Ümmetin ‘Facebook’ gafleti

01 Eylül 2015 Salı

Mısır’da bir imam, sabah ezanında zikredilen “Essalatuhayrun minen nevm”, yani “Namaz, uykudan hayırlıdır” ifadesini “Essalatuhayrunminfacebook” olarak değiştirmiş; “Namaz, ‘Facebook’tan hayırlıdır” diye!..
Tabii müftülük, ilahi iradeye teslimiyet çağrısı demek olan ezana böylesi şahsi bir iradi müdahaleyi hoş karşılamayıp imamı görevden almış. Ama sanırım kimse imamın kötü bir niyeti olduğunu ileri sürmemiştir. Bilakis o, günümüz dünyasının gerçekliği karşısında dinin durumuna ilişkin kendince endişe verici gözlemlerini ilginç bir tepkisel yorumla dışa vurmuş sayılabilir.
Bilindiği üzere ifade, uykudayken sabah ezanını duymayan Hz. Muhammed’i sitemle uyandırmış olan Bilal-i Habeşi’ye ait ve o, Peygamber’e hem de hiddetle “Essalatuhayrun minen nevm Ya Resulallah” demiş. Peygamber bu “çıkışma”yı o kadar beğenmiş ve benimsemiş ki Bilal’in bunu ezanda hep söylemesini istemiş.
Dolayısıyla ifade, günün yorgunluğundan derin bir uykuya yatıp namaz için uyanmakta zorlanan Müslümanlara uyarı olarak sabah ezanında yerini almış. Gelgelelim bugün aynı Müslümanlar sabah namazını uykuya daldıkları için değil, sabaha kadar siber ortama, internet, “Facebook”, “Twitter”a takıldıkları için kaçırıyorsa ne denilebilir ki başka?! İmamımız işte bu yeni “gaflet” karşısında ezanda böylesi bir “modifikasyon”a gitme gereği duymuş. Tayyip Erdoğan’ın bir ara siyasi korkularla hedef aldığı “Facebook”u, o da dini kaygılarla hedef almış.
Tabii burada hedef tahtasına oturtulanın daha genel çerçevede “popüler kültür” olduğu söylenebilir. Çünkü internet artık popüler kültürün ana mecrası… Ve bu bakımdan din ulemasınca gösterilen tepkilerle ilk kez karşılaşmadığımız da not edilmeli. Mesela eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu da şu ilginç görüşleri kaleme almıştı: “Bugün artık dine ve dindarlığa kültürel bağlamdaki asıl tehdit, pozitivist veya teorik bazdaki ateist mülahazalardan değil, gündelik hayat akışının ürettiği popüler kültürden; bu kültürün manevî, dinî ve ahlakî değerleri aşındırmasından ve toplumları tüketim kitlelerine dönüştürme çabasından gelmektedir” (“Diyanet”, Sayı: 182, 2006).
Bir bakıma aynı kapıya çıktığı söylenebilecek iki ifade: Uyku yerine artık “Facebook”un namaza engel oluşturması gibi, ateizm yerine de “popüler kültür”ün dine tehdit oluşturması…
Tabii bunların kökeninde de modern zamanlarda dünya hayatında bir bütün olarak yaşanan değişimi işaret etmek ve bu değişime İslami tepkiyi görmek gerekir. Bu bakımdan en karakteristik örneklerden biri de herhalde Ahmet Haşim’in 1921’de kaleme aldığı “Müslüman Saati” başlıklı yazıdır.
Haşim o yazıda Allah’a ibadet esas alınarak yaşamaya yönelik 12 saatlik dilimlenmeden oluşan alaturka “ezanî” saatin terkine âh eder. Ve “bir canavar halinde bir gece yarısından diğer bir gece yarısına kadar uzanan yirmi dört saatlik gün” tanıyan alafranga saatin “bir zelzele gibi geceyi gündüze katarak saadeti az, meşakkati çok, uzun, bulanık renkte bir yeni ‘gün’ vücuda getirdi”ğini ileri sürer.
Bu aktarılanlara topluca bakıldığında akla gelen şu: Modernuluslararası dünya sistemi karşısında 19’uncu yüzyıldan itibaren belirginleşmiş “savunmacı” ve tepkisel Müslüman tavrı, postmodern- küresel dünya sistemi karşısında da aynı şekilde devam ediyor. Bu savunmacı-tepkisel yelpazenin bir ucunda yukarıdaki tarzda söylem ve pratikler, en öte diğer ucunda ise IŞİD ve benzeri oluşumlar var denilebilir. Ama bunun dışında söz konusu dünya hali içinde İslâm adına savunmacı olmaktan ziyade seçenek üretecek, tepkisel olmaktan ziyade de yapıcı mahiyette ne var veya ne yapılıyor, onu sormak lazım.
Popüler kültürü tehdit, “Facebook”u gaflet saymanın ötesinde ne öneriyorsunuz bugün bu hayatı yaşayan insanlara?.. Tik-takları ha bire “yasakyasak” diye atan bir “Müslüman saati”ni kim ne yapsın?!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları