Duvar Yazıları

Yeni medya patronu: Deniz Baykal

17 Kasım 2015 Salı

Halk TV’nin Genel Müdürü Şaban Sevinç Medyaradar’a konuştu. TV’nin imtiyaz sahibinin Deniz Baykal olduğunu, hissesi bulunduğunu açıkladı.

“Yayınlarınıza Deniz Bey’in müdahalesi oluyor mu?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Hayır, hiçbir şekilde karışmaz, ilgilenmez.”

Sevinç, başka neler söylemiş, onları da özetleyelim:

ENVER AYSEVER: Solcu olduğu için kovulduğu iddiası komik. Reytingleri yerlerde sürünüyordu.

ÜMİT ASLANBAY: (Baykal’ı eleştirdiği için kovulduğu iddiası konusunda) O bardağı taşıran son damla oldu. Üslubu çirkindi.

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK: Küfür ederse ekrana çıkamaz. Eleştiriye evet ama küfür ve hakarete hayır.

ALO FATİH: Burada bir Fatih varsa o da benim ama kimseye baskı, sansür yapacak biri değilim.

UĞUR DÜNDAR: Uğur Ağabey programı bitirmedi ara verdi, yakında evine bekliyoruz.

RUHAT MENGİ: Maalesef Ruhat Hanım, kendisini dünyanın merkezinde görüyor.

YILMAZ ÖZDİL: Kendisi kırılmış olabilir ama ona yönelik bir ekran ambargosu yok.

 

Medyayı hedef göstermek

Damat ve damadın ağabeyinin yönetimindeki Sabah gazetesi, dün internet sitesinden “Yargı PKK kanalları için harekete geçsin” dedi ve İMC TV’nin Türksat’tan çıkarılmasını ve Özgür Gündem gazetesinin ise kapatılmasını istedi.

Şaşırtıcı değil. Baskıcı rejimlerde çatlak ses çıkmaması için yapılacak ilk şey, medyayı susturmak. Eskiden, medyada hata olunca, sadece iktidarın baskısına çok açık “belli gazeteler” çalışanları işten çıkarırdı.Baskı ortamı o kadar gelişti ki, şimdi internet sitesindeki her hata için çalışanların çıkarılması sıradan hale geldi.

Ancak, hedef göstermenin vebali vardır. Daha önce Danıştay’ı hedef gösteren gazete, burada dökülen kanla anılıyor. Benzer bir risk şimdi, Sabah gazetesi ve çalışanları için geçerli. Bir gazete veya TV suç işlemediği sürece kapatılamaz. Suç işlediğinde de bu yargı kararıyla olur.

 

Başkan Obama’nın kahve şovu

ABD Başkanı Obama, dün G20 liderler zirvesi toplantısına, elinde kahvesiyle geldi.

Obama, bir karton bardaktaki kahvesini taşıyarak salona girdi, Putin’in önünden geçerken de eli dolu olduğu için başıyla selam vererek geçti. Putin de, boş kalan elini kaldırıp Obama’yı selamladı. Obama yerine oturduktan sonra önündeki su ve diğer içeceklere dokunmayıp, kahvesini içmeye devam etti. Eminiz ki, bu kahve taa Washington’dan Antalya’ya getirilmişti.

Burada üç kesime ders var. Biri, tabii ki güvenlik. Bu kötü niyetliler için. İkincisi, “dünyanın patronu bile olsam kahvemi kendim taşırım arkadaş” demek. Bu kasım kasım kasılanlar için. Üçüncüsü de reklam. Çünkü karton kutu, adını vermeyelim ama en büyük ABD kahvecisininkinin aynısı.

 

Büyükelçi niye kulaklık taktı?

Erdoğan’ın, Obama ile yaptığı görüşmede iki taraf da çok kalabalıktı

Türkiye tarafında, Erdoğan dışında iki bakan, MİT müsteşarı, iki danışman, damat Berat Albayrak ve Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç vardı. Toplantıda, Türkçe ve İngilizce simultane tercüme yapıldı. Ancak fotoğrafta ilgi çeken bir görüntü vardı.

Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç’ın, çevirileri dinlemek için kulaklık takması. O toplantıda İngilizceyi en iyi bilmesi gereken kişi büyükelçi. Kılıç, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu. İngilizce bilmemesi düşünülemez. İki ihtimal var: Ya iyi duyamadığı için kulaklığı taktı. Ya da çevirinin iyi yapılıp yapılmadığını anlamak için.

 

Ödenek almak için doğa tahribatı

Aylardır tartışma yaratan Yeşil Yol projesinin Artvin’de yapılacak 379 kilometrelik yayla yolu projesi Artvin İl Genel Meclisi’nde AKP’lilerin oyuyla dün kabul edildi

AKP’liler, “Bu yolların yüzde 90’ı zaten var, yayla yolu” dedi. CHP’liler ise, “Madem varsa, niye yeniden yapıyorsunuz, ödenek için mi” diye sordu ve soru havada kaldı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gargaraya getirmek 28 Haziran 2016

Günün Köşe Yazıları