'Bunlar Parti Polisi mi?'

11 Temmuz 2013 Perşembe

Avrupalı Elçilerden Türmen’e İmalı Soru:

\n

AB ülkelerinin Ankara’daki büyükelçileri, AB Bakanı Egemen Bağış ile ‘hükümet propagandasına’ dönüşen görüşmelerinin ardından, ana muhalefet partisi CHP’nin de kapısını çalmış. Büyükelçiler, geçen günlerde CHP’nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’ndaki üç hukukçu milletvekilinden biri olan eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen’i bir yemeğe davet etmiş ve Gezi Parkı protestoları, yeni anayasa ve Kürt sorunu konularında CHP’nin değerlendirmelerini dinlemişler.

\n

Partinin polisi mi bunlar?

\n

Kamuoyunun pek bilmediği bu yemekte Türmen, Avrupalı diplomatlara Gezi Parkı protestoları ile ilgili şu genel değerlendirmeyi yapmış:
“Bir yanda yeni bir demokrasi anlayışı var. Diğer yanda tam bir felaket bilançosu. 4 ölü, 7 bin yaralı, 10’dan fazla gözünü kaybeden insan. Ve çok ağır insan hakları ihlalleri. En başta yaşam hakkı ihlali. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının ihlali. Orantısız güç kullanılarak işkence ve kötü muamele yasağının ihlali. Kapalı mekânlara, evlerin içine, hastanelere, otellere, parti binalarımıza biber gazı sıkıldı. Bu da kesinlikle Avrupa standartlarına aykırıydı.”
Türmen’in polisin orantısız şiddet uygulamalarından verdiği örnekler üzerine Avrupalı diplomatlar,
“Türkiye’de polis kime bağlı? Partiye mi devlete mi” sorusunu yöneltmiş. Türmen’in bu soruyla ilgili bakışı şöyle:
“AB’ye tam üye adayı bir ülkede böyle bir soru sorulması düşünülemez bile. Ancak maalesef ülkemizdeki iktidar nedeniyle soruluyor bu sorular. Ben kendilerine polisin aslında devletin daha doğrusu vatandaşın polisi olduğunu ancak son olaylarda iktidarın polisi gibi hizmet verdiğini anlattım. Bu yaşanan olumsuzlukların ardında polisin eğitimi meselesi yatıyor. Ayrıca tabii bir de iktidarın bir bakışı var. Kendisi gibi düşünmeyenleri düşman olarak görüyor ve üzerlerine polisi gönderiyor. Polisin yaptığı hataları da cezalandırmak yerine ödüllendiriyor. Böylece hak ihlallerini teşvik etmiş oluyor.”

\n

Çoğulculuk anayasaya yansımalı

\n

Büyükelçilerin Gezi Parkı eylemcilerinin kimliği ve CHP ile bağı olup olmadığı konusundaki sorularına da Türmen’in yanıtı şöyle olmuş:
“Orada bir protesto var. İslamcısı, laiki, Alevisi, Sünnisi, Türk’ü Kürt’ü, annesi, çocuğu herkes orada. Amaçları da otoriter rejimi protesto etmek ve ona karşı direnmek. Bizim bildiğimiz demokrasi örneklerinden çok başka, katılımcı ve çoğulcu bir demokrasi örneği.”
Gezi Parkı Direnişi’ndeki mesajın yeni anayasa yapım sürecine dahil edilmesi gerektiği görüşünü de büyükelçilerle paylaşan Türmen,
“Anayasayı mutlaka topluma açmamız, sivil toplumun düşüncelerini almamız gerekiyor. Toplumun bu isteklerini ve çoğulculuğunu da anayasada yansıtmamız lazım. Ancak şu anda anayasa sorununun önündeki en temel engel başkanlık sistemi gözüküyor. Başkanlık sistemi Türkiye’yi Latin Amerika diktatörlüklerine döndürür” diye eklemiş.
Büyükelçiler Türmen’e Avrupa Konseyi’nin anayasa yapımı konusunda en uzman birimi olan Venedik Komisyonu’nun devreye girmesinin yeni anayasa açısından yararlı olup olmayacağını sormuş. Türmen, CHP’nin bu fikre olumlu baktığını belirterek
“Çok da iyi olur. Bizim sürecimize katılmaları gerekir” karşılığını vermiş.

\n

Ateşkes barışa dönüşmeli

\n

Büyükelçilere CHP’nin Kürt sorununun çözümüne ilişkin görüşleri ve hükümetin PKK ile yürüttüğü müzakere sürecine bakışını da aktaran Türmen, bu konuda da şunları söylemiş:
“Kürt sorununun çözümü Türkiye’nin genel demokratikleşmesinin bir parçasıdır. Şu anda yaşanmakta olan ateşkesin, silahların bırakıldığı bir barışa çevrilmesi gerekli. Barış için yapılacak şey de demokratikleşmedir. CHP’nin bu konuda önerileri var. Hazırladığımız bir demokrasi paketi var. Eğer hükümet de sorumluluk üstlenir ve destek olursa önerdiğimiz bu adımlar sorunun çözümüne büyük katkı sağlar. Ancak hükümetin bu konuda adım atmaya niyeti yok. Zaten giderek otoriterleşen hükümet, nasıl demokratik adımlar atacak ki?”

\n

CHP önderi değil, katılımcısı

\n

Avrupalı büyükelçiler Gezi Parkı protestoları ile CHP arasında bir bağ olup olmadığını, CHP’nin protestoculara ne kadar sahip çıktığını merak edince Türmen, “Bizim önderliğini yaptığımız bir hareket değil. Ancak tabii ki bir demokrasi hareketi olduğu için içinde CHP de yer aldı. Lider, önder ya da yön veren değiliz, katılımcıyız” yanıtını vermiş.
Büyükelçilerin Türmen’e yönelttikleri sorulardan, Gezi Parkı protestocularının büyüklüğü yani sayısı konusuna merak sardıkları anlaşılıyor. Türmen ise oldukça
‘demokratik’ bir yanıtla karşılık vermiş:
“Sayıları çoğunluk ya da azınlık olmuş hiç önemli değil. Hepsi birey olarak kendi yaşam pratiklerine kimsenin karışmasını istemiyor. Onların bu taleplerini bizlerin göz önünde bulundurmamız gerekiyor...”

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları