Hikmet Çetinkaya

Düş Parantezleri...

11 Aralık 2011 Pazar
\n\n\n

İsyankâr bir ruhun, serseriliğin, o yaşama sevincinin içinde gibiydim...

\n

Masmavi bir göğün altında yürüyordum, umutsuz.

\n

Zamanın o bilinmeyen diliminde, dünya kayasının yosunlu yamacında, zeytin ağaçlarının altında, o küçük evde tek başıma oturuyordum.

\n

Yıllar önceydi...

\n

Belgradda bir akşamüstü, kırmızı bir toprak altında güneşe yürüyen çiçek, aşk ve düş parantezleri içindeydi.

\n

Oysa güneş vardı dışarıda.

\n

Kızıl nar çiçekleri sonbaharda açar.

\n

Ben yine bir sonbahar akşamında Belgraddan Praga trenle giderken, Franz Kafkanın Sevgili Milenasını okurken, Filistinde ölen çocukları anımsıyordum.

\n

***

\n

Aşk ve düş parantezleri arasında yaşanan gelgitler, bir tutam sevinç, özlem, tutku ve aşk...

\n

10 yıl önceydi ve ben Pragda ülkemin insanlarını, genç ölümleri, kitapların suç öğesi sayıldığı yılları düşünüyordum.

\n

Ve bugün de aynı düşünce ormanındayım...

\n

Belge Yayınlarının basılması, Server Tanilli ve Ragıp Zarakolu neredelerdiye sorulması...

\n

Oysa Tanilli kısa bir süre önce ölmüş, Zarakolu ise tutuklanmıştı.

\n

Franz Kafka ve Pablo Neruda, haberi okuyunca geldi aklıma...

\n

Kafkanın Milenası, Nerudanın şiirleri...

\n

Kafkanın Davasını okudum önceki gece gün ışıyana dek.

\n

Davaumutsuzluğun, 20. yüzyılın korku çağının kurtarılmasını anlatan olağanüstü bir romandır.

\n

***

\n

Korkunun egemenliğini... Çaresizliği... Felaketin ayak izlerini...

\n

Milenaya mektuplarını, Nerudanın o çok beğendiğim şiirlerini...

\n

Kafkanın Milenaya mektupları önceleri dostça başlar, bir süre sonra tutkulu bir aşka dönüşür.

\n

Üstelik salt mektuplarda kalan, duygusal bir aşktır bu.

\n

Üç yıl sürer mektuplar...

\n

Üç yıl boyunca iki ya da üç kez buluşurlar. Kafka, her buluşma sonrasında suçluluk duygusuna kapılır.

\n

Kahrolur, kendinden tiksinir ama her buluşma anını sabırsızlıkla bekler.

\n

Milenanın evli, kendisinin nişanlı oluşu bu aşkı ve özlemi engellemez.

\n

Kierkegaardın, Wertherin aşkı gibidir ikisinin yaşadıkları...

\n

Aşkın soyluluğu ve soysuzluğu iç içedir burada.

\n

Büyük bir yazarın iç hesaplaşmasını ve duyarlığını da sergiler.

\n

***

\n

Nerudayı bir başka yazımda anlatacağım...

\n

Uzayan bir denizin sesinde, maviliğin olanca güzelliğinde Nerudanın Aşkşiirinin dizeleriyle yetineceğim bugün.

\n

Bu yüzden seviyorum seni, bu yüzden değil,

\n

o kadar neden var ki, o kadar az,

\n

böyle olmalı aşk

\n

Kuşatan, genel, üzgün, müthiş,

\n

Bayraklarla donanmış, yaslı,

\n

Yıldızlar gibi çiçek açan,

\n

Bir öpüş kadar ölçüsüz.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları