Oldu da Bitti Maşallah!

05 Aralık 2012 Çarşamba

\n

Geleneksel kültürümüzde var, çocuğun ağzına lokumu verip bedeninden bir parçayı kesiveriyor, bağırıp çağırmasını da oldu da bitti maşallah diye yaygarayla bastırıyoruz.

\n

Taksime yapılanlar da buna benziyor. Kentin en önemli alanını, o kentte yaşayan hiç kimseye sormadan kazıverdik işte, ne olmuş buyurganlığıyla. Oysa daha yakın zamanda otobüslerin rengi eflatun mu, fıstık yeşili mi olsun, yeni yapılacak gemilerin direkleri önde mi, arkada mı olsun diye ortalık yerlere sandıklar koyup halkın görüşünü alıyoruz diye demokratlık taslayan aynı kent yönetimi değil miydi?

\n

Aceleleri var demek. Görüş almaya falan zaman yok. Ne güzel bir demokrasi, benden yana olanlar için her şey güzel ama karşı görüşe hayat hakkı yok. İşbitirici, oldu da bitti maşallah demokrasisi.

\n

Kentle ilgili konularda demokrasi denildi mi, unutamadığım bir olay gelir aklıma: Bir arkadaşımız öğrenim için Londraya gitmiş. Kıyıda köşede bir mahallede bütçesine uygun küçük bir öğrenci evi tutmuş, okuluna gidip geliyor. Bir gün kapısında üzerinde adı soyadı yazan resmi bir zarf bulmuş. Zarfta şöyle yazıyormuş: Mahallemizdeki parkta şöyle bir imar değişikliğinin yapılması planlanmaktadır. Bu konuda bir itirazınız varsa şu güne kadar bildiriniz.

\n

O ülkenin yurttaşı olmayan, geçici olarak orda oturan bir insanın görüşüne bile değer veren demokrasi anlayışı bir yanda, ben yaptım oldu, sen kimsin diyen anlayış tepemizde.

\n

Parisin ünlü Luvr Müzesi, bir zamanlar kralların sarayıydı. 1789 Fransız Devrimi, özgürlük, eşitlik, kardeşlik sloganıyla gerçekleştirilip zindanlar yıkılınca, Luvr da müze yapıldı, iki yüz yıldır dünyanın en çok ziyaret edilen müzelerinden biri.

\n

Bir de Luvrun karşısında geniş bir boşluk oluşturan Tuileries Bahçesi vardır. Bu bahçenin yerinde de bir zamanlar Napolyonun da aralarında olduğu imparator ve kralların oturduğu Tuileries Sarayı varmış. 1871’de işçiler kenti ele geçirdiklerinde, zalim yönetimlerden çektiklerinin acısıyla sarayı ateşe verip yakmışlar. Paris Komünü fazla yaşayamadı ama yanmış sarayın iskeleti de yıllar boyu kentin göbeğinde bir hayalet gibi durdu.

\n

Paris halkı tam on bir yıl tartıştı, bu yanmış sarayı ne yapalım diye. Sonunda Fransız Ulusal Meclisinin kararıyla yıkıldı ve bugünkü park ortaya çıktı. Son on yıldır sarayın yeniden yapılması tartışılıyor. Sıradan yurttaşlardan kent uzmanlarına dek herkes görüşlerini açıklıyor. Tartışmalar henüz sonuçlanmadığından somut bir adım atılamadı.

\n

Demokraside kararlar tartışa tartışa alınıyor ki, sonradan kimse benim görüşüm sorulmadı, bu nasıl iş demesin. Yapılanlar herkesin içine sinsin.

\n

Bakalım bizde böyle bir demokrasi kültürü ne zaman oluşacak!

\n

Yaşadığımız şehirlerin her gün bir köşesinin boğazlanışını daha ne kadar, ağzına lokum sokuşturulmuş sünnet çocukları gibi çaresiz izleyeceğiz.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yüz Yıl Önce Balkanlar 26 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları