Hikmet Çetinkaya

Hocaefendi’nin Elini Öpenler...

18 Ocak 2014 Cumartesi

Keyfim yerinde, çok eğleniyorum çok...
Sabah gazeteleri okuyorum, akşam televizyon kanallarında dolaşıyorum...
Atış serbest, vur vurabildiğin kadar!
Önce iktidar, ardından cemaat medyasının gazeteleri, televizyonları, merkez medya...
Sabah’ın manşetleri:
“Gülen örgütünün sekiz kollu ahtapotu!”, “İhanetin hesabı mutlaka sorulur”, “Asıl 28 Şubatçı Fethullah Gülen”...
Vurun efendiler vurun, birbirinizi yiyin!
Hey gidi günler hey!
Geçmiş çok çabuk unutuldu ortaklık bozulunca...
Nerede o eski günler, yol arkadaşlığı, “şafak operasyonları”, Sabah yazarının Pensilvanya’ya gidip Fethullah Gülen’le yaptığı röportaj...
Unutuldu değil mi?
Bir rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ortaya çıkardığı hem resmi hem imam nikâhlı evlilik birden çöktü...
İhanet, çete, sahtekâr sözcükleri havada uçuşmaya başladı.
Silivri savcıları darmadağın edildi...
Kim kimden yana, nasıl oldu, birliktelik niçin bozuldu?
Haydi Haşhaşiler, el ele, kol kola, kırmızı boncuk hop, hop, hop!..
Yeme de yanında yat!
Deste deste dolarlar, kutucuklar, mangırlar...
Helal olsun çocuklar!
Yolunuz açık olsun, biraz daha içeride yatın, aydınlık günler yakın.
Bakan amcanız yanınızda...
Az kaldı çıkacaksınız, biraz daha dişinizi sıkacaksınız...
Bu soysuzlara neler yapacağız, cümle âlem görecek!

***

Ah çocuklar ah, vah gençler vah!
Dili varmıyor ama dilini kesecek halimiz yok...
Türkiye ne zaman bir adım atsa, ekonomi yeniden başarılar elde etse, dilim varmıyor ama darbe girişimleri yaşıyoruz.
Demokrasiye saldırı varsa onun çaresi daha fazla demokrasidir...
Hay dilini yiyeyim İçişleri Bakanı Efkan Ala...
Bugün içeride yatanların çoğu, hukuk devleti, demokrasi, özgürlük istedikleri için zindanda değil mi?
Üniversiteli gençler, bilim insanları, gazeteciler...
Hayatın akışı durmuyor işte...
Fethullah Gülen’le ilgili yazılanlara bakıyorum... Ben bunların hepsini yazdım ama hakaret etmedim... Vallahi şimdi yazılanlar karşısında ağzım açık kalıyor.
Yazanların hemen hemen tümü cemaatin kanatları altında yetişti, Pensilvanya’da Hoca’nın elini öperek diz çöküp ellerini dizkapaklarının üstüne koyup oturdu.
Cemaati yalaya yalaya dilleri nasır tutmuştu... Cumhuriyet’ten Av. Akın Atalay, bu olup bitenleri Twitter’da yorumladı dün:
“Bundan 12 yıl önce başladı bu beraberlik ve ilişki. Taraflar birbirinin akrabasıydı. Bu akraba ilişkisinin ürünü olan çocuklar, akraba evliliği nedeniyle sakat doğmuşlardı.
Çocukların, yargı ve emniyet sokaklarında oyun oynamalarına ebeveynleri izin verdi. Zaman çok çabuk geçti, ilişki yıprandı. Şimdi taraflar birbirini ihanetle suçluyor.
Olan sakat doğan çocuklara oldu. Onlar şimdi ortada kaldı...”

***

Her şey Akın Atalay’ın dediği gibi oldu, ironiyle karışık...
Kutular, kutucuklar!
İnsan boyunda çelik kasalar, kasacıklar!
Ne diyor bizim iktidar yanlısı meslektaşlar:
“Fethullah Gülen 28 Şubat darbesinin destekçisiydi...”
Bunu şimdi yazmak kolay!
Siz bunu 28 Şubat sürecinde ya da Ahmet Şık “İmamın Ordusu” kitabı nedeniyle tutuklandığında yazacaktınız.
Şimdi bu ikiyüzlülük neden?
28 Şubat sürecinde ve sonrasında cemaatin Türkiye’deki tüm okullarının anahtarını Çevik Bir Paşa’ya teslim etmek istediklerini ben yazdım.
Ya siz?
Yazamadınız...
Daha düne dek Pensilvanya’ya gidişini, Fethullah Gülen’le yaptığınız görüşmeleri, ballandıra ballandıra yazan sizler gazeteci falan değilsiniz...
Bu ülke insanını “darbe geliyor” diye yıllarca korkutan siz değil miydiniz?
Askeri vesayete karşı çıkarken sivil vesayete niye karşı çıkmadınız?
Türkiye’nin hukuka, demokrasiye, özgürlüklere gereksinimi var...
Köklü çözüm çağdaş bir anayasa değişikliğidir...
Gerisi masal!
Bırakın palavrayı artık, dürüst olun, dürüst!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları