Meclis’ten kaçış çıkış yolu olamaz...

30 Temmuz 2015 Perşembe

Cumhurbaşkanı’nın Çin yolculuğuna çıkarken çizdiği çerçevenin sıcak saatlerinde, önümüzdeki günlere ilişkin yol haritasına ilişkin yapılan değerlendirmelerden en ürkütücü olanı; “savaş hali, terör tehditlerinin büyüklüğüne dayanılarak” seçim sonrası Meclis iradesi ile kurulmasında ayak sürülen, seçim sonuçları sonrasının yasal hükümet oluşumundan kaçışın aranmasıydı... Şeytana pabucunu ters giydirebilecek boyutta, “hukuk devleti düzeni, demokrasinin olmazsa olmaz ilkeleri, öncelikle de savaş hali, terör tehdidinin ağır olduğu koşullarda aksi düşünülemeyecek Meclis iradesinin üstün kılınmasından kaçışın..” kokusu çıkmıştı...
Erdoğan’ın tek başına İktidar gücünü temsil ettiği diliyle, dün toplanan Meclis’in sorgulanamaz gündeme ilişkin irade, gücünü yok sayan bir üslupla önceliklere ilişkin çizdiği olumsuz tablo sürpriz olmasa da, yaşamsal tehdit boyutlarında acil yeni yasal hükümetin kurulması, kurulana kadar da yetkisiz hükümetin aldığı yaşamsal kararların sorumluluğunun Meclis’e, Meclis iradesi, gücüne devri, zorunluluğunun yok sayılmasının anlamı, sonuçları ile çok açıktı... Kokular çok çabuk ortalığa saçılıverdi... AKP’nin Cumhurbaşkanı’na yakınlıkları ile bilinen siyasileri, yandaşları Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırmış CHP’nin, Meclis’in yaşamsal sorunlar nedeniyle açık tutulması, en hafifi ile Meclis’in tatilden geri dönüşü, sürekli çalışması öngörülmese bile en azından partilerin ortak temsili ile oluşacak araştırma komisyonunun kurularak sürekli çalışmasının sağlanması, gerekli haller ve gelişmelerde de Meclis’i yeniden olağanüstü toplantıya çağırması önerisinin, AKP cephesince reddedileceği ilan ediliverdi...

***

Aradan saatler geçmeden önceki gece yapılan açık oturumlarda “ağır savaş ve terör tehdidi..” halleri için, geçiş dönemi görevi yapan hükümetlerin devamını geçerli kılabilecek kimi yasal hükümlerin olduğu, bulunabileceği gündeme sokuluverdi. Sonunda ürkütücü senaryonun yazılımına ilişkin bakla kimi ağızlarca dillendiriliverdi... AKP’nin tek başına iktidar olmasının önünü tıkayan, koalisyon zorunluluğunu getiren seçim sonuçları karşısında, Cumhurbaşkanlığı odaklı pazarlanmış, 13 yıllık çoğunluk Meclis ve hükümet gücü ile, kamu kurumlarının ele geçirilmesi sayesinde kurulmuş İktidarları gücünün devamını isteyen ortak çıkarlar lobisinin “Koalisyon hükümeti kurulmasının yerine, seçimleri yenileme” projesi riskleri, oyalama süreci içinde azalacağına artıyordu...
Kurulu İktidarlarının çıkar düzeninin devamı uğruna seçim yenileme umut olamadığına göre, kirli çıkarlar lobileri adına soluksuz sürdürülen seçim anketleri aksine sonuçlar verdiğine, AKP’yi tek başına iktidar yapabilecek formüller bulunamadığına göre... “Savaş, terör patlaması, riskleri ile..” seçim sonrasının hukuk devleti, demokrasi için vazgeçilemeyecek, seçim sonuçlarının ürünü Meclis gücü, iradesi, kurulacak hükümet.. ağırlıklarıyla oluşabilecek, bugünün Meclis’inin iradesinden kurtulmanın, bu Meclis iradesi ile acil kurulması zorunlu yeni hükümetin varlığından kaçışın tek yolu, yetkisiz Cumhurbaşkanlığı’na bağımlı geçici görevli hükümeti olabildiğince uzun soluklu görevde tutabilmek... İktidarlarıının yıllar içinde oluşturulmuş, hukuk devleti düzeni, güçler ayrılığı ilkelerine aykırı, sivil diktatoryal yapısı içindeki ne yazık ki kirli çıkarlar ağını da içinde barındıran yapısının devamında buluşmuş lobilerin, daha çok yol almak adına başvurmayacakları yol yok...
Ürkütücü formül arayışlarından dillendirilen bir örneğe göre, var olan hükümet korunarak, MHP’nin dışardan desteği ile azınlık hükümeti gibi çalıştırılması bile söz konusu olabilecek... Bu yazının Meclis çalışmalarının daha ilk saatlerinde tamamlanması teknik zorunluğunu biliyorsunuzdur. Niyet okumak söz konusu olmasa bile, yaşadığımız karabasana ilişkin söylemler, Cumhurbaşkanlığı, Davutoğlu Hükümeti, AKP kadroları adına söylemler yeterince kaygı vericiydi...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları