Meriç Velidedeoğlu

Kasım ayının ‘Devrim Yasaları’

30 Kasım 2015 Pazartesi

“1923 Atatürk Devrimi”nin temel yapı taşlarıdır “Devrim Yasaları.”
Bu yapı taşları gerçekleştirilmeseydi, “TC Devleti”, “laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti” kimliğini kazanamazdı.
Bilindiği gibi Cumhuriyetimizin bu nitelikleri, anayasamızın ikinci maddesini oluşturur.
Toplumun yaşamına, giyimine, başına giyeceğine dek uzanıp düzenleyen bu yasaların, gerekliliğinin nedeni -1400 yıllık- değişmez dogmalarla oluşan “dinsel” kaynaklı düzenin; çağın koşullarına, zorunlu değişimlerine uyan, böylece emperyalizmin “din”i kullanarak ülkemizi sömürmesini engelleyen “laik” bir yaşam anlayışının oluşmasını, “laik” bir düzenin kurulmasını sağlamaktır.
“600 yıl” boyunca “Osmanlı”nın, “Fıkıh” (dinsel hukuk) ve “Şeriat” (dinsel düzen), kısaca başta “kadın-erkek ayrımı” olmak üzere eşitsizliklere dayanan, dolaysiyle temeli “eşitlik” olan “adalet”e dayanmayan bir düzenle yürüttüğü yaşamın, “laik hukuk” ve “laik yaşam” düzenine dönüştürülmesi, kuşkusuz -tarihsel olarak da- bir “devrim” ile gerçekleşebilirdi.
Öyle de oldu; “1923 Atatürk Devrimi”, bunu art arda getirilen “Devrim Yasaları”na dayanarak gerçekleştirdi.
Burada bir ayraç açarak şunu da belirtmeliyiz, Cumhuriyetimizin nitelikleri arasında yer alan “demokratik” oluşun dayanağı da “eşitlik”tir, dolaysiyle bu niteliğin de olmazsa olması “laiklik”tir.
Ayracı kapatıp sürdürürsek, “sekiz” yasadan oluşan “Devrim Yasaları”, “1961 Anayasası” ile birlikte, “anayasal koruma” altına alınıp anayasalarımızda yerini aldı.
Bu yasalardan biri olup, “kadınerkek” eşitsizliğini kaldıran “Yurttaşlar Yasası” (Medeni Kanun), anayasada evlenmeyi (nikâhı) yasal olarak düzenleyen maddesiyle yer almıştı; “1982 Anayasası”nın maddelerinde yapılan bir düzenleme sonucunda bu madde -ne yazık ki- anayasadan düşürülmüş oldu, böylece “Yurttaşlar Yasası”nın (Medeni Kanun) bir “Devrim Yasası” olma niteliği noktalandı.
“İmam nikâhı” artık, hele “13 yıllık AKP” iktidarıyla, çiftlerin eline bir “belge” verilerek yapılmaya başlandı...
Elimizde kalan “yedi” yasa da, “13 yıldır” süren dinsel kaynaklı “AKP” iktidarınca, “İslam ile laiklik bir arada olamaz!”, “Ben şeriatçıyım” diye haykıran “R.T. Erdoğan” budamasıyla geçerliliğini kaybetmekle karşı karşıyadır.
Bu yasaları düzenleyen “CHP” de içinde olmak üzere, “laik yaşam”ı destekleyen hiçbir kurum, kuruluş, günlük basın, “TV” kanalı, var oluşlarını belki de bu yasalara borçlu olan oluşumlar bile, nedense “Devrim Yasaları”nı anmaz oldular; ama bu yasalara uyulmamasından dolayı yaşananlardan da hep şikâyetçidirler...
Bu yedi yasanın dördü, “Kasım ayı” içinde kabul edilmiştir; “1, 25, 26 ve 30 Kasım” tarihleri bunların doğuş günleridir. Bunlardan ilk üçünü, “27 Kasım” cuma günü “Kasım Ayı” başlıklı yazıyla ayrıntılı olarak anlatmaya çalıştığımdan bugün, “30 Kasım” günü bugün doğanı analım.
“Dördüncü Devrim Yasası” olan bu yasayla, “Tekke ve Zaviyeler, Türbeler” kapatılıyor ve “Alel-umumtarikatlar, şeyhlik, dervişlik, müritlik, seyitlik vö’lere ait görevlerin yapılması, giysilerin giyilmesi yasaklanıyor”du. (1925)
Ne ki, yıllar sonra “1980”de iktidardaki “Adalet Partisi”, o yıl yapılacak cumhurbaşkanı seçiminde aday olarak “Nakşibendi Tarikatı”nın önde gelen bir üyesini gösteriyordu...
Bilindiği ve yaşamakta olduğumuz gibi, günümüzde de “Fethullah Gülen” tarikatını, “AKP” iktidarı candan destekleyecek, “Gülen”in yanlarında yer almasını isteyecek, buna yanaşmayan “Gülen” tarikatını, “Ne istediler de vermedik!” diyerek yana yıkıla dert yanacaktır, tarikatları yasaklayan “devrim yasası” yürürlükte olmasına karşın...
“1923 Atatürk Devrimi”nden yana olan herkesin, her kurum ve kuruluşun “Devrim Yasaları”na sahip çıkması gerekiyor, daha fazla gecikmeden...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları