Düğüm Haftası...

10 Ağustos 2015 Pazartesi

Genel seçimlerin üzerinden iki aydan fazla zaman geçti. Yeni hükümetin kurulması için sürdürülen çabalardan nasıl bir sonuç çıkacağını bugün göreceğiz.
İki aylık süreci özetlemek gerekirse tablo şu:
7 Haziran gecesi AKP tek başına iktidarı sandıkta yitirmenin şaşkınlığı içinde balkon konuşması yapamaz hale geldi. Sonraki tutumlarından anlıyoruz ki; Erdoğan o gece seçim sonuçlarını tanımama kararı aldı. Ne yapıp edip, meşru olsa da olmasa da tek başına iktidarmış gibi davranacaktı...
Öyle yaptı...
Kritik eşik Meclis Başkanlığı seçimi idi. O seçimi muhalefet alsaydı, Erdoğan’ın ve AKP’sinin işi daha zordu. Zira daha o anda devletin bir numarası ile üç numarasının arasına AKP çizgisi dışında bir güç girmiş olacaktı.
AKP bu eşiği geçtikten sonra hükümet kurmama, afedersiniz kurma çalışmaları içine girdi. Erdoğan, Davutoğlu’na emaneti seçimden 33 gün sonra verdi. Davutoğlu bugün itibarıyla tam bir aydır emaneti elinde tutuyor. Artık buna emanet de denmez. Aldı görevi top gezdiriyor. Öyle anlaşılıyor ki, görevi bu şartla aldı!
Al hükümeti kurma...

***

Erdoğan 8 Haziran sabahı aldığı karar uyarınca iktidarı teslim etmemenin yollarını örüyor.
Sürekli kamuoyu araştırması yaptırıyor. Sonuç istediği gibi çıkmıyor. Çıksa, çıkacak ortaya seslenecek:
“Halk bir daha gelin diyor... Halka gitmekten korkmamak lazım. Eyy halkım, bekle geliyoruz. Sen ne yapacağını bilirsin. AKP’nin güç kaybetmesini bekleyenler hemen ortaya çıktı... Onlara fırsat vermeyeceğiz. Halk yeniden karar vermek istiyor...”
Ama sonuçlar istediği gibi değil...
Şimdi seçmeni istediği kıvama sokmanın yollarını arıyor.
Olası bir koalisyonun yüzde yüz istediği sonucu verip vermeyeceği de belli değil. Seçmen AKP’nin yenilebileceğini gördü. Bir ya da iki yıllık zaman diliminde başka seçenekler öne çıkabilir ve AKP daha da eriyebilir. AKP bu olasılığın tersini hedefliyor.
Bunun için de akla gelen gelmeyen her şeyi planlıyor.
Eğer zaman kaybetmeden hemen seçim yaparak tek başına iktidar yolunu görürse kasımda sandığın yolu görünebilir. O zaman eylülde AKP kurultayı toplanıp hangi genel başkan atamasıyla daha yüksek oy alınabilir sorusuna yanıt arayabilir.
Belki Davutoğlu ile bu ivmenin oluşmayacağı kararı çıkar. Bu durumda Davutoğlu’nun yerine Binali Yıldırım düşünülür. Binali Bey rampaya sarmış kamyon gibi konuşsa da Erdoğan için her zaman öncelikli bir isim.
Davutoğlu bu olasılığı da hesaba katarak bir liderlik denemesi yapabilir mi?
Çok zor...

***

AKP’nin elde ettiği psikolojik üstünlüğün ardında yüzde 60’lık yelpazenin dağınıklığı yatıyor. Buradan başka bir enerji çıkabilirdi.
Aslında bu olasılık hâlâ var. Ancak bunu güçlendirecek ortak akıl yok.
MHP kendisini, batıdan yüzde 2-3 oy kaybetsem de Orta Anadolu ve Karadeniz’den bunun iki katını çıkartırım, hesabına hapsetmiş görünüyor.
Yani bir koyup üç almak...
Bu siyasette çok tehlikeli bir oyundur.
HDP, kendi içinde onlarca dengenin ortasını bulmaya çalışıyor.
CHP, AKP’nin kendisini ‘çözümsüz parti’ gibi sunmaması için dikkatli adımlar atmaya çalışıyor. Türkiye’nin hükümetsiz kalmaması için gerekli çabayı harcadığını anlatmak için yeterince veriye sahip...
Ancak sadece buna dayalı bir siyaset CHP’ye yetmez.
Yukarıda vurguladık, AKP gücü elinden bırakmamak için her şeyi yapıyor. Kendi içinde yeni düzen kurmak da buna dahil.
AKP, ola ki kendi istediği minderde yeni seçim güreşine girer kazanırsa daha da vahşileşecek. O gün, bugünkü fırsatların değeri daha iyi anlaşılacak.
Biz bu olasılığı dile getirmek bile istemiyoruz.
Bu olasılığın tamamen silinmesi için bugün yapılabilecekler var...
Bu hafta bunların konuşulacağı süreç başlayabilir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları