Aydın Engin

Bilal’e anlatır gibi…

27 Mayıs 2015 Çarşamba

Dinlemedim. Laf dinlemedim.
Oysa Oya Baydar uyarmıştı: “Gazete yazısında ironi yapma; mizahın dozunu kaçırma; fire verir; yanlış anlaşılır” filan demişti.
Dinlemeliymişim. Ama dinlemedim.
Sonuç mu?
Pazartesi günü yayımlanan “Haydi gelin Kürtlere akıl öğretelim” başlıklı yazıya, olumlu tepkiler bir yana üçü Twitter’dan, biri Facebook’tan, yedisi de e-mektup yoluyla toplam 11 olumsuz tepki geldi.
Kimileri uzun, kimileri kısacık; kimileri sövüp sayan, kimileri sert eleştiren 11 tepki. Hepsini aktaramam.
Ama birkaçını aktaracağım.
Biri, adından anladığım kadarıyla bir kadın okur, tweet’lemiş: “Bu nasıl bir dildir. Üstten bir bakış. HDP’nin oy ihtiyacı kadar, barajı geçmesine CHP’nin de ihtiyacı olmasına rağmen...”
İyi mi?
Bir başkası yine Twitter’den o Tırmık’ı değerlendiriyor: “aydın engin, ulusolcularin içine su serpmis...”
Bu da iyi değil mi?
Bir başka okur “Cumhuriyet’ten Aydın Engin’in ‘Eyyy Kürtler...’ diye başlayan ve daha ilk cümlesi yanlış kurulan yazısı...” buyurmuş. Yazının ilk cümlesine baktım. Ortaokulda Türkçe öğretmenimin, lisede edebiyat hocamın öğrettiği sözdizimine aykırı bir cümle kurgusu yok. Demek ki yanlışlık içeriğinde. Ama neresinde? Cümle “oy vermeyi düşünüyoruz” diye bitiyor. Yanlışlık burada mı, yoksa sadece “düşünüyoruz” da mı?
Çözemedim.
Haydi bir de e-mektup üstünden gideyim. Uzun bir e-mektup. Ancak can alıcı paragrafını hiç değiştirmeden aktarsam yeterli: “Kemalistlerin gaztesinde solculuk numarası yapanların maskesi çabuk düşer. seninde düştü işte. O aklını kendinize saklayın. Kürtler kendi yollarını kendi çizerler, sizin gibilerin aklınıza da hiçbir zaman ihtiyaç duymadı...”
Anlaşıldı.
Okurlardan özür dileyip, sabırlarına sığınıp, bir kerre daha ama bu kez “Bilal’e anlatır gibi” anlatmak istiyorum.
Buyrun…

***

Çok yazıldı çizildi. 7 Haziran seçimlerinin alışageldiğimiz parlamento seçimlerinden biri olmadığı; Türkiye’nin bundan sonraki rejiminin belirleneceği ve sadece bununla da kalmayıp Tayyip Erdoğan’da somutlanan bir “zihniyet”in yeniden iktidara gelip gelmeyeceği sorusunun cevaplanacağı bir seçim olduğunu bilmeyen, duymayan kalmadı.
Her türlü parti bağından, siyasal tercihlerden, ideolojik seçmelerden bağımsız olarak bir gerçeğin altını kalın çizelim: Sonucu parlamento aritmetiği belirleyecek.
Kamuoyu araştırma şirketlerinin hepsinin yanıldığını varsayalım. Bu yanılgı yine de CHP’nin tek başına iktidara gelebileceği bir seçim zaferi olasılığının ıskalandığı anlamına gelmiyor. Eh, MHP için bu haydi haydi doğru. HDP ise zaten “barajı aşma hedefi”ne kilitlenmiş; ötesine gidip uçuk kaçık iddialara sarılmamakta.
AKP tarafına gelince…
Miting meydanlarında boy gösteren iki sözcüsü var. Yeni hiçbir şey söylemeden, söyleyemeden; daha önce kendisine oy vermiş seçmenleri heyecanlandıracak hiçbir öneri üretemeden, bağırıp böğürerek oy toplamaya çabalamaktalar. Yani iktidar partisinin sert bir inişe geçtiğine ilişkin epey alamet belirdi.
Hani “Silkeleyin düşecekler” desem abartı olmayacak.
Peki, kim ve nasıl silkelerse düşer?
İlkokul öğrencisinin bile becerebileceği basit bir aritmetik hesabı yapalım:
CHP -nihayet- sosyal demokrat bir parti olduğunu hatırlayıp art arda üretip açıkladığı projelerle parti içinde ve dışında epey heyecan yarattı. Ama ne çareki bu tek başına iktidar olmasını sağlayacak bir heyecan değil. Çünkü geçmiş yıllardaki günahlarının kefaretini ödüyor ve yarışa yüzde 26-27’lerden filan başlıyor.
MHP oylarını artırsa bile parlamento aritmetiğinde AKP’nin önünü tamamen kesecek bir sonuca ulaşamayacak.
Ne kaldı?
Halkların Demokratik Partisi (HDP).
Söyledim. Barajı aşarsa başarı sayılıyor. İktidar hedefi henüz ona uzak.
Başarı çünkü: Barajı aşamazsa daha önce seçim kazanması çok zor olan bağımsız adaylarla girdiği yarışta bile Kürt illerinden grup kurmaya rahat rahat yetecek kadar milletvekili çıkardı. Ama bu kez seçime parti olarak giriyor. Barajı aşamazsa 0 (yazıyla: sıfır) milletvekili çıkaracak. Aşarsa en kötümser tahminlere göre 50 milletvekili çıkarıyor. Batı’daki büyük kentlerden alacağı oylarda birkaç puanlık artış milletvekilini 70’e, 80’e bile çıkarabiliyor…
Ama aşamazsa… Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Güneydoğu illeri ile Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Mersin, Adana gibi büyük kentlerde HDP’ye yazılacak milletvekillerinin hemen hemen hepsi AKP’ye yazılıyor…

***

Hesap bu ve bu kadar yalın.
Hoşlanın, hoşlanmayın, bu yazıyı okuyup “Kürt partisi için propaganda yapıyor” filan gibi değerlendirmelerde bulunun ya da buna kapılmayın, sonuç değişmiyor.
Aritmetik “sayılar bilimi” demek ve sayıların duyguları filan yok.
O sayılar bilimi bize bu seçim kanunu yürürlükte olduğu sürece 7 Haziran’da ya AKP tek başına iktidar olacak ya da olamayacak demekte…
İki olasılıktan birini seçmekle yükümlüyüz…
Üçüncü bir olasılık ise yok…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları