Erdoğan’la PKK’den yeni siyasi ataklar

18 Ağustos 2015 Salı

Siyasette sıkça yapılan, ucuz polemiklerin bir benzeri ile, Aristo mantığına uydurulmuş ilişkilendirme kurmaya kalkışsak.. Bal gibi de seçim sonuçlarında Kürt siyasi hareketinin elde ettiği başarı, Meclis’te ağırlık kazanmasının sonuçlarına şans tanımadan, PKK’nin, ağustos sıcağında ülkemizi kasıp kavuran, çok canlar yakan, barıştan sıcak çatışmacılık, savaş sürecine geçişine bakarak.. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, sadece ve sadece kafasına koyduğu Türkiye tipi başkanlık, mutlak İktidar güçlerine kapıları kapattığı için beğenmediği seçim sonuçlarını yok saymaya yönelik attığı adımların, PKK’nin savaş ilanı ile ortaya çıkan kaostan nasıl beslenmekte olduğuna, eşzamanlı gelişmelerine bakarak.. düşman cephelerin çıkar ittifaklı eylemlerinden söz etmeye kalkışabiliriz..
Söz konusu türden bir ilişkilendirme akla, vicdana aykırı gözükse de, PKK’nin HDP’nin seçim başarısına hiç şans tanımadan savaş ilanından, Cumhurbaşkanı’nın sonuçları sorgulanamaz, çok kötü bir seçim yasası ile dahi Meclis’te vicdanlara adil görünen dört partinin adaletli temsilini sağlamış seçim sonuçlarına göre hükümet kurulmasını engelleyen adımlarının yanına “fiilen sistemin değiştiğini” ilanına.. kaostan beslenme ortak zamanlama taktikleriyle, siyaseten atılmış pasları görmezlikten gelebilmek olanaksız.
En önemli ortak paydalar ise ülkenin rejimi, hukuk devleti, demokratik düzeni, Meclis’i ile seçmen iradelerinin yok sayılmaları. Barış içinde birlikte yaşam yolunda seçimini yapmış halk çoğunluğunun, akan kan, cenazeler gelirken de verdikleri insani sınavlarla.. “Kürtler bizim kardeşlerimiz, kahrolsun PKK..” ya da “Bir kardeşimiz şehit, cenazesi geldi; öteki PKK’de, ben askerliğimi yaptım..” cenazelerini toprağa verirken attıkları slogan ve söylemlerle..

***

Biz daha doğrusu en çok istediği rejim değişikliğinin yapılabilmesi düşleriyle, Cumhurbaşkanlığı-AKP Hükümet ortak icraatlarından vazgeçmeyi göze alamayan İktidarları, seçim sonuçlarına göre yürürlükteki hukuk devleti düzenimize göre Meclis’in çalıştırılması, yeni hükümet kurulmasına yönelik belki yüzlerle değil ama sayılamayacak kadar çok yol varken hukuku işletmeyen Cumhurbaşkanlığı icraatlarında Meclis’i çalıştırma, hükümet kurdurmamaya yönelik zamanı tüketme taktiği ile sıcak savaşın kaosundan yararlanma birlikte gündemde..
Gerçi Cumhurbaşkanı ya Saraylarında muhtarlar toplantısında, ya odak yandaşlıkta sarmalandığı memleketinde Rize’de, Kıble Camii açılışlarında.. keskinleştirdikleri yeni hükümet işleyişi, seçim yeniletme adımlarında ilan edilenlerle, bu haftaya çok değişken yeni siyasi cepheleşmelerle girmiş bulunuyoruz.. Anımsanacağı üzere seçim sonuçları AKP’yi en büyük parti olarak bırakmış, Cumhurbaşkanı’nın başkanlık düzenine geçiş için istediği oylara, rejim değişikliğine “hayır” iradesinin ilanı olmuştu. Özünde Meclis’in gücünü, koalisyon hükümeti kurulmasını, parlamenter düzenin devamını pekiştirmişti. Cumhurbaşkanlığı’nın PKK’nin savaş ilanından da beslenen kanın aktığı, canların yandığı, ekonomiye de yansıyan kriz sürecinde, koalisyon kurdurmama, zaman tüketme formülü kırılamamıştı.. Bu haftaya ise Rize’den gelen “fiilen sistem değişti”nin halkımızın anlayacağı dilden “sivil darbe ilanının” şok çarpması ile girdik.. Erdoğan’ın düşlediği MHP desteğinde AKP, pardon Erdoğan Hükümeti projesi tepetaklak oldu gibi.. Haydi hayırlısı..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları