Manastır’da bir gün

02 Eylül 2015 Çarşamba

“Struga Şiir Akşamları” dünyanın en uzun ömürlü şiir festivali. En büyük şiir festivallerinden biri. Bu yıl 54. kez yapıldı. Makedonya’nın en önemli sanat etkinliklerinden. Açılış törenine devlet düzeyinde katılım oluyor. Tören canlı olarak televizyondan yayımlanıyor.
Struga, Ohrid gölünün kıyısında güzel bir tatil kasabası. Şiir festivali Struga’ya beş yıldızlı bir otel, bir de kapalı salon kazandırmış. 26- 31 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilen festivalde Türkiye’yi İsmail Kılıçarslan ve Bejan Matur’la birlikte temsil ettik. Altın Çelenk Ödülü’nü Çinli büyük şair Bei Dao aldı. İlgi ve destekleri için Üsküp Yunus Emre Kültür Merkezi yöneticilerine teşekkür borçluyuz.
“Struga Şiir Akşamları” Struga ile sınırlı kalmıyor, Makedonya’nın neredeyse tüm şehirlerinde etkinlikler gerçekleştiriliyor. Ben de bir grup şairle birlikte Bitola’ya şiir okumaya gittim. Bizim Manastır olarak bildiğimiz Bitola Türkiye’nin yakın tarihi açısından önemli bir kent. Üsküp’ten sonra Makedonya’nın ikinci büyük şehri olan Bitola 1382’de I. Murat döneminde Osmanlı topraklarına dahil olmuş. 1912’ye dek 530 yıl Osmanlı yönetiminde kalmış. Mimari açıdan iyi korunmuş bu şehre daha ilk bakışta Osmanlı’nın izleri görülüyor.
Manastır 18. ve 19. yüzyıllarda Selanik’le birlikte Balkanlar’ın siyasi ve kültürel merkezi olmuş. 74 bin nüfuslu şehirde halen Türkiye dahil birçok ülkenin konsoloslukları görev yapıyor.
Kültür merkezindeki basın toplatısından çıkışta Milton Manaki’nin fotoğraf makinesiyle birlikte büyük bir heykeli karşılıyor bizi. Resmi tarihimiz farklı bilgi verse de Manaki Kardeşler ilk Türk filmini çekmişler. Balkanlar’ın da ilk sinemacıları. Manaki Kardeşler’in evi müze olarak korunmuş. Esas sürprizle ise Ulusal Müze’ye gittiğimizde karşılaşıyorum. Manastır Askeri İdadisi müze haline getirilmiş. Burası Atatürk’ün Selanik’ten, ana ocağından ayrılıp öğrenim görmek üzere geldiği yer. Mustafa Kemal, Manastır İdadisi’nde 1896 -1899 yılları arasında eğitim gördükten sonra İstanbul’a Harb Okulu’na gitmiş. Mayıs 2013’te TİKA binanın ve müzenin yer aldığı birinci kattaki Atatürk Anı Odası’nın “tadilatı ve tefrişatı”nı yapmış.
Anı odasının girişinde Atatürk’ün büstü bizi karşılıyor. Binanın bir kanadını kaplayan salonda Atatürk’ün balmumu heykeli, bazı kişisel eşyaları sergileniyor. Panolarda yaşamöyküsü, katıldığı savaşlar ve Cumhuriyetin kuruluşu hakkında bilgiler fotoğraflarla anlatılıyor. Atatürk ile ilgili Türkçe ve diğer dillerde yayımlanmış kitap ve broşürler sergileniyor. Genelkurmay Başkanlığı’nca hazırlanmış “Güneşin Adı: Mustafa Kemal” isimli kısa film sürekli gösteriliyor. Atatürk’ü tanımak, Türkiye Cumhuriyeti’nin nasıl kurulduğunu öğrenmek isteyenler için gerçekten de faydalı bilgiler. Ama Atatürk Anı Odası’nın ziyaretçilerinin neredeyse tamamının Türkiye’den gelen turistler olduğu göz önüne alındığında bunları tüm ziyaretçilerin bildiğini tahmin edebiliriz. Mustafa Kemal’in Manastır günlerine yoğunlaşılıp burada yaşadıkları hakkında daha fazla bilgi verilseydi sanırım daha iyi olurdu. İnsanın gözü Mustafa Kemal’in okuduğu sınıfı, oturduğu sırayı arıyor. Okul arkadaşları kimlerdi diye merak ediyor.
Atatürk Anı Odası’nın bulunduğu birinci katın diğer kanadında müze yer alıyor. Türkiye’den gelen turistler buraya pek uğramıyor. Hemen hiç ziyaretçinin olmadığı salonlarda şehrin tarihi tarih öncesinden başlayarak kronolojik olarak anlatılıyor. Sadece 530 yıllık bir bölüm atlanmış. Enver Paşa’dan, Resneli Niyazi’den, Jön Türkler Hareketi’nden söz ediliyor ama Osmanlı İmparatorluğu’nun adı bile anılmıyor. Makedon devrimcilerin neye isyan ettiği de anlaşılamıyor. Bunu da müzenin düzeltilmesi gereken önemli bir kusuru sayalım. Yolunuz Makedonya’ya düşerse Bitola’ya uğramayı ihmal etmeyin.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ara Güler Müzesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları