Aydın Engin

Bir şeyler oluyor... İyi de ne oluyor?

29 Ekim 2015 Perşembe

Hangi birinden başlasam bilemedim. İyisi mi birinden girip ötekine geçerek gidelim...
Suriye’de IŞİD çetelerinden kurtarılan Tel Abyad, Kobane kantonuna bağlandı. Hâlâ Emevi camiinde namaz düşleri kuran bizimkiler celalleniverdiler. Başbakan buyurdu: “... Dert tamamen Kuzey Suriye’yi ele geçirmek. Bu bizim için tehdit oluşturmaktadır. Bu tehdide evet dememiz mümkün değildir. Bu Tel Abyad’da böyledir, Cerablus’ta böyledir...”
Kapı yoldaşım Ceyda Karan dün pek güzel sordu: “Kim, kimden, nereyi ele geçiriyor? Suriye’nin kuzeyinin tapusu sizde mi?”
Doğru. Yarısına yakını Kürt, geri kalanı Türkmen ve Arap olan Tel Abyad halkı Kobane kantonuna bağlanmak istemişse bağlanır. Bunun için Türkiye’den, AKP mollalarından izin ya da icazet alacak değil.
Ancak PYD açıkladı, birkaç gündür Türk Silahlı Kuvvetleri Kobane- Tel Abyad bölgesini sessiz sedasız bombalıyor. Sessiz sedasız dediğim bomba sesi değil; PYD’nin, Suriye’nin, Rusya’nın, ABD’nin filan sesi çıkmadı... Oysa savaşın kıyılarında dolanmaktayız.
Yani orada bir şeyler olduğu belli.
İyi de ne oluyor?

***

Geçelim.
Seçime üç gün kaldı. Seçim kampanyalarının en hızlı, en yoğun günlerindeyiz. Biliyorsunuz günümüzde seçim kampanyalarının ağırlığını eskisi gibi mitingler taşımıyor. Mitingler artık TV ekranlarında yapılıyor.
Önce Fox TV’nin başarılı haber sunucusu Fatih Portakal duyurdu. Önceki gün Selahattin Demirtaş’ı konuk etmek için sözleşmişler. Ancak Demirtaş programı iptal etmiş, dolayısıyla en çok izlenen kanalda HDP’nin programını, hedeflerini anlatmayı reddetmiş.
Ben, “Fox’a özgü bir iptal mi acep ve niye” diye sorarken bu sefer yine çok izlenen bir kanaldan, Kanal D’den haber geldi. Demirtaş o kanalda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte çıkacağı programa da katılmayacağını bildirmiş.
Selahattin Demirtaş HDP için çok kilit biri. Bu genç, zeki, yetenekli, hazırcevap, sevimli, mizah duygusu gelişkin Kürt siyasetçi Cumhurbaşkanı seçiminden bu yana HDP’nin propaganda yükünün taşıyıcısı. Geniş Kürt ve Türk kitleleri etkileyen, oylarını HDP’ye yönlendiren Demirtaş oldu.
Bu durumdan başka Kürt siyasetçiler hoşlanmayabilir. Ona, “Bugüne kadar ne başardınız ki” gibisinden hoyrat eleştiriler yöneltebilir. Ama gerçek bu? Demirtaş HDP için olmazsa olmaz bir siyasal figür. Seçimin en kızgın günlerinde ekranlara çıkmayı reddetmesinin bir anlamı olmalı.
HDP’de siyaset yapan, sözüne güvendiğim birkaç tanıdığa telefon edip bu program iptallerinin sebebini sordum. Hepsi ağız birliği etmişçesine, “Yav bizim haberlerimizi hiç vermediler. Şimdi seçime birkaç gün kala gel Demirtaş dediler. O da gitmemeye karar verdi” dediler.
Bu cevaplar beni kesmedi. Sizi kesti mi?
Ne yani bu saatten sonra İnadına Demirtaşdiye haykırmamız mı gerekiyor?
Bence o çevrelerde bir şeyler oluyor.
İyi de ne oluyor?

***

İslam ile serbest piyasa ekonomisini buluşturma projesi olarak Milli Görüş’ten kopup kendi yolunu çizen AKP, iktidarının 13. yılında kendi bacağına kurşun sıktı; Koza İpek Grubu’nun malına mülküne zorbaca el koyarak kapitalizmin en temel kuralını, özel mülkiyetin dokunulmazlığını ve kutsallığını dinamitledi.
Bunu neden yaptı? Siyasal intihar diye nitelenebilecek bu yolu neden göze aldı? Adım atabilmek için dövizle borçlanmaya mahkûm ve muhtaç olan AKP bunun sonuçlarını hesaplamamış olabilir mi?
Bilmiyorum.
Bildiğim bir şeyler olduğu.
İyi de ne oluyor?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları