Devletin mi, İktidarın mı Valisi?

28 Ocak 2009 Çarşamba

Şanlıurfa Valisi Yusuf Yavaşçan, yerel seçimler için kollarını sıvamışa benziyor.

Önce yerel gazeteciler; daha sonra da ulusal basın sayın valinin, devletin en yüksek temsilcisi kimliği ile bulunduğu ilin yedi AKPli milletvekili tarafından istenilmeyen adam ilan edilen Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbabanın 29 Mart seçimlerinde AKP adayı olmasını önlemek gibi bir misyon üstlendiğini yazdılar.

Vali bey, bu misyonu başarı ile yerine getirmek amacıyla, 4 Ocak günü Şanlıurfada yapılan AKP temayül yoklamasına katılarak AKP il başkanının belediye başkan adaylığı için kulise getirmekte sakınca görmemiş. Gerçi o yoklama sonucunda iki dönemdir kentte başkanlık yapan Dr. Fakıbaba, yüzde 80in üstünde oy alarak hem milletvekillerini hem de sayın valiyi mahcup etmiş olsa da; parlamentodaki iktidar sandalyelerinin yedisini doldurmuş olan milletvekillerinin, genel merkez üstündeki ağırlıklarının etkisi ile Fakıbabanın adaylığından vazgeçilmiş.

Valinin iktidar partisinin temayül yoklamasındaki gövde gösterisinde bulunması, 2500 partilinin katıldığı bir toplantıda çıkabilecek karmaşayı önlemek amacı ile alınan güvenlik önlemlerini yerine görmek gibi, sudan bir açıklama ile örtülmek istenilmiş.

Sonrasını gazetelerde yazılanlardan ve televizyonların haber yayınlarından izlemiş olmalısınız.

Fakıbaba yeni forması ile yarış pistinde

Seçildiği gün, parti kimliğini bırakarak Şanlıurfalı herkesin başkanı olduğunu söylemekle yetinmeyen, bu sözlerini yaptırımları ile de sergileyen Ahmet Eşref Fakıbaba arkasında bulunan yüzde 80i aşan halk oyuna da güvenerek AKPden istifa ettiğini açıklıyor.

Ama 29 Mart yarışmasını tribünden izlemek yerine, Erdoğanı küplere bindirme pahasına piste, üstelik Saadet Partisi forması ile çıkacağını söylüyor. Isınma turlarına da kentin esnafına ziyaretlerle başlıyor. Fakıbabanın bu yeni forma ile yarışta iddialı olduğunu gösteren girişiminin AKP Genel Merkezinde uyandırdığı sıkıntı, devletin Şanlıurfa valisini de etkilemiş olmalı ki, Evren Mobilyacılar Sitesine düzenlenen ziyaret sırasında Ahmet Eşref Fakıbabanın önünden ayrılmayan sivil giysili üç güvenlik görevlisi, attığı her adımı fotoğraflarla belgeliyorlar.

Belki o arada ceplerindeki küçük ses kayıt aygıtı da çalıştırılarak, Fakıbabanın aldığı nefesleri de, Ankaradakilere ulaştırmak gibi “çok önemli “ bir görev de başarı ile yerine getirilmek isteniliyordur.

Fakıbabanın bu davranışını Erdoğanın affetmesini hiçbir AKPli düşünmek bile istemiyor çünkü. AKP Genel Başkanı bu tür görevlerde -elbette kendisi hariç, hiçbir politikacının üst üste iki dönemden fazla kalmasını istemediğini söylüyor çünkü.

Sen misin patronun kararına karşı çıkan?

Yine Erdoğanın partinin görevlendirdiği bir arkadaşı ,o görevden almaya kalkışmasını önce o kişi ve sonra herkes doğal karşılamak ve aptesini bozmamakla yükümlü görmek istediği de biliniyor.

Dolayısıyla, gözden düşmeyi içlerine sindirip, kapıkulluğuna rıza göstermeyenlerin gölgelerini bile izlemenin 2009 Türkiyesinde, bir dönemlerin Sovyet Rusyadaki uygulamalarını anımsatmış olsa da, iktidar ve uzantıları için doğal sayıldığı anlaşılıyor.

Gerçi Şanlıurfa valisi, tıpkı 4 Ocak olayında yaptığı gibi, sıcak bir açıklama ile o izleme skandalını, emniyet görevlilerinin, bölgede aldıkları bir istihbaratı belirlemek amacı ile Evren Sitesine gitmek gibi bir mazeret ile örteceğini sanmış olsa da, bu kez bir yerel televizyon kamerasının belediye başkanı ile oradaki güvenlik görevlileri arasında geçen konuşmaları ölümsüzleştiren görüntüsü vali beyi yalanlıyor.

Mahcup polisler..

Ahmet Eşref Fakıbaba, fotoğrafını çeken görevli ekibin başına kendisinin kentin büyükşehir belediye başkanı olduğunu hatırlatarak yapılanın çok çirkin olduğunu söyleyince, güvenlik görevlilerinin mahcup sıkıntılı ve üzgün halleri ekranlara yansıdığı için Vali Yavaşçanın bu kez minareye başka bir kılıf arayıp bulması gerekiyor.

29 Mart’ta Şanlıurfa’da sandıktan Ahmet Fakıbaba çıkacağını ısrarla söyleyen çoğunluk haklı çıkarsa, başkan koltuğunu partizan valiye ve milletvekillerine karşın bir beş yıl daha korumayı sürdürecek.

Şanlıurfalılar,

İddia Oynamaya Var mısınız. O Oturumda Valiniz Ne Yapacak?

***

İçişleri’nden Gelen Açıklama

Cuma günü yayımlanan “7 Gün Sonra..” başlıklı yazımda İçişleri Bakanlığının Tayfun İçlinin açtığı dava için Danıştaya savunma göndermediğini yazmıştım. Bakanlık Basın Danışmanı İbrahim Saraçoğlu bu yayımın eksik bilgilendirmeye dayandığını, bakanlığın 15 günlük cevap verme süresi olan 20 Ocak gününü beklemeden 16 Ocak günü beş sayfalık savunma yazısını Danıştay Onuncu Daire kalemine verdiklerini bildirmiştir.

Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları