Özgür Mumcu

Şövalye’nin çıkışı

10 Ekim 2015 Cumartesi

Davutoğlu, Rusya’ya çıkıştı:
“Bizim uluslararası hava sahamızı kimse ihlal edemez.”
İlginç bir tabirdi zira bir ülkenin uluslararası hava sahası olamaz. Ülkelerin ulusal hava sahaları vardır, bunun bittiği yerde de bütün ülkelere açık uluslararası hava sahası başlar. Rusya’nın askeri faaliyetleri de ya Suriye hava sahasında ya da iddialar doğruysa Türkiye hava sahasında gerçekleşmekte.
Yani anlamı olmayan, sadece hukuken değil fiziken de imkânsız bir cümle kurmuş sayın Başbakan. Dil sürçmesi mi, medya mı yanlış anladı?
Aynı açıklamada başka bir kısım var. Şöyle diyor Başbakan:
“İlk defa bir ülke kendi milli, ulusal kapasitesi ile yabancı bir güç olarak Suriye sathı mahalline girdi.”
Bir ülkenin kapasitesinin hem milli hem de ulusal olması gibi herhangi bir dile çevrilmesi imkânsız bir durumdan bahsediliyor olmasa gerek. Demek ki burada da bir anlatım bozukluğu var.
Peki “Suriye sathı mahali” ne demek? Sath-ı mail denmek istendiyse bu hep seçimlerle anılan “eğik düzlem” anlamına gelen bir ifade. Burada da medyanın ifadeyi yanlış aktardığını düşünelim. Peki Suriye eğik düzlemi ne demek?
Bir Başbakan’ın beyanları bir devlet için bağlayıcıdır. Bu sebeple başbakanların cümlelerini özellikle böyle hassas milli güvenlik konularında tartarak sarf etmeleri beklenir.
Belli ki genel bir panik hali artık Başbakan’ın başı sonu belli cümleler kurmasını dahi engelleyecek bir boyutta.
Bir ümit Cumhurbaşkanı’na bakıyorsunuz. O ise Rusya başkanına kırıldığını söylüyor.
Suriye politikamızı, “uluslararası hava sahamızın” ihlal edilmeyeceğini ileri süren bir Başbakan ve yabancı devlet başkanlarına küsen bir Cumhurbaşkanı’nın söylemlerinden anlayacaksak işimiz bir hayli güç demektir.
Bereket, eski tarım bakanı ve AKP’nin önemli isimlerinden Mehdi Eker imdadımıza yetişti ve son günlerin en anlamlı konuşan AKP’li siyasetçisi oldu.
Sayın Eker, muhalefet partilerini değerlendirmiş:
“AK Parti’ye, Hükümet’e ve iktidara karşı bunlar aslında müttefik. AK Parti’ye zarar verme ve iktidardan uzaklaştırma konusunda ittifak ediyorlar.”
Bütün dünyada muhalefetin amacı bu olduğu için bu sözleri anlaşılır. Elbette beraber hükümet kuramayan üç muhalefet partisinin ne kadar müttefik olduğu tartışılır.
Fakat Sayın Eker, muhalefetle ilgili bir sırrı da ifşa etti. Buna göre HDP, MHP ve “bir başka formda CHP” akraba. Sebep?
“Sonuçta hepsi Fransa Devrimi’nin ürünü. Fransa Devrimi’nin uygulama ve düşüncelerinden etkilenmişlerdir.”
Bu durumda AKP de herhalde monarşist bir parti oluyor.
Fransız Devrimi’nden yakınan Sayın Eker aynı zamanda Fransız Şövalye Liyakat Nişanı’nın da sahibi. Herhalde ondan daha iyi bilecek değiliz.
Geldiğimiz aşamada Fransız Devrimi’nden yana muhalefet partilerinin devirmeye çalıştığı monarşist hükümet, uluslararası hava sahasının ihlal edilmesinden şikâyetçi.
Seçime çok tuhaf bir ruh haliyle ilerliyoruz.
Bakalım iktidar cephesinin diline iyiden iyiye yansıyan bu panik, sandığa nasıl yansıyacak.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları