Arif Kızılyalın

Bu Olmadı Pehlivan!

17 Aralık 2011 Cumartesi
\n

Rahmetli Abdülkadir Yücelman, Al makineni, Boluya gidiyorsundedi bir kış günü. Serbest Güreş Milli Takımımız, Aladağda kamp yapıyordu. Önce İstanbul-Bolu otobüs, oradan Bolu-Aladağ minibüs, 5 kilometreyi de yürüyerek, kampa ulaştığımda saat akşamüstünü bulmuştu. Sanıyorum, milli takımlar Polonyadaki Avrupa Şampiyonasına hazırlanıyordu. Muharrem Atik Hoca ve en az 3-4 güreşçiyle röportaj yapmam gerekiyordu onca yolu kat ettikten sonra.

\n

Tesisler müthişti; bir dağ evi, bungalovlar, gölet, kortlar habire fotoğraf çektim, ama havanın karardığının farkına varamadım. Antrenman salonunun önünde dolanırken kara yağız delikanlı bir güreşçi geldi. Fevzi Şekerdi; müsabakalardan tanıyordum. Yine de yan yana gelince çok heybetli gözüktü gözüme. Hocaya söyledim, gazeteci kardeş sen kal bu akşam, yarın biz seni yollarız Boluya, oturur akşam uzun uzun konuşuruz, boş oda çokdedi. Güreşçilerle bir gece geçirecektim. Antrenman bitti, akşam karanlığı çöküp, dağ evigörünümündeki kamp tesislerindeki salonda bir araya geldik.

\n

Fevzi Şekerle de uzun uzun bir röportaj yaptım. Yalan söylemeyeyim 74ten 68e inerse Avrupa şampiyonluğuna daha yakın olduğunu belirtiyordu. Şömine başında fotoğraflar... Derken sabah oldu. Bir gün önce yemyeşil olan kamp tesisi beyaz örtüye bürünmüştü. Değil İstanbul, Boluya inmek bile mucizeydi. Biz de oturduk hep beraber kahvaltı ettik takımla. Ballar, kaymaklar, sütler, yumurtalar, ne ararsanız vardı. Yol açılacak diye beklerken antrenmanı da seyrettim. 1 saatlik teknik çalışmanın ardından sert bir idman, öğle yemeği, akşamüstüne doğru yine antrenman. Odama çekilmiştim ki, Fevzi Abi gelip, Gazeteci, gel futbol oynayacağız, sana da ayakkabı bulalım, oynadedi. Galiba morarmadık yerim kalmamıştı, çünkü hepsi kaya gibiydi, çarpıp düşüyordu insan. Maç sonrası, yine uzun bir gece sohbeti ve ertesi gün İstanbul. O kampın ardından Fevzi Şeker, Poznanda Avrupa şampiyonu olmuştu, hem de 74ten 68e inip. Sonra hep dost kaldık. Birbirimizi gördüğümüzde sarılır, hal hatır sorardık.

\n

Derken perşembe akşamı Anadolu Efes maçı için İsraildeyken telefonum acı acı çaldı. Açtım, Fevzi Hocayı kaybettikdiyordu bir dostum. Yahu taş gibi adam, sporcu, şampiyon, kaza mı?” derken, Hayır, futbol oynadı antrenmanın üstüne, fenalaşmış, kurtaramadık...Ah be ‘kirli’ futbol, artık seni sevmeyeceğim; hem de hiç!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce milli! 3 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları