Dinci, bölücü terör ve Rusya

01 Aralık 2015 Salı

Dinci ve bölücü teröre Rus uçağının düşürülmesi eklenince üç faktör de birbirleri üzerinde dışsallıklar yaratan bir mekanizma oluşturdular.
Üstelik PKK ve YPG’ye ABD ve AB’nin destekleri sürerken.
Yumuşak geçişlerle Lozan’dan Sevr’e doğru bir zemin hazırlanıyor.
Ankara da, yürüttüğü uygulamalar ve fevri tepkilerle bunlara ortam yaratıyor. Bölücülerin Kürdistan politikalarına ortam hazırlanıyor.
Dinciler (ve IŞİD) konusunda ise temelde aynı çizgide görünmelerine karşın aralarında farklar var.
ABD, İngiltere ve İsrail için IŞİD, bölge politikalarını yürütmek açısından bir araç gibi algılanıyor.
Rusya için iki faktör önemli; Moskova IŞİD’i, “bölgede yeni yeşil kuşak gibi algılayıp” gerçekten düşman görüyor.
Ankara (ve AKP) açısından zurnanın zırt dediği yer burası; Putin’in, yeni yeşil kuşağı şiddetli olarak vurmasını, “bölgede İslami etkinliğe karşı bir savaş sayıyor”. Uçak konusundaki fevri tutum, biraz da bundan.
Rusya bu düşmana karşı savaşırken, “Suriye ve Akdeniz’deki askeri varlığını da genişletiyor.
Rusya ile Batı arasında, dincilik bakımından farklar bulunmasına karşın bölücülük, Kürdistan, PKK ve YPG konularında yakınlaşma var.
Dincilik (ve IŞİD) konusunda Putin, Ankara için, “daha düşman” konumunda algılanıyor.
Ancak Türkiye’nin Rusya ile öylesine büyük stratejik ortak iktisadi çıkarları var ki, Ankara’nın operasyonları ve fevri çıkışları ile taban tabana zıt.
Ankara, bu kıskacın içine sıkışmış durumda. Demirtaş’ın Tahir Elçi’nin cenazesinde söylediği, “Bu işi devlet değil devletsizlik yaptı” ifadesi, bu sıkışıklığı ve çelişkileri ortaya koyuyor.
Yedi düvele karşı
Türkiye bugün, yedi düvelle gerçekten karşı karşıya; demokrasiden iyice uzaklaşması, Cumhuriyet’e karşı davalar ve tutuklamalar AB ve ABD’den tepki alıyor. Demokrasiden uzak bir azgelişmiş ülke gibi algılanıyor.
Önümde Şişli’deki Cumhuriyet binasının yola bakan duvarında, 2009’da aylar boyu asılı duran dev bez afişin fotoğrafı; resimler sıralanmış; C.O.Tütengil, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Onat Kutlar, Ahmet Taner Kışlalı, İlhan Selçuk, Mustafa Balbay, Türkan Saylan, Erol Manisalı resimleriyle yer alıyorlar.
Şimdi bunlara Can Dündar ve Erdem Gül de eklendi.
BOP’a her türlü katkıyı veren Ankara bugün BOP’un altında ezilmiş durumda.
Ve son olarak da Rusya’nın askeri uçağını düşürerek Rusya’yı (Putin’i), tam olarak karşısına almış bulunuyor. Irak, Suriye, Mısır ve Libya’dan sonra, “olağanüstü iktisadi, siyasi ve askeri bir bedelle yüz yüze gelmiş”; üstelik hep, “kendi politika ve uygulamaları sonucu”.
Türkiye’de yönetimin, AKP’nin, muhalefetin ve bürokrasinin var güçleri ile, “radikal iç ve dış politika değişikliklerine çaba göstermeleri kaçınılmaz”.
Bunu gerçekleştiremezsek hem demokrasiden daha uzaklaşacağız, hem de bölüneceğiz.
Brüksel’in yeni açılım süreci meselesi mi! Lütfen beni güldürmeyin; AB “Sen aslansın Türkiye” diyor ve göçmenleri sırtımıza yıkıyor.
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları