\n

\n

\n

\n

\n

Orhan Karaveli, İlhan Selçuk kitabı için yakın çevresi ile söyleşiler yapıyordu. 1964 yılından aramızdan ayrılışına, yakın çevresinden isimleri anımsarken, ortaya her meslekten, geniş bir yelpazede mesleklerinin, savundukları değerlerin hakkını vermede en öne çıkanlardan upuzun bir listeyi çıkarmış gibi olduk. İlhan Selçuk Aydınlanma-sol-örgütlenme-sanatın her dalından.. çok geniş bir yelpazede kimlik ve emekleri ile ağırlıklarını ortaya koymuş kişilerden ilk akla gelenlerle, ömür boyu süren, özel yaşam dahil uzun soluklu dostluklar halkasını, yaşam biçimine dönüştürmüştü. Aslında çok okuyan, üreten bir gerçek aydın olarak kendi çalışmaları için evde kapanarak ayırdığı çok uzun saatler söz konusuydu. Ama daha çok öğleden sonraları gazeteye gelerek, sonra dışarda her yerde, geç saatlere kadar sarkan sosyal etkinliklerin içinde yer alarak, Aydınlanma’nın her penceresinden yaşamların içinde, onlarla kaynaşmış bir yaşamın içindeydi...\n

\n

İlk birlikte fotoğrafımız TMGT’nin salonunda, 68 kuşağının gençlik liderlerinden birinin nişan töreninde, yüzükleri takan kişi olarak katılımından. Sanatın her dalından ne kadar çok yakın dostunun sergisine, konserine, özel gecesine, Aydınlanma-sol yelpazede siyasal, sendikal, mesleki, demokratik örgütlenmelerin açık oturum, özel gece etkinliklerine katılmıştır. Benim gördüklerim bile yüzler değil, binlerle sayılacak kadar çoktur. İşin ilginç boyutu, toplumsal yaşamın içinde, sorumluluk duyan bir aydından öteye, bütün bu ilişkilerini özel dostluklara da çevirmiş, aynı insanlarla toplumsal sorumluluklar yanında özel yaşamları, renklerini, kaygı ve coşkularını paylaşmıştır. Örgütlenmelerin, tek tek bireylerin iç dünyalarına dokunmak, onların bütününden sonuçlar çıkarmak... Kendiliğinden gelen “Aydınlanma bilgesi” kimliğinin anahtarı olmalı...\n

\n

***\n

\n

Mehmet Aksoy’un, İlhan Ağabey’in ikinci ölüm yıldönümü etkinlikleri kapsamında bugün açılışı yapılacak heykelini ben de sizlerle birlikte göreceğim. Tanışıyor olmamıza karşın önceden konuşmuşluğum da yok. Ancak Beşiktaş Belediyesi’nden gelen açılışa ilişkin çağrı metninde “İlhan Selçuk ve Cumhuriyet Aydınlanmasını Yaratanlar” adını görünce duygulandım. Bir kez daha çok kıskandığım sanatla “keskin ve öz” anlatım farkına şapka çıkardım. İlhan Selçuk, Aydınlanmacı kimliğine ilişkin öncelikle, saatlerce anlatabileceklerim besbelli yontunun bütününde. Sevgili İlhan Selçuk-Turhan Selçuk kardeşleri sonraki kuşaklara ulaştırmada özel sorumluluk üstlenmiş biricik kardeşleri Ülfet Ertel bu yılın anma etkinliklerinin de en ince ayrıntıları ile sorumluluğunu üstlenmiş, bizi utandıran titizlikle her ayrıntı üzerinde dururken, dün parçaları yerleştiril-mekte olan heykeli de günde birkaç kez gördüğünün altını çiziyor, aynı heyecanla anlatıyor: “İlhan Pencere’sinden bakı-yor. Baktığı yerde, Aydınlanmamızda yer almış çok sayıda insanın heykel başları var...”\n

\n

Işık Yenersu, İlhan-Handan Selçuk’ların gerçekten daha gerçek sevgili kızları... İlhan Selçuk’un anma etkinliğinde fiilen İstanbul’da olamayacak, yurtdışında... İçine sinmiyor. Kendi kendine İlhan Ağabey’in çok sevdiğini bildiği bir şiirini, görselini de kendisi katmış olarak seslendiriyor, bize hazır ulaştırıyor. Ferhan Şensoy turnede, Ülfet Abla arayınca üşenmeden İstanbul’a bir soluk uğruyor, İlhan Ağabey’i anma etkinliğinde anlamı, yeri olacak 2019 oyununun son bölümünün metnini ulaştırıyor. Ayla Algan İstanbul dışında, nasıl gelip katılacağını sorgulayacağına aradığımız için özel teşekkür edi-yor. İlhan Ağabey’e yazdığı bir şiiri okumak istemesi ise bizim yüreğimizi hoplatıyor. Rutkay Aziz-Tarık Akan doğal görevliler olarak günübirlik Bodrum’dan gelip dönecekler. Rutkay Aziz, İlhan Ağabey’in Pencere’sinden seçilmiş bir yazıyı okuyacak, Tarık Akan ise heyecandan konuşamayacağında hâlâ ısrarlı..\n

\n

***\n

\n

Bu yılın etkinliklerinin İstanbul-Hacıbektaş ayaklarının bütünlüğünden, organizasyonundan baş sorumlu, İlhan Ağabey’in, uzun yıllardır gittiği her yere yanında taşıdığı, gazetedeki şımarık kızı Miyase İlknur biraz önce telaşlı “Hacıbektaş’a gidecek otobüs sayısını arttırmalıyız, telefonlar susmuyor, yer ayırtmak isteyenler çoğalıyor..” diyordu. Bu arada geçen yıl gönüllü katılmış, İlhan Ağabey’in sevdiği türküleri okumuş Sabahat Akkiraz telefon etmiş, izleyici olarak iki anmaya da katılacakmış. Miyase “Ayıp olur” diye bu yıl da çağırmamıştı. Onun gibi başka değerli sanatçılarımızdan da gönüllü anma etkinliğini izlemeye geleceklerin adlarını duyduk. Heyecanlı, onurlu, mahcubuz...\n

\n

Bütün bir cumartesi ve pazar akşamı otobüs yolculuğunu göze alarak Hacıbektaş törenlerine de gönüllü katılmak, nasıl bir özdeşleşme, duygu bağıdır? Baba Zula’nın solisti Murat Ertel, İlhan Ağabey’in, Ülfet Abla-Mengü Ertel’den sevgili yeğeni. Dayısını çok seviyor olması doğal. Geçen yıl ilk etkinliğe dayısına yazdığı beste ile katılması elbette sanatçı ayrıcalığı da. Ama sayesinde biz, İlhan Ağabey’i o özel kimliği ile, müzik ve sözle anlatan, bilincimize kazınacak çok özel bir bestenin sahibi olduk. Sesini, sözlerini ezberleyip belleğimize kay-dedeceğiz. Âşık İhsani’nin, bir yazısından coşarak yaptığı besteyi yeni kuşaklar hiç duymamışlardı. Onu da tanıyacaklar... Sessiz kahramanlarda başı çeken Baba Zula’nın menajeri Ahmet Can Taşdemir geçen yıl da bu yıl da görünmeyen emektarlardan, sıfır boş zaman için dakikaları topluyor. Geçen yıl Esin Afşar’ın ateşli ağır hasta, aslında son sahneye çıkışı olduğunu bilemezdik. İlhan Selçuk kimliği, sevgisinde özverinin simgesi olacağını bilemeden sevgiyle, saygıyla dinlemiştik...\n

\n

Yaşamlarının bir kesitinde İlhan Selçuk’u tanımış, Aydınlanma’nın bilgesi olarak sevmiş Cumhuriyet okurları, siyaset, toplumsal yaşamın içinde yer almışlar, şimdi kimi belediyelerin başkanları nasıl bir gönüllülük, özveri içinde katkı yapıyorlar? Ayrı ayrı etkinliklerin baş aktörleri arasındalar... Ayrı ayrı anlatabilmeye yer kalmadı, çok da ayıp oldu. İlhan Selçuk kimliği, Aydınlanma bilgesine sevgi, saygı öyle seyirci kalınacak bir konum değil... İlhan Selçuk’un Cumhuriyet Aydınlanması kavgasında yer almayı, bir şeyler yapmayı gerekli kılıyor...\n

\n

\n\n