Sicil Affı, İflasın Ertelenmesi, Vergi Affı

28 Ocak 2009 Çarşamba

Şu anda özel sektörün büyük bölümü çok zor durumda ve birçok önlem almaya çalışıyor; ekonomiyi yönetenler de likidite rahatlatmasına yönelik bazı önlemleri yürürlüğe koyuyor.

Hükümetin aldığı önlemlerden biri sicil affı diye bilinen karşılıksız çek ve protestolu senetler ile kredi ve kredi kartları borçlarına ilişkin Merkez Bankasında tutulan borçlunun ticari sabıkası diye de adlandırılabilecek kayıtlar siliniyor. Buna ilişkin 5834 sayılı kanun Meclisten geçti. Resmi Gazetede yayımlandıktan sonra yürürlüğe girecek. Bu konunun yürürlüğe girdiği tarihten önce borçlular karşılıksız çekini, protestolu senedini, aksattığı kredisini ve kredi kartı borcunu ödemişse veya en geç 6 ay içinde öderse, bu ticari sabıkası silinecek ve tertemiz olacak. Bunun anlamı, yeni çek karnesini rahatlıkla alabilecek, kredi alımı kolaylaşacak. Bankacılar kredi vermek istiyoruz, ama Merkez Bankasında bir sürü karşılıksız çek kaydınız var, kusura bakma demeyecek. Bundan yararlanmakta büyük olanaklar var. Kredi alımında ayak bağı olmamasını sağlayacak ve likidite sıkıntısının aşılmasında faydalı olacak.

İş âleminin bilmesi veya üzerinde düşünmesi gereken diğer bir önlem iflasın ertelenmesisisteminden yararlanmak. Nedir bu, açıklayalım: İcra ve İflas Kanununun 179/A maddesi, iflasın erteleme tedbirlerini düzenlemiştir. Hüküm aynen şöyle: İflasın ertelenmesine karar veren mahkeme, şirketin veya kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli her türlü tedbiri, iyileştirme projesini de göz önünde tutarak, alır. Mahkeme erteleme kararı ile birlikte kayyım atanmasına karar verir. Mahkeme, yönetim organının yetkilerini tümüyle elinden alıp kayyıma verebileceği gibi yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğini kayyımın onayına bağlı kılmakla da yetinebilir. İflasın ertelenmesi kararında kayyımın görev ve yetkileri ayrıntılı olarak gösterilir. Mahkeme erteleme kararının hüküm fıkrasını 166’ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan eder ve gerekli bildirimleri yapar.

Bu madde hükmünden yararlanmak isteyen, öncelikle mali durumunu borca batıklık yönünden analiz ederek şu soruları cevaplamaya çalışmalıdır: Stokta mı krize yakalandım? Stok devir hızım düştü mü? Alacaklılar beni baskı altına aldılar mı? Kredi artık alamıyor muyum? Sahip olduğum gayrimenkulleri satmakta zorlanıyor muyum; satsam borcum kalmayacak veya azalacak ama, satamıyorum... Alacaklılar ile konuşsam iyi durumda olanlar bana bir konsolidasyon yaparlar mı? Satışları arttıramayacaksam, küçülmem mi gerekiyor? Küçülürsem borçlarımı nasıl ödeyeceğim?.. Bu ve benzeri sorulara verilecek cevaplara göre borç baskısı nakit akış dengenizi bozuyor ve ödemeden başka bir şey düşünemiyorsanız, iflasın ertelenmesi iyi bir önlem olabilir.

Bunun için öncelikle bütçe ve nakit akış tablosuna göre iyileştirme projesi yapmalıdır. Eğer 1-2 yıl borç baskısı olmadan rahatlayacağınızı hesapladıysanız, bu konuda deneyimli bir hukukçu ile bu projenizi ticaret mahkemelerine sunabilirsiniz.

Aslında iş âlemini rahatlatacak en önemli önlemlerden biri vergi borçları ve vergi borçlarının gecikme faizleri ve zamları ile ilgili bir vergi affı”.

Yeni Türk Ticaret Kanunu yürürlüğe girerken özellikle gayrifaal şirketlerin kar topu gibi büyüyen vergi borçları, vergisini 18 ay taksite rağmen gecikme faizi yükü nedeniyle ödemekte zorlananların durumu, cezalar ve buna uygulanan faizler, faiz yükünü azaltacak bir vergi affını zorunlu kılıyor. IMF ne der bilinmez ama, yüzyılın en önemli krizinde kapsamlı bir vergi affının iş âlemini rahatlatacağını düşünüyoruz. Yeni Ticaret Kanunu ile temiz bir sayfa açılmalı ve anayasaya da vergi affını yasaklayan bir hüküm konularak son kez bir vergi affı ekonomik kriz gerekçesi ile gerçekleştirilmelidir. Çünkü varlık barışı söylediğimiz faiz yükünü azaltacak bir sistem değildir.

Borcu olanlara, önlem almakta zorlananlara sağlam bir irade tavsiye ediyoruz

pamukm6superonline.com



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları