Niçin Ahmet Hakan?

02 Ekim 2015 Cuma

Aslında dün de belirttiğim gibi bugün CHP’nin seçim bildirgesini tartışacaktım...
Ama burası AKP Türkiyesi:
Artık her gün, gündem değiştiren bir sarsıcı olayla karşılaşıyoruz...
Dün de Ahmet Hakan, evinin önünde saldırıya uğradı...
Bu olay, bireysel olmanın çok ötesinde, toplumu, siyaseti ve medyayı ilgilendiren bir konu olduğu için, ona öncelik vermek zorunda hissettim kendimi.
(Zaten saldırının bir yan ürünü de CHP bildirgesinin gündemden düşmesi olmadı mı? Ama bunu bile bile, bugün konuyu değiştirdim. Nasıl olsa, seçime kadar daha çok gün var!)

***

Niçin Ahmet Hakan da bir başkası değil?
Yanıt asında basit gibi görünüyor:
“Çünkü en çok satan gazetelerden birinde en çok okunan yazar ve en çok seyredilen haber kanallarından birinde de en çok seyredilen programı yapıyor, yani Türkiye’nin en etkili özgür (muhalif?) yazarı ve televizyoncusu” yanıtı doğru...
Ama yetersiz.
Ahmet Hakan’ı iktidar yanlılarının hedefi yapan birinci özelliği, onların içinden çıkmış, onların ait olduklarını iddia ettikleri ideoloji içinde yoğrulmuş, kısacası “onlardan” biri olması; bu özelliği “dönek” damgası yemesine yol açmış.
İkinci özelliği, “özgürlük” gibi “demokrasi” gibi, iktidarın, içlerini boşaltarak kullandığı birtakım evrensel değerlere bağlılığı ve bu bağılılık üzerinden, “iktidarın ve iktidar yanlılarının” foyalarını meydana çıkarması.
Üçüncü özelliği, belki de en önemlisi: Lidere mutlak itaate dayalı dogmatik bir yapı içinde, sorgulayıcı kimlik geliştirerek bağımsızlaşan bir “kötü örnek” olması.
Elbette başka ikincil nedenler de var:
Çok iyi bir yazar olması, çarpıcı vurucu noktaları yakalaması ve bunları çok iyi ifade etmesi...
Yumuşak ve uzlaşıcı tavrı...
Bu tavrına karşın, cesur ve atılgan olması...
Cesareti ve atılganığıyla birlikte, okurlarda ve izleyicilerde nesnel davrandığına ilişkin bir izlenim yaratmış olması...
Kendisine saldıranlarla acımasız ve sert, kışkırtıcı polemiklere girmekten çekinmemesi.

***

Bu yazıyla bir Ahmet Hakan güzellemesi yaptığım sanılmasın...
Şimdi burada gündeme getirmek istemediğim bazı konularda kendisiyle hemfikir değiliz ama bu yazının konusu Ahmet Hakan’ı değerlendirmek değil, ondan öte, ona yapılan saldırıyı irdelemek...
Bu açıdan yapılan saldırının arkasındaki saikleri sıralamaya çaıştım.
Ama asıl neden iktidarın özgür medyaya karşı olan saldırgan ve antidemokratik tutumudur...
Hiç kuşkusuz bu ilkel vandallar, Aydın Doğan’a yapılan kişisel saldırılardan ve Hürriyet’e yapılan taşı sopalı saldırının müsamaha ile karşılanmış olmasından cesaret bulmuşlardır...
Bu saldırı, iktidarın, demokrasiye ve medyaya bakışının bir dışavurumu olarak tarihe geçecektir!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yumuşama aldatmacası 5 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları