ABD Telekulağı İse Boş Ver!

09 Temmuz 2013 Salı

ABD “Ulusal Güvenlik Dairesi’nin” (UGD) Türkiye dahil 38 ülkenin temsilciliklerini “dinlediği” açıklandı. Benzerini, Fransa’nın da yaptığı belirlendi. İngilizlerin Türk Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i Londra’da dinlediği de ortaya çıkmıştı.

\n

Bu olaylar bugünün işi değildir. Anımsarım! 1960’lı yılların sonlarında Varşova Paktı ülkelerine yaptığım gezilerde Türkler dahil, yabancı diplomatlar odalarında meslektaşları ile konuştuklarında radyolarının sesini sonuna kadar açarlardı. 1980’lerin başında Atina’daki 4 yıllık görevim sırasında benzeri olaylara ben de konu edilmiştim!
1960’ta Moskova’ya büyükelçi atanan, sonradan cumhurbaşkanı olan Oramiral
Fahri Korutürk, önemli görüşmelerini makamında değil, sokakta yapardı. Bu olay Korutürk’ün sağlık durumunu da olumsuz etkilemişti.

\n

***

\n

Sovyetler’in ünlü yöneticisi Nikita Kruşçev 1956’da İngiltere’de yalnız otelinde dinlenmekle kalmamış, bir başka ziyaretine bir savaş gemisi ile gittiğinde ilginç bir olay yaşanmıştı. İngiliz “Haber Alma Örgütü”(M16), bir emekli deniz subayı kurbağaadamı, zırhlının ileri teknolojisi ile çalışan pervanesinin içyüzünü öğrenmekle görevlendirmişti. Ne var ki kurbağaadamın gövdesi başından ayrılmış olarak kıyıya vurmuştu!

\n

***

\n

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Brunei’de ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’den bilgi istedi, “Açıklamaları aldıktan sonra durumu değerlendiririz” demekle yetindi.
Ankara’da bakanlık müsteşar yardımcısı
Ömer Önhon, büyükelçi yerine, yardımcısı müsteşar Jess Belly’den bilgi istedikten sonra sözcü Levent Gümrükçü, “Alınacak yanıtlar ışığında, konu hakkında gerekli değerlendirme yapılacak...” demekle yetindi. Diplomatik dilde bu açıklamalar, futbol deyimiyle “oyunu yavaşlatma amaçlı olarak topun taca atılmasından” başka bir şey değildi.

\n

***

\n

CHP milletvekili Vahap Seçer, Başbakan’ın yanıtlaması için verdiği önergesinde Aralık 2012’de Erdoğan’ın odasına konulduğu söylenen “böceği” anımsatarak “Yoksa ABD mi koydu? MİT uyuyor mu? Sorumluyu hani bulacaktınız?” gibilerden alaycı sorular sordu.
Telefonlar ve internet iletişimi bu
“izlemelere” konu oluşturuyor. Arama motoru “Google”a girip birkaç sözcük soruyorsunuz; karşınıza binlerce, bazı durumlarda birkaç milyon yanıt geliyor. Ayrıca “internet korsanlarından daha donanımlı” EGD’nin geliştirilmiş “telekulak” gereçlerine uygulayın bakalım! Sonuçta belki bir hükümet başkanının metresi ile nasıl kırıştırdığını da öğreniyorlardır!

\n

AB mi, ABD Bakanı mı?

\n

Maliye Bakanı Şimşek’i 2009’da Londra’da İngiliz “telekulağı” dinlemişti. 20 Haziran’da Ankara’da İngiliz Kraliçesi’nin doğum günü kutlama resmi kabulüne AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış katılmayarak “diplomatik” tepki göstermişti. İngiliz Büyükelçisi David Reddavay tepkiyi ciddiye almamış, Gezi Parkı’na değinerek şöyle demişti:

\n

“Türkiye’nin, farklı görüş ve artalanlara sahip insanların görüşlerini, yasalar çerçevesinde, barışçıl ve insan onuruna yakışır bir biçimde ifade edebilmek için bir araya gelebildiği bir demokrasi olduğunu tüm dünyaya gösterecek bir sonuç görmeyi umuyoruz!”
ABD, Türk Büyükelçiliği’ni ve konsolosluklarını
“telekulak” kapsamına almış. Davutoğlu ve sözcüsünden “bekleyip görelim” gibi yüzeysel tepki gelmişti... Ama!

\n

***

\n

ABD’nin ulusal günü Ankara’da büyükelçinin konutunun bahçesinde kutlandı... A, o da ne? İngiliz telekulağına tepki olarak Kraliçe’nin doğum gününü kutlamaya gitmeyen Bağış, peşine Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ı, İçişleri Bakanı Muammer Güler’i, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’yı, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nu da takıp gitmez mi?
ABD Büyükelçisi
Francis Ricciardone’nin, doğal olarak Dışişleri Bakanlığı ile görüşmek yerine AKP Genel Merkezi’ne ani ziyaretinde boy göstermeyen Mevlüt Çavuşoğlu da “yüksek düzey temsilde” yerini almıştı!
O ziyaretten sonra
“Türk demokrasisini, paylaştığımız ifade özgürlüğüyle ve barışçıl toplanma hakkıyla ilgili ilkeleri desteklediğimizi dile getirdim” diyen Ricciardone’nin “davetiyesinde” üstelik Atatürk’ün şu sözleri yazılıydı:
“Fikir cereyanları cebir, kuvvet ve şiddetle reddedilemez bilakis takviye edilir. Buna karşı en müessir çare fikri fikir ile mukabele etmektir.”
Riccardone konuşmasında Gezi Parkı’na değinerek
“Kuğulu Park ve Kennedy Caddesi’ni dolduran kalabalıkları, konutumun penceresinden dinlerken TC’nin kurucusu Atatürk’ün sözlerinin yankısını duyuyorum!” diyerek sözlerini pekiştirdi...
Bu sözlere
“AB Bakanı” değil de, sanki “ABD Bakanı” imişçesine Bağış, ABD başkanlarından Thomas Jefferson’un “Seçim sandığı mermiden daha kuvvetlidir” sözleriyle yanıt vermeye çalıştı.

\n

***

\n

Acaba ABD Başkanı Barack Hussein Obama, telefon görüşmesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı uyardığı için mi beş bakan ve parti başkan yardımcısı “yalakalık” için orada boy göstermeye gitti? 29 Ekim’de Vaşington’da TC Büyükelçiliği’ne kaç ABD’li bakan geliyor acaba?
Onurlu bir hükümet, bu denli katılım yerine 1990’ların ortasında ABD Büyükelçiliği’nin
“maaşlı memuru” olan Maliye Bakanı Şimşek’i gönderip o günkü “amiri” elçilik müsteşarı, bugünkü ABD Büyükelçisi Ricciardone’ye tepeden baktırabilirdi!
Bağış
“şeffaflıktan yanayız” deyince konuklardan birinin “yalancı” diye bağırması geceye damgasını da basmış! Bağış, Amerikan elçisinin tepkisini gazetecilere “Birilerinin baskısı altında ton farkı olmuş olabilir. Ancak eski dost düşman olmaz. Büyükelçi ifade özgürlüğü kapsamında konuştu, biz de ifade özgürlüğü kapsamında ona cevap verdik” sözleriyle yorumladı.
“Telekulak” olayına ilişkin soruyu da Bağış, “Dost ve müttefikler birbirlerini böyle dinlemeye ihtiyaç duymaz, birbirlerini can kulağı ile yüz yüze dinlerler” yanıtını verdi. Bu yanıtı yuttunuz mu?

\n

***

\n

AKP’nin tüzüğü gereği “üç dönem milletvekilliği yapanların yeniden seçilemeyecek” kişiler arasında yer alan ve ABD Başkanı Bill Clinton’ın Türkiye ziyaretinde “resmi” çevirmenliğini yapan Bağış’ın Vaşington Büyükelçiliği’ne atanmaya oynadığı da diplomasi çevrelerinde konuşuluyor.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları