iktidar yüzü görmediğine göre programdaki hedef ve politikaların nasıl fiilengerçekleştiği, gerçekten anlaşılır gibi değildir!

Program taslağında ne küreselleşme sürecinde dünyadaki son gelişmelere yer veriliyor ne de buna karşı dünya solunun değerlendirmeleri ve bilinci söz konusu oluyor.

Program taslağı, toplumun işsizlik ve ekonomik bunalım gibi can alıcı güncel sorunlarını da ..cek, ..caklarla geçiştiriyor. Ülke gündemini yıllardır etkileyen sorunlara çok yüzeysel bakılıyor. Örneğin yürürlükteki program Kürt Sorunudiyordu (s.73); taslak, bunu bile diyemiyor; sorunun adını anmıyor! CHP İçin Demokratik Tüzük istemi gibi, Güneydoğu delegelerinin bu konudaki isteklerinin de yerine getirilmeyeceği görülüyor.

Cumhuriyetin kurucusu olan CHP, 2023te kutlanacak 100. yıla nasıl bir Türkiye ile gidileceğinin ufuk açıcı öngörülerinden, açılımlarından, Cumhuriyetin değerlerinden, demokratikleşme ve ekonomik gelişmenin dinamiklerinin olası biçimlerinden ve bunların sonuçlarından haberdar bile olmayan bir program değişikliği yaklaşımı sergiliyor.

Üzerinde çok daha ayrıntılı olarak durulması bir zorunluluk olan program taslağı çok dar bir anlayışı, bir bilinçsizliği temsil ediyor. Örneğin, yürürlükteki program CHPyi değişimin gücüolarak görürken kurultaydan sonra onun yerini alacak olan Baykal taslağı,gücünyerine pusulayıkoyuyor! CHPlilere ve topluma, siyasetin temeli olan toplumsal güçkavramından yoksun bir program öneriliyor.

***

Tüzük değişikliği partiyi çok daha antidemok-ratik bir yapıya sokuyor. Program önerisi ise genel başkanın günlük değerlendirmelerinin ötesine geçmiyor. Bu kurultay süreciyle, CHPnin, Baykal tarafından hançerlenmesi, varlığının, kimliğinin ve değerlerinin saldırıya uğraması çok ileri noktalara taşınıyor. Kara çarşafa sarılma ve partinin geçmişinin reddedilmesi ile iyice karartılan kurultay, bunlar yetmiyormuş gibi bir de yılın en uzun gecesindeyapılıyor.

Yine de Cumhuriyetin aydınlanmacı hamurunun geleceğin umudu olduğu; bu karanlık kurultayların mutlaka aşılacağı bilinciyle uğraş vermek gerekiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları