Sıradan faşizm…

05 Ekim 2015 Pazartesi

Her faşist hareket ordularla, silahlarla, sıkıyönetimlerle gelmez. Sıradan insanların zorbalığa dayalı, haksız, kasıtlı hareketleri de faşizm olarak nitelenir.
Amerika’da yaşanan Ku-Klux-Klan hareketi böyle bir harekettir. Bir kasabada gündelik hayatlarını yaşayan berber, kasap, terzi, ayakkabıcı gibi sıradan insanlar birbirini kışkırtır, zenci yakalamaya çıkarlar, yakaladıkları zenciyi asarlar. Sonra da beyaz kukuletalı giysilerini çıkarır, gündelik hayatlarına dönerler.
Nazilerin kışkırtmalarıyla harekete geçen sıradan Almanlar, düne kadar komşuları olan Yahudileri döver, dükkânlarını yıkar, onlara yapılan her türlü zulme hak verirler. Günlük hayatlarında da suçluluk duymamak için her türlü bahaneyi bulurlar.
Kahramanmaraş olayları böyle yaşanmıştır. Alevilere karşı girişilen toplu katliam hareketi tipik “sıradan faşizm” hareketidir.
Toplumsal tarihimizin yüz karası olan “6-7 Eylül Olayları”, dönemin Demokrat Parti yöneticileri tarafından kışkırtılmış kitlelerin yarattığı vandalizme varan olaylar bir “kitlesel faşizm”dir.
Sıradan faşizmin kökeni, yerleşmiş önyargılardır.
Önyargılar yerleşmesi çok kolay, yok edilmesi çok zor peşin hükümlerdir. Önyargılar her kültürde, her toplumda, her bireyde vardır, çünkü ön izlenimler yaşamı kolaylaştırır. Ancak, ön izlenimlerin katı önyargılara dönüşmesi çok kötü sonuçlara varır.
Toplumumuzun günümüzde güçlü önyargılarla yönetmeyi seçen bir yönetici grubu tarafından yönetilmesi, büyük bir ayrışma yaşanmasına yol açmıştır.
Türklük-Kürtlük
Müslümanlık-Hıristiyanlık-Musevilik
Sünnilik-Alevilik
Türklük-Ermenilik-Rumluk-Yahudilik
İktidara yandaşlık-İktidara karşıtlık
Farklılıkları önyargılara dönüştürmek toplumsal çatışmaların kaçınılmaz nedeni olmaktadır. Bu da kitle faşizmine ortam hazırlayan en önemli yanlışlardır ve sonucunun felaketlere ulaşması kaçınılmazdır.
Günümüzde yer yer Kürtlere karşı yapılan grup saldırıları ve HDP binalarına yapılan saldırılar bu kışkırtılan önyargıların sonucudur.
Ülkeyi yönetmekle yükümlü siyasal iktidarın her aşamasında bu önyargıları yaratıp desteklemesi, onları her kademede büyük bir sorumluluk altına sokmaktadır.
Bu anlamda yapılan her saldırı, kışkırtılan her olay, sorumlu olanların hesabına yazılan büyük bir suç olarak tarihe geçmektedir.

***

Ahmet Hakan’a yapılan saldırı ise açık bir tehdidin sonucunda gerçekleşmiş, hazırlanmış bir tertiptir. Hazırlayanlar da bellidir, izin verenler de bellidir, önceden açıkça tehdit edenler de bellidir. Bu da iktidara karşı çıkanlara verilen bir gözdağı olarak tarihe geçecektir.

***

Bir sel felaketi yaşandığında insanlar selle sürüklenen eşyaları görürler, kimileri sele kapılır, kurtulan olur, boğulan olur.
Ama selle ilgili özdeyiş yerinde kalır:
Sel gider, kum kalır.
Selle gelen yalanlar, iktidar sarhoşluğu, köpüren hırslar bir gün gider.
Gerçekler, doğrular, sağduyu, insanlık, sağlam karakter, haklının gücü dayanır ve kalır.
İsteyen unutsun. Biz unutmayız…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları