Leyla Tavşanoğlu

İnanç üzerinden politika yapılamaz

19 Ocak 2009 Pazartesi

İster sağda ister solda inanç üzerinden politika yapılmamalıdır. Özellikle son günlerde solda inanç üzerinden politika yapılmaya çalışılıyor.

Yerel yönetimlerde Şişli bir model oluşturdu. Bu modeli bütün sosyal demokrat, demokratik sol beleyediyeler Türkiye çapında uygulasa en ufak bir sorun kalmaz.

Şişli ilçesinde Mustafa Sarıgül dördüncü dönem yeniden belediye başkan adayı. Bu kez DSPden. Sarıgülle konuşuyoruz. Şişli modelinin çok önemli olduğunu, bütün sosyal demokrat belediyelerin bu modeli bütün Türkiye çapında uygulamaları durumunda başarıyı yakalayacaklarını söylüyor. İnanç üzerinden siyaset yapılmasını kesinlikle doğru bulmadığını belirten Sarıgül, 29 Mart yerel seçimlerinde yüzde 70e yakın olan oyunu daha da arttırmayı beklediğini sözlerine ekliyor.

Bu kez DSPden Şişli belediye başkan adayısınız. 29 Mart yerel seçimlerine nasıl hazırlanıyorsunuz?

- Bir kere yerel yönetimlerde Şişli bir model oluşturdu. Bu modeli bütün sosyal demokrat, demokratik sol belediyeler Türkiye çapında uygulasa en ufak bir sorun kalmaz. Şişli modeli bizim ülke için son derece önemlidir. Bu model 1970li yıllarda uygulandı ve bütün büyük şehirler kazanıldı. Ben bu modeli bugün aynı şekilde uyguluyorum. Belediye başkanlığı son derece önemli. Çalışmalarımızda Şişli Belediyesini hangi ilkelerle yönetiyoruz? Bir insanın ilkeleri, hedefleri yoksa o kişi belediye başkanlığında başarılı olamaz. Bir kere şunu belirtmek isterim ki Şişli gerçekten yerel yönetimlerde bir model haline geldi.

Şişli bugün adından en çok söz edilen belediye. Biz sadece yaptığımız hizmetlerle adımızdan bahsettirmedik. Şişli birçok toplumsal eylemlerde de lider ilçe oldu. Örneğin, biz muhtarlarımıza çok büyük önem verdik. Bütün muhtarlarımızla diyaloglarımız son derece iyi oldu. Ayrıca Şişli Belediyesinin çok önemli bir noktaya gelmesinde sivil toplum kuruluşlarının, belediyede çalıştığımız arkadaşlarımızın çok ağırlıklı payı var. Çünkü sonuçta belediyecilik kolektif bir iştir. Belediye çalışmalarında herkesin kendini o işin içinde mutlaka bulması lazımdır. Bu çalışmalarda biz fikir, ırk, cinsiyet, kültür, inanç, siyaset ayrılığı gözetmeyen bir anlayışla yolumuza devam ettik. Tek taviz vermediğimiz konu ulusal birliğimizdir. Bayrağımızdan, toprağımızdan kesinlikle taviz vermedik. Bizim tek bir amacımız var.

Nedir bu amacınız?

- Şişli bölgesinde yaşayan yurttaşlarımıza hizmet sunmak, ülkemizde yaşayan vatandaşlarımıza iyi hizmet sunmaktır. Bunlar tabii ki benim tek başıma başarabileceğim ya da yapabileceğim konular değil. Seçimlere girerken bir siyasi partinin adayısınız. Ama seçimden sonra herkesin belediye başkanı olmalısınız. Herkese destek vermelisiniz.

Ben yüzde 70e yakın bir oy aldım ama neden geri kalan yüzde 30 oyu alamadım? Seçimden sonra bunun da yanıtını bulmak için çalışmalara başladık. Hedef, bana yüzde 70 oy veren yurttaşımızı memnun etmek.. ama bana oy vermeyen yurttaşlarımızın da gönlünü kazanabilmektir. Bizim kapılarımız hiçbir zaman yurttaşlarımıza kapalı olmadı. Biz belediye olarak gücümüzü bulunduğumuz koltuktan almadık. Bunu kendi kişiliğimizden ve yaptığımız hizmetlerden aldık.

‘Lafta değil icraatta çağdaşız’

Belediyeyi yönetirken en önemli ilkeleriniz hangileri?

- Bir kere, Şişli Belediyesinde gerçekten adamı olanın işi yapılmadı. Şişli Belediyesinde hak edenin işi yapıldı. Şişli Belediyesinde şahısların çıkarları ön planda tutulmadı; toplumsal çıkarlar çok daha ön planda oldu. Bizim belediyemizde Şişli halkına yararı olmayan hiçbir projeye biz gerçekten imza atmadık. Ayrıca Şişli Belediyesinde çalışan arkadaşlarımız gerçekten güler yüzlü, sevecen oldular. Bu arkadaşlarımız, altını çizerek söylüyorum, hiçbir zaman sorun değil, her zaman çözüm üretmeye özen gösterdiler. Bunları yapınca da Şişlide çok önemli bir vizyon yakaladığımız kanısındayım. Bugünlerde moda. Herkes misyondan, vizyondan bahsediyor ama icraata bakmak lazım. Biz Şişli olarak İstanbulun 21. yüzyılda çağdaş yüzüyüz. Ama lafta değil, icraatta, yaptığımız çalışmalarda çağdaşız. İlçemiz ilkokullarımızla, spor tesislerimizle, ticaret merkezimizle geleceğin merkezi oldu. Bizim için iktidar amaç değil, araçtır. İktidarda bulunuyorsak o zaman bölgemize çok destek vermemiz, bunu çok iyi bir noktaya taşımamız lazımdır. Halka hizmet vermeyen, bireysel çıkar peşinde koşanlar bizden hep uzak oldu. Ne biz onlara yaklaştık ne de onlar bize yaklaşabildiler. Dürüst ama becerikli bir yönetim uyguladık.

Ya dürüst ama beceriksiz bir yönetim olursa ne olur?

- Onun da bir anlamı yok. Dürüst ve becerikli, ilkeli, sorumluluk sahibi, yurtseverlik duygusu yüksek olacaksınız. Bilgili, birikimli, adalet duygusu çok yüksek olan kadrolarla çalıştık. Hukuka çok önem verdik. Hukukun olmadığı yerde sevgi, adalet, barış olmaz. Dolayısıyla hukuk anlayışı yüksek bir belediye oluşturduk.

Böyle olunca da başarı kendiliğinden geliyor. Belediye başkanına, Sen hangi hizmetleri yaptın? Hangi eserleri ön plana çıkardın? diye sorarlar. Yıllar önce, Allah rahmet eylesin İstanbul Belediye Başkanı Haşim İşcan vardı. Haşim İşcan bir geçit yaptı. İsmi hep onunla anıldı. Biz Şişlide 25in üzerinde okulu yıkarak muazzam binalar yaptırdık. Hepsi de tam gün eğitim veriyor. 16 derslikli okulu yıktık. Bugün bu okul 50 derslikli. Bu okullarımız teknik donanımlarıyla da muhteşem bir noktaya geldi. Bir başka nokta da, İstanbul çok ciddi bir deprem kuşağı üzerinde olduğu için bütün bu okullarımızı depreme dayanıklı olarak yaptırdık. Bütün bunları yaparken Türkiye Cumhuriyetinin geleceğini düşündük.

Eğitime ağırlık vererek mi?

- Eğitim sorununu çözememiş bir ülke gerçekten çağdaş bir ülke olamaz. Dünya ulusları arasında da yerini alamaz. Biz geleceğe umutla bakan, heyecanlı gençler bu okullarda yetişsin istedik. Ulusumuzu, cumhuriyetimizi, bayrağımızı korumak ancak bilgili, eğitimli, geleceğe güvenle bakan insanlarla olur. Bilimsel düşünebilen, doğru karar verebilen, üretken ve dinamik nesiller yetiştirmeyi, ama bu çocukları aynı zamanda özlerine bağlı kalmalarını sağlamayı hedefledik.

‘Eserleri olmayanın \t\t\tyerinde yeller eser’

Bütün bunları yaparken bu enerjiyi nereden buluyorsunuz?

- Şişli halkı bize rekor düzeyde bir oy verdi. O rekor oyu hizmetlerle süslemeliydik. Bunu gerçekten de yaptık. Eserleri olmayanların yerlerinde yeller eser diye önemli bir söz vardır. Biz çok önemli eserler bıraktık. Mahallelerimizi dolaşırken yurttaşlarımız, Çalışmalarınızdan çok memnunuzdediklerinde büyük keyif alıyorum.

Kamuoyu yoklamalarında çok düşük görünürseniz enerjiniz olmaz. Bu enerjinin yüksek olması için seçildiğimiz günden beri yarın seçim varmış gibi çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hiçbir zaman hak ve hukuktan ayrılmadık. Herkesin belediye başkanı olmaya özen gösterdik.

Cumhuriyeti, Atatürkü korumak, Cumhuriyet kuşaklarına önem vermek ancak eğitime verdiğimiz önemle sağlanabilir. Biz buna inandık. Bir mekânın ortamı iyiyse oradaki insanlar daha mutlu, daha yüksek enerji sahibi oluyorlar.

ANAP iktidardayken 1989 yerel seçimlerini SHP silip süpürmüştü. Bunu nasıl başarmıştı sizce?

- 1989 seçimleri Özalın zayıf olduğu dönemdi. Fakat Erdal İnönü gibi halkın sevdiği, güvendiği bir bilim insanı vardı. Erdal İnönü İsmet Paşanın oğluydu ama bu ismi hiçbir zaman siyaset için kullanmamıştı. Yıpranmamış bir isimdi. Erdal İnönü,Limon gibi sıkıldık. Bizi limon gibi sıkmaya devam etmesinler sloganıyla meydanlara çıktı. Erdal İnönünün kişiliği ve o dönemdeki heyecanla biz 1989da İstanbul başta olmak üzere pek çok ili kazandık.

Ama Erdal İnönünün o rüzgârı ve başarısı daha sonra ne yazık ki yerel yönetimlerde devam edemedi. Bir olayın gelişmesi için halkın sevdiği lidere, çok iyi projelere ve örgütlü çalışmaya ihtiyaç vardır. Bakın kaç yıl geçti, Limon gibi sıkıldıksloganını hâlâ unutmadık. Keşke o günkü rüzgârı tekrar yakalayabilsek. Onun için yerel yönetimlerde, tekrar ediyorum, Şişli modeli önemli bir modeldir. Ben ileride bu modeli bütün Türkiyede uygulamayı arzu ediyorum. O zaman da bütün sosyal demokrat belediyeler başarılı olur ve aldıkları kaleleri bir daha bırakmazlar.

 

Şişli Belediyesinde hak, hukuk ve adaletin çok önemli olduğunu söylediniz. Peki, bunca yolsuzluk söylentileriyle çalkalanan AKPli belediyelerin hak, hukuk tanımazlıklarını nasıl karşılıyorsunuz?

- Bir kere ciddi bir alternatif olmayışı önemli. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz.. bugün bir iktidar var. İktidar, Ben 82 belediyenin 82sini de alacağım diyor. Ama ana muhalefet, Ben 50 belediyeyi kazanamazsam bu işi bırakırım diyemiyor.

Türkiyenin sorunu demokrasinin tam olarak oturmamış oluşu. Siyasi partiler kanunu, seçim sistemi değişmedikten sonra bizim tam olarak demokrasiden söz etmemiz mümkün değildir. Lidere değil, halka bağlı demokrasinin ön planda olması gereklidir. Şu anda ne yazık ki liderlere bağlı bir demokrasi anlayışı var. Lidere bağlı demokrasinin sürmesi halinde de halka fazla bir enerji veremezsiniz. Bütün mesele kadın kollarını, gençlik kollarını 12 Eylül öncesi olduğu gibi çalıştırmaktır.

Acaba seçimlere nasıl hazırlanıyorlar? Biz seçimlere 20 bin arkadaşımızla hazırlanıyoruz. Bir arkadaşımızın görevi altı seçmeni sandığa getirmektir. Şişlide 250 bin seçmen var. 200 bin seçmen sandığa gelir. Biz 120 bin oy hedefliyoruz. Burada 810 seçim sandığı bulunuyor. Her sandıkta dört arkadaşımız görevli. Biz 2 bin 500 sandık görevlisi arkadaşımızla seçimlere hazırlanıyoruz. Çalışmak lazım. Ben bu çalışmaları rahmetli Orhan Eyüboğlu, Turan Güneş, Mustafa Üstündağ ve daha nicelerinden öğrendim ve burada uyguluyorum. Gençlik kollarından yetişen bir kişi olmasam, Alev Coşkunların öğretisini burada sunmamış olsak başarılı olamazdık. Kadın, gençlik kolları kapalı. Gençliğe enerji verecek bir yer yok.

 

Şişlide okulların dışındaki öbür çalışmalarınızı da anlatır mısınız?

- Örneğin öğretmenler evine çok önem veriyoruz. Şöyle bir proje geliştirdik: Akşam iş çıkışı öğretmenlerimizin sporlarını yapabilecekleri, kadın ve erkek kuaförüne gidebilecekleri, kongre salonu, misafirhanesi, lokantaları, kütüphanesi olan öğretmen evi yapmamız lazım. İstanbulun en güzel noktasında öğretmenlerimize bir öğretmen evi yaptık. Ayrıca Erdal İnönü Bilim Merkezi bizim için son derece önemli. Prof. Dr. Erdal İnönü benim genel başkanlığımı yaptı. Marmara Üniversitesinin Nişantaşı Kampusundaki bu bilim merkezinden binlerce öğrencimiz yararlanıyor. Bir de emekli yurttaşlarımıza çok büyük önem veriyoruz. Bunun için bir Emekliler Merkezi yaptık. Emekli yurttaşlarımız sabahları oraya geliyorlar. Çaylarını, kahvelerini içiyor, gazetelerini okuyorlar. Orada arkadaşlar ediniyorlar. Televizyon seyrediyorlar. Mahallelerde yaptığımız Türkiyenin ilk emekliler evlerine yaklaşık 35 bin emekli yurttaşımız geliyor. Bu da bizim sosyal demokrat anlayışımızın en önemli noktası. Yoksulluğun olduğu yerde demokrasiden söz edemezsiniz. Adaletin olmadığı yerde barış olmaz. Belediyenin görevi sadece altyapı yapmak, temizlik hizmeti vermekle görevli değildir. Bir belediye aynı zamanda bölgesinde bulunan emeklileri de düşünmek, onların ihtiyaçlarını da karşılamakla yükümlüdür. Geçmişine önem vermeyenler geleceklerine kolay kolay önem veremezler.

Siz hep dil, din, etnik kimlik ayrımı yapmadan bir belediyecilik anlayışını yürüttüğünüzü söylersiniz

- Biz insanın olduğu her yerde var olduk. Buna da çok büyük özen gösterdik. Bu bakımdan cem evlerimize, camilerimize, kiliselerimize ve sinagoglarımıza destek ve önem verdik.

İnanan insanlara saygı duyuyorum ve ben Şişli Belediye Başkanı olarak o inanan insanlara hiçbir ayrım yapmadan elimden geldiği kadar bütün desteğimizi veriyorum. Zaten farklılıklarımızın hepsinin bizim kültür zenginliklerimiz olduğunu da hepimizin bilmemiz lazım. Her zamankinden daha çok Türkiyenin birliğe ve beraberliğe ihtiyacı olduğuna inanıyorum. Türkiyeyi içerden ve dışardan bölmek isteyen güçler geçmişte inançlarımızı istismar ettiler. Bugün buna kesinlikle izin vermemeliyiz. İnançlar üzerinden siyaset yapılmasını da hiç doğru bulmuyorum. Çünkü inançlar Allaha ulaşma yoludur. İktidara ulaşma yolu olarak kesinlikle istismar edilmemelidir.

Vefa duygusu insanı insan yapar

Ama ülkemizde inançlar iktidara ulaşmak için istismar edilmiyor mu?

- Maalesef bu yapılıyor. Halkımızın bunları iyi değerlendirmesi lazım. İster sağda ister solda inanç üzerinden politika yapılmamalıdır. Özellikle son günlerde solda inanç üzerinden politika yapılmaya çalışılıyor. Bütün bunları Cumhuriyetin ve Atatürkün değerlerine karşı gösterilen bir sevgisizlik olarak değerlendiriyorum.

Siz Vatikanın eski İstanbul Temsilcisi Monsenyör George Marovitche geçirdiği kazadan sonra çok ciddi yardımlarda bulunmuştunuz. Bunu anlatır mısınız?

- Evet. Ben Monsenyör George Marovitche çok destek verdim. Marovitch kültürler arası diyaloğa çok önem vermiş bir kişidir. Kendisini çok severim. Ayrıca Papa İkinci Jean Paulün isminin bir sokağa verilmesinde de çalıştı. Şimdiki Papanın Türkiyeyi ziyaret etmesinde Sayın Marovitchin sayılamaz katkıları var. Bir buçuk yıl önce İtalyada çok ağır bir kaza geçirdi. İtalyada tedavi altındayken kendisini sürekli aradım. Şu anda da desteğimiz devam ediyor. Sayın Marovitchin bir an önce sağlığına kavuşmasını diliyorum. Geçenlerde Marmara Vakfı Başkanı Sayın Akkan Suverin, vakfın bir onur madalyasını düzenlenen bir törenle sunması da Sayın Marovitch için son derece önemliydi. Bunu düşündükleri için Marmara Vakfına çok teşekkür ederim.

 

PORTRE

MUSTAFA SARIGÜL

1956, Erzincan doğumlu. Yükseköğrenimini Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesinde tamamladı. İş yaşamına Kâğıthane Belediyesinde başladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İETT Genel Müdürlüğünde çalıştı. Daha sonra ticarete atıldı. CHP Gençlik Kollarından siyasete girdi. 18. dönem milletvekilliği ve TBMM Başkanlık Divanı üyeliği yaptı. 1999-2004 seçimlerinde Şişli Belediye Başkanı seçildi. CHP’den ihraç edilince bu seçimlerde DSP’den adaylığını koydu. Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi üyeliği görevinde bulundu. TBMMde Bir Milletvekili ve İstanbulda Direksiyon Sallamak adlı kitapları var.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tedavi olsunlar 1 Mart 2015

Günün Köşe Yazıları