Parlamenter sistem kazandı

08 Haziran 2015 Pazartesi

7 Haziran seçimlerinin bir numaralı kaybedeni AKP’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Erdoğan, parlamenter sistem tıkanmıştır, dedi.
Halk, hayır tıkanmamıştır, Türkiye sorunlarını bu sistem içinde çözecektir, karşılığını verdi.
Erdoğan, ben artık ustalaştım, başkan olmak istiyorum, dedi.
Halk, hayır sana başkanlık vermiyoruz, otur oturduğun yerde, karşılığını verdi.
Erdoğan, gönlünde bir aslan yattığını söyledi, bana 400 milletvekili verin, dedi.
Halk, sana 400 değil 300 bile çok, karşılığını verdi.
Erdoğan, bu seçimlerde Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı unvanını yitirmiştir. Artık sadece parlamenter sistem içinde salt çoğunluğa dahi ulaşamayan bir partinin genel başkan üstü yöneticisidir.
Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir cumhurbaşkanı siyasete böylesine hukuk dışı yöntemlerle ve her gücü zorlayarak müdahale etti. Hiç kimseye verilmeyen kent meydanları ona verildi. Devletin bütün olanakları ona sunuldu. Bütün valileri özel kalem müdürü gibi kullandı. Her şey bir yana, medyayı kendisine ait bir devlet organına dönüştürdü. Ekrana bütün partilerin toplamından daha çok çıktı.
Bütün bunların sonunda girişte vurguladığımız gibi umduklarını bulamadı.

***

7 Haziran seçimlerine giden süreçte, zaman zaman provokasyon yöntemine başvuruldu ama başarılı olunamadı. Bunda CHP, MHP ve HDP’nin her olaya, öncelikle nedenlerini sorgulayarak ve seçim güvenliğini bozmama ilkesini dikkate alarak hareket etmesinin büyük payı var. MHP, gençlerini sokağa dökmemeyi her şeyin önünde tuttu. HDP ise Türkiye partisi olma hedefiyle samimi olduğunu kanıtlama çabasındaydı. İstanbul mitingindeki Türk bayrakları önemli bir dönemeçti.
HDP beklendiği gibi barajı aştı. Oyunu artırmasında 3 etken dikkat çekiyor; Güneydoğu’daki oylarını daha blok hale getirmesi, büyük kentlerde AKP’ye giden Kürt oylarının bir bölümünü alması ve az bir miktar CHP’ye gidebilecek oyu kendine çekmesi.
Halk Meclis’e 4 parti soktu ve ülkenin sorunlarını bu çatı altında diyalog içinde çözün dedi.

***

CHP, bu seçime öncekilerden farklı olarak varlık nedeni olan temel değerlerin üzerine ekonomik hedefler koyarak girdi.
199 sayfalık seçim bildirgesindeki vaatler bütün partilerin gündemini oluşturdu. Neredeyse her parti bu vaatlerin etrafında dolaşarak seçim stratejisini belirledi. AKP bile taşeron işçilerden emeklilere ikramiyeye kadar pek çok CHP vaadine önce, “kaynak nerede”, “bunlar desteksiz atışlar” gibi ifadelerle yaklaştı. Daha sonra, iktidarımızı sürdürürsek bunları biz de yapacağız gibi söylemler geliştirmeye çalıştı.
Bütün bunlarla birlikte CHP’nin hedeflediği oy bu değildi.
Son çeyrek yüzyılda hükümet kurabilen sol partilerde Ecevit yüzde 22, Erdal İnönü yüzde 21 ile iktidar gücünü paylaşmıştı. Ancak AKP gibi bütün sağ partileri çökertip kendisini mutlaklaştıran bir güç karşısında bugün ulaşılan rakam küçük kalıyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana 20. yüzyılın bütün dalgalanmalarında yer alan CHP, 21. yüzyılda da başkalaşmadan değişime ayak uydurarak ülkenin kaderinde etkin olma mücadelesini başarmak durumunda. Bunun yolu tabii ki bugünden itibaren konuşulacaktır...
CHP’de her zaman ortak akıl kazanmıştır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları