Serbest Piyasa Ekonomisi Çökmez

17 Aralık 2008 Çarşamba

Geçen cumartesi akşamı CEM TVde eski SPK Başkanı Doç. Dr. Doğan Cansızlar ile son ekonomik gelişmeleri konuştuk. Kendisinin farklı görüşleri var. Bunları sizinle paylaşmak istiyorum.

Doğan Bey küresel krizin doğmasında sermayenin küreselleşmesine, yani vatansız olmasına karşın bu fonların denetiminin uluslararası nitelikte olmaması, lokal düzeyde kalmasının çok önemli etken olduğunu belirtiyor. Sermaye, para seyahat ederken uğradığı ülkelerdeki lokal denetimler yetersiz ve küresel nitelik taşımadığından serbestlik fütursuzluğa dönüştü. Buna örnek ülkemizdeki yüksek faiz ve düşük kur politikasını gösterebilirizdiyor. Yani eğer uluslararası denetim mekanizmaları olsa idi, sıcak para elini kolunu sallayarak gelir ama giderken elini kolunu sallayamazdı.

Bu tespite karşı kendisine şu soruyu sordum; bu durumda kapitalizmin veya serbest piyasa ekonomisinin çöktüğünü söyleyebilir miyiz? Kendisi buna cevap olarak şunları söyledi: Hayır. Sadece kontrolsüz serbest piyasa ekonomisinin zaafları ortaya çıktı. Kamunun yönlendirme ve düzenleme anlamında denetim ve müdahalesinin olması serbest piyasa ekonomisinin niteliğini ortadan kaldırmaz. Bu müdahale olması gereken bir mekanizmadır.Doğan Bey, kontrollü ve devletin gerektiğinde piyasada etkin denetim yaptığı serbest piyasa ekonomisinin her şeyi devletin planladığı sosyalist ekonomiyle aynı olmadığını ve küresel krizin bu ekonomik düşünce biçimini değiştirmeyeceğini belirtiyor. Ancak Bretton Woodsdan itibaren kurulan ve gelişen uluslararası mali kuruluşların yeniden yapılanması ve IMF dışında bir küresel denetim kuruluşunun kurulması gerektiğini de vurguluyor.

Küresel kriz başladığında Türkiye ekonomisi sağlıklı mıydı, şeklindeki sorumuza IMFnin düşük kur yüksek faiz politikasını dayatması, devamlı artan cari açık, giderek düşen ekonomik büyüme, elini kolunu sallayan yabancının cirit attığı bir ekonomiye sağlıklı bir ekonomi demek mümkün değildir. Hükümet 2002den itibaren hazır ekonomik reçeteyi uyguladı.Ona sadık kaldı. Ancak 6 yıllık iktidarı döneminde IMFye muhtaç olmayacak bir ekonomiyi yaratmak için hiçbir çaba harcamadı. Bol likidite sarhoşluğuna giren ekonomimizi rüya âlemine götürdü. Oysa sanal büyüyen bir ekonomi yerine IMFsiz bir ekonomiyi oluşturma olanağı vardı. Türkiye bu şansı bu iktidarla kaçırdı.” Tabii Doğan Bey burada siyasal iktidarın bunu isteyebilecek nitelikte olduğu varsayımını yapıyor. Oysa zaten AKP, IMFli bir ekonominin varlığını sürdürmek ve Batıya bağımlılığı devam ettirmek için siyasal iktidar oldu. Yani varlık sebebi buydu.

Doğan Bey, küresel kriz için hükümetin önlem almada geciktiğini, tek tek alınan önlemlerin tek başına faydalı önlemler olmasına rağmen ambalajı(!) olmadığından beklenen sonuçları getirmeyeceğini de düşünüyor. Varlık barışının iyi bir önlem olduğunu belirterek 30-35 milyar dolardan fazlasını beklememek gerektiğinin altını çiziyor. Yerli hisse senedi yatırımcıları kazançlarına uygulanan yüzde 10 stopajın sıfırlanmasının krize çözüm anlamında dolaylı fayda sağlayacağını ancak yabancılarla olan eşitsizliğin bu vesile ile kalkacağını olumlu bulduğunu belirtiyor. Merkez Bankasının uygulamalarını destekliyor.

2009 bütçesini gerçekçi bulup bulmadığını ve IMFnin bütçe üzerinde neden bu kadar durduğunu kendisine sorduğumda şu cevabı alıyorum: 2009 bütçesi yüzde 4 büyümeye göre belirlenmiş durumda.Oysa tüm büyüme rakamları 2009’da bu büyümenin gerçekleşmesinin olanaksız olduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla bu orana göre belirlenen özellikle ekonominin büyümesi ile doğru korelasyon içinde olan dolaylı vergilerin gerçekçi olmadığını, buna göre tahsis edilen gider ödeneklerinin de fazla olduğunu ve IMFnin buna itiraz ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. IMF ile anlaşmanın uzun sürmesinde belediyelere aktarılacak paylar ile gerçekçi bulunmayan gelir tahminlerinin belirleyici olduğunu da iddia edebiliriz.

Doğan Bey gerçekçi olmayan bu bütçenin mutlaka revize edileceğini de düşünüyor.

2009 yılı temel ekonomik gösterge tahminleri de şöyle: Dolar 1.60-1.70, enflasyon oranı yüzde 11-12. Yüzde 1-2yi aşan büyüme olmaz. Resesyon kesinlikle olacaktır.Bazı akademisyenlerin aksine Doğan Bey, deflasyon (fiyatlar genel düzeyinin sürekli düşüş durumu) beklemiyor.

Yıllarını bürokraside ekonomi alanında geçirmiş ve altı yıl sermaye piyasasını yönetmiş bir kişinin bu tespitleri dikkate değer. Son olarak şunu belirtelim ki, Doğan Bey bu kriz karşısındaki refleks ve becerilerini dikkate aldığımızda ve geçmiş dönemleri hatırladığımızda siyasi iktidarın gidici olduğunu iddia ediyor. Haydi hayırlısı...

 

pamukm@superonline.com



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları