Koalisyon kültürü...

16 Haziran 2015 Salı

Demokrasi, bir arada yaşamanın altyapısını oluşturma gücünden ibarettir. Siyasetçiler için yapılan, “bir lider, kendisi gibi düşünmeyenlerin ona duyduğu saygı kadar vardır” değerlendirmesinin altında da bu yatar.
Tek başına iktidara gelen bir parti bile toplumun farklı kesimleriyle adı konmamış bir koalisyon kurarak bu güce ulaşmıştır. 12 Eylül sonrasından örnek vermek gerekirse, 1983’teki genel seçimlerde yüzde 45’lik oy oranına ulaşan Anavatan Partisi kendisini topluma şöyle anlatmıştı:
“Bende 4 eğilim de var!”
Bu dört eğilim, sosyal demokrat, merkez sağ, milliyetçi ve muhafazakâr kesimleri ifade ediyordu.
Gerçekten de partinin içinde bu 4 eğilime de hitap eden bir koalisyon vardı.
Bu pencereden bakılırsa AKP de bir koalisyon olarak yola çıktı. Mehmet Dülger’den Köksal Toptan’a kadar merkez sağı içine aldı. Ertuğrul Günay, Haluk Özdalga ile sola da selam vermeyi hedefledi. Kökü zaten belliydi...
Zaman içinde kendisini toplum içinde çoğaltan kesimleri koalisyondan attı ve inişe geçti.

***

Partilerin içindeki koalisyon ayrı bir konu, güncele gelelim...
AKP, seçim gününe dek koalisyon olasılığının ne büyük öcü olduğunu anlatmak için her yöntemi kullandı.
Oysa bugün 27 AB üyesinin 24’ü koalisyonla yönetiliyor.
Almanya’da 22 Eylül 2013’teki seçimden sonra Demokratik Hıristiyan Birliği, Hıristiyan Sosyal Parti, Alman Sosyal Demokrat Partisi bir araya geldi 3’lü koalisyon kurdu.
İtalya’da 25 Şubat 2013’teki seçimden sonra 6 parti bir araya gelerek hükümet kurdu. Tümünün adını yazsak, sütun yetmez.
Yunanistan’da 25 Ocak 2015’teki seçimden zaferle çıkan Çipras’ın başında bulunduğu hareketin adı her şeyi anlatıyor; Radikal Sol Koalisyonu. İçinde tam 13 parti ve grup var. Bir başka deyişle 13 partili koalisyon!
Sadece rakam vererek aktarmak gerekirse; Lüksemburg 4, Letonya 4, Fransa 4, Finlandiya 4, Romanya 4, Litvanya 3, Slovenya 3, Portekiz 3, Hollanda 2, Polonya 2, İrlanda 2, Macaristan 2, İsveç 2, Danimarka 2, Estonya 2, Macaristan 2 partili koalisyonlarla yönetiliyor.

***

7 Haziran seçimlerinden sonra ortaya çıkan sonuçla birlikte Türkiye’de de koalisyon sözcüğü kullanılmaya başlandı. Yukarıda vurguladığımız gibi, adı söylenmese bile fiili koalisyon zaten vardı. Partilerin içi dikkate alındığında en geniş yelpazeli koalisyon HDP...
Hükümet kurma bağlamında seçmenin işaret ettiği yön, AKP’nin karşısındaki 3 partidir.
En mantıklı formül budur.
En zor formül de budur.
Mantıklıdır; çünkü, AKP ile kurulacak koalisyona katılacak parti AKP’nin 13 yıllık icraatına da ortak olacaktır. Bu da AKP ile ortak olanı eritecektir.
Zordur; çünkü, HDP ile MHP’nin yan yana gelmesi halinde bunu AKP istismar edecektir. Düne kadar barış sürecini birlikte götürdüğü partiyle ilgili her türlü suçlamayı yapıp, “MHP burada mı yer alacak” diye soracaktır.
Başka bir yol var mı?
Bulunabilir... Bütün mesele koalisyon kültürünü, bir arada yaşama kültürünü adım adım ilerletebilmekte.
AKP’siz olarak, dışarıdan destekle de hedefleri belli hükümetler kurulabilir.
AKP’sizlik önerimiz bu partiye düşmanlığımızdan da değil. Eğer AKP, muhalefetin kendisine yönelik eleştirlerinin haksız olduğunu, ülkeyi çok iyi yönettiğini iddia ediyorsa, ustalık bunu muhalefete düşünce anlatabilmektir.
Faşizan eğilimli garip bir başpadişahlık sistemine karşı parlamenter sistem kazanmıştır.
Bu kazanımı geri götürmeye kimsenin hakkı yoktur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları