Yağma yok!

27 Ağustos 2015 Perşembe

Tabutlarının üstüne al bayraklar örtülmüş şehit cenazeleri sıra sıra dizilmişler, en dipteki seçim sandığına doğru giden bir yol oluşturuyorlardı.
25 Ağustos günkü Milliyet gazetesinde, bir süre birlikte çalışmak mutluluğuna da eriştiğim, sevgili dostum Ercan Akyol’un karikatürünü görünce tüylerim diken diken oldu, kendimi tutamayarak haykırdım:
- İşte Yarbay Mehmet Alkan’ın isyan ettiği bu!
Şehit Yüzbaşı Ali Alkan’ın 23 Ağustos günü Osmaniye’deki cenaze töreninde yer alan ve herkesi itip kakarak ön safta boy göstermeye çalışan kimi iktidar yalakalarına tepki gösteren şehidin kendi de subay olan ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan şöyle haykırıyordu tabutun başında:
“Buradaki vatan evladı 32 yaşında; daha vatanına, sevdiklerine, dünyaya doyamadı. Buradaki vatan evladının katili kim? Düne kadar çözüm diyenler ne oldu da sonuna kadar savaş diyor? Kendileri gitsin savaşsın! Saraylarda 30 tane korumayla gezip, zırhlı arabalara binip, şehit olmak istiyorum, diye bir şey yok. Git o zaman oraya!”
Yarbay Mehmet Alkan’ı üniformalı isyana iten neden, şehit cenazelerini politik ikbali yolunda basamak yaparken o cenazelerde boyun bükerek boy gösterenlerdir.

***

Yarbay Mehmet Alkan hakkında Genelkurmay tarafından soruşturma açılmış.
Hemen söyleyelim, Yarbay Mehmet Alkan bu isyanı içinde duyan tek subay değil, vicdan sahibi çoğu meslektaşı da, bu isyanı paylaşmakta, belki yarın öbür gün Mehmet Alkan misali başkaları da içlerindeki aynı isyanı dışavuracaklardır.
Türkiye’nin çoğunluğunun çok iyi bildiği bu gerçeği, konumu gereği Genelkurmay da bilmek zorundadır.
Bir zamanlar şehit cenazesi gelmemesinin kendileri için daha kârlı olacağını düşünenler, çözüm süreci sloganlarıyla, bütün operasyonları durdurur, karşı taraf üzerine düşeni yerine getirmediği halde, çatışmalı bölgelerde alan üstünlüğünün kaybedilmesine, ülkenin bir bölümünde devlet erkinin, devletin elinden çıkıp başkalarına geçmesine seyirci kalırken şimdi birden kendi ikballeri için şehit cenazelerinin daha kârlı olduğu yanlış hesabının peşine düşerek, ölüme davetiye çıkarınca tabii ki tepkiyi çekeceklerdi.
Bu kanla beslenmiş politikanın arzulanan algıyı yaratabilmesi için şehit cenazeleri, o politikanın kutsanması için de kullanılmak istenmektedir.

***

İstenen, düşmanlar yaratarak, kan ve gözyaşının bulanık ortamını, kişisel iktidarı için kullanmaktadır.
Bu amaca varılabilmesi için aşağıdaki şu soruların hiç sorulmaması gerekmektedir:
- Bu çatışmalardan, bu ölümlerden kim, nasıl bir çıkar umuyor?
- Bu kayıplar vatan müdafaası için mi veriliyor, yoksa iktidar hesabı uğruna mı?
- Bu durumda bu ölümlerin sorumlusu kim?
- Kim, o insanları kendi çıkarları için ölüme gönderip sonra musalla taşı başında el bağlayıp, saf tutanlar ya da tutturanlar?
Bu sorular, sorulmadığı sürece, kanlı ve kirli hesabın tutacağını düşünüyorlar.
Bu yüzden, ölümlerin sorumlularından hesap sorulmasını engellemeye, soruları kutsal kalkanıyla önlemeye çalışıyorlar.
Yağma yok! Hesap sorulacak, maskeler indirilecek.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları