Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Aklımın Ermediği İşler...
Eskiden bu başlıkla yazdığım yazılara numara koyardım.
Ama “aklımın ermediği işler” artmayı sürdürdüğünden numaralamada ipin ucunu kaçırmış durumdayım.
***
Gazeteci kimliğiyle bakınca bizdeki siyaseti anlayabilmek daha da güçleşiyor.
Çünkü gazetecilerin eskiden yazdıklarını yok sayarak yeni bir yola girmeleri, en azından “dönek” suçlaması ile nitelendirilirken, aynı yöntemi uygulayan siyasetçiler “kahraman” ilan ediliyor.
İtiraf edeyim ki son örnekler kafamı daha da karıştırıyor.
Bazı örnekleri sizlere de aktararak, içinde bulunduğum durumun benim kalın kafalılığımdan kaynaklanıp kaynaklanmadığını öğrenmeme yardımcı olmanızı istedim.
***
Davos’ta yaşanan kriz, yalnızca Türkiye’yi değil, dünyayı da yakından ilgilendiriyor.
Başbakan’ın tavrını öven de var yeren de. Davranışının planlı programlı olduğunu söyleyen de var, anlık kızgınlık tepkisi diye nitelendiren de.
Bu konuya girmek, uzmanları varken bana düşmez, diye düşünüyorum.
Ama bizdeki siyasetçiliğin ne menem bir iş olduğunu göstermesini önemsiyorum.
Siz kalkın “Sen” diye başlayın ve şehadet parmağınızla muhatabınızı göstererek suçlamalarda bulunun, ardından kameralara yaptığınız açıklamada “Ben o sözleri moderatöre söyledim” deyin.
Birden gerginleşiveren ortamı rahatlatmak için başvurulmuş bir yöntem olduğu belli. Bu nedenle de yerlisi yabancısı üzerine atlayıverdi.
Düşünebiliyor musunuz; aynı yöntemi bir gazeteci kullanmış olsaydı neler olurdu?
***
Köşe yazarlığı Türkiye’de en çok tartışılan konular arasında yer alıyor.
Sayılarının çokluğundan tutun, yazdıkları konulara kadar eleştiriler yöneltiliyor.
Ben genelde köşe yazarlarını iki gruba ayırıyorum. Bunlardan birincisi “ne yazdığı” merak edilenler. İkincisi de hem “ne yazdığı” hem de “nasıl yazdığı” merak edilenler.
Çetin Altan ikinci grubun önde gelen yazarlarından biridir.
Gazeteciliğinin yanında romancılığı, tiyatro, deneme yazarlığı da önemlidir.
60 yılı aşan yazı ve yazın yaşamı nedeniyle, 2008 yılı “Kültür ve Sanat Büyük Ödülü” özel jürinin oybirliğiyle kendisine sunuldu.
Ödül töreninde ben de bulundum ve konuşmaları dikkatle dinledim.
Not almadım ama töreni izleyen muhabir arkadaşlarımın aktardıklarını naklediyorum.
Sayın Başbakan konuşmasının bir bölümünde dedi ki:
“Eleştirel akıl olmadan, eleştiriye tahammül olmadan yol alamayız. Söz olmadan, yazı ve fikir olmadan uygarlık iddiamızı gerçekleştiremeyiz.”
Acaba diyorum, Adalet Bakanlığı’na ya da avukatlarına sormuş olsaydı, böyle cümleler kurmak içine siner miydi?
Çetin Altan’a ödülünü sunarken, “almayın, okumayın” dediği bir gazetenin yazarı olduğunu unutmuş gibiydi.
Ben Başbakan’ın bu yaklaşımını, gazetecilere yönelttiği haksız suçlamaların da geride kalacağı bir başlangıç olacağını düşünmüştüm. Ama konuşmasında “gazeteci” sözcüğü bir kez bile geçmeyince hayal kırıklığına uğradım.
Çetin Altan’ın konuşmasının bütünü gibi, şu sözleri de anlamlıydı.
“Anadiline layık olmanın lezzetine özenmiş bir insanı, kalkıp da bir kâtip gibi görerek, kendi propagandasını yapmak zorunda bir insanmış gibi değerlendirmek, kendi anadilinin büyük çınarlarıyla süslenmiş bir dünyanın tadından uzak kalmak demektir.”
Kafamın karıştığını söylerken haksız mıymışım?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
En Çok Okunan Haberler
- Kepez Belediyesi'nde yeni başkan belli oldu
- AKP'li isimden istifa çağrısı!
- Merkez Bankası faiz kararını açıkladı
- Dilan ve Engin Polat çiftinin yargılandığı davada karar
- Evlilikte şanslı olan 4 burç!
- Milletvekili sayısı artacak
- 'Kapıdan içeri sokmayın'
- Öğrenilmesi en zor dili açıkladı
- Soylu geri mi dönüyor?
- Şu pişkinliğe bakar mısınız!