Aydın Engin

Cambaza bak, tezkere geç!..

06 Eylül 2015 Pazar

Şu uğursuz “tezkere” Meclis’te kabul edildiğinde yazı günüm değildi. Sonraki gün de değildi. Ama yazı günlerim olsaydı bile yazmaz beklerdim.
CHP kanadından, özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun ağzından bir yalanlama bekledim. “Gazetelerde benim, ‘Tezkereye karşı tutumumuzu konuştuğumuz Merkez Yönetim Kurulu toplantımızda Hayır denilirse seçim sürecinde şehit cenazelerinde bu durumu bizim aleyhimize kullanırlar. Halkı ve milliyetçi kesimi provoke ederler. CHP, PKK’ye http://www.milliyet.com.tr/pkk/dokunmayın dedi, diye karşı propaganda yaparlar. Bu nedenle evet dememiz gerekiyordediğimi yazdılar. Bu doğru değildir” demesini bekledim.
Boş yere beklemişim.
CHP milletvekilleri büyük ölçüde MYK kararına uydular ve birkaç yürekli milletvekili dışında tezkereye evet oyu verdiler.
Bu önemli bir oylamaydı. Sonuçlarının çok önemli olabileceğini kestirmek için çok bilgili, çok deneyimli olmak gerekmiyordu. Başkomutanı Recep Tayyip Erdoğan nam zatın olduğu silahlı kuvvetlere gerektiğinde Suriye ve Irak’a asker gönderme yetkisi veriliyordu.
Verildi de…
Üstelik sırf bu oylama için toplanan Meclis bütün dikkatleri üstüne çeken saçma sapan bir başka oylama ile başladı: Bakanlar yemin etsin mi, etmesin mi?
Kimse “Yav etseler n’olur, etmeseler n’olur” diye sormadı. Muhalefetin laf ola beri gele muhalefeti, “Bunlar bağımsız bakan değil. O yüzden yemin etmesinler” yollu itirazları ciddiye alındı, oylama yapıldı. CHP, MHP, HDP birlikte oy verince yemin etmeleri reddedilmiş oldu. Bu saçmalığa MHP’li başkanvekili bile akıl yatıramamış olsa gerek ki yeniden yeniden oylamalar yapıldı ve sonunda “AKP’li bağımsız” bakanlar da yemin etti; yorgan gitti, kavga bitti.
Bu gürültü patırtı, bağrış çağrış, AKP’li bakan Kılıç “Silah gösterdi, göstermedi” itiş kakışı arasında tezkere de oylandı ve geçti.
Adeta “Cambaza bak, tezkere geç” oynandı.
25 Şubat 2003’te Irak’a asker gönderilmesine izin veren tezkereyi reddedip onur kazanan TBMM, o tezkereden içerik ve anlam olarak hiçbir farkı olmayan tezkereyi onayladı.
Suriye’ye girip Şam’daki Emevi Camii’nde namaz kılmaya saplanıp kalmış, fütûhat ve cihat tutkunu AKP’lilerin evet oyu vermelerine kimse şaşmadı.
Her zaman savaş şahini olmayı marifet bellemiş MHP tayfasına da şaşan olmadı.
Ama CHP’ye ne demeli?
AKP ile MHP’nin oylarının zaten yeteceği bir oylamada Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin dış politika maceracılıklarının bire bir yansıdığı bir tezkereye hangi akla hizmet evet dediklerinin ciddiye alınır bir açıklaması olabilir mi?
Kılıçdaroğlu’nun “CHP, PKK’ye dokunmayın dedi, diye karşı propaganda yaparlar” gerekçesi mi milletvekillerini ikna etti acep?
Hem yazık, hem komik.
Kalkıp “Hayır biz IŞİD’in de, PKK’nin de yanında saf tutanlardan değiliz. Ancak savaşın yanında saf tutma onursuzluğundan da çok uzak bir partiyiz. Biz barışı, sadece barışı savunuruz ve sorunların ancak barışçıl yöntemlerle çözülebileceğine inanırız” demek çok mu zordu?
CHP’yi demokrasi ve barış güçleri içinde sayanlardanım.
Bu düş kırıklığını hak etmemiştik…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları