Hikmet Çetinkaya

Katliam, Darbe, Demokrasi...

23 Şubat 2014 Pazar

Kendi kendime kelimeler, tümceler kuruyorum, hayata bakıyorum...
Darbe darbedir, katliam da katliamdır!
Demokrasi demokrasidir, hukuk da hukuk!
Adalet adalettir, bir gün herkese gerekir!
Özgürlük özgürlüktür, baskı da baskı!
Faşizm faşizmdir, kan da kandır!
Kapitalizmin militarizmiyle militarizmin kapitalizmi arasında ne fark vardır?
Askeri vesayet vesayettir, sivil vesayet de vesayettir.
Sansür, özel hayat, telekulak, masumiyet karinesi...
İster yapı, ister tuğla, ister beton, kerpiç!..
Yapı yapıdır!
Kimi sağlam kimi derme çatma!
Gölcük, Düzce, Van, Erzincan, Erzurum, Gediz’de, Lice’de, Yalova’da, Kocaeli’nde moloz yığınına dönüşen...
Zindan zindandır, hücre hücredir!
Suçluyla suçsuzu ayırt etmeyen, hukukun çiğnenmesidir...
Darbenin 27’si, 12’si, 11’i, 28’i de olmaz...
Dedim ya darbe darbedir, katliam da katliam!
İyisi kötüsü, güzeli olmaz!
Faili meçhul faili belli cinayettir, gizli kalamaz...
Berfo Ana, 104 yaşında gözleri açık, oğlunun kemiklerini ararken kara toprağın altına yatırılsa bile kıyımlar, asit kuyularına atılan genç bedenler unutulmaz...
Otorite kimdi, kimsesizler mezarlığına gömülenler kimdi?
Bugün bilinmese bile gün gelir, tüm gerçekler ortaya çıkar.
Gülün ölüm yüzyılında çiçekler açar...
Yürek sessiz bir suyun içinde atmaya başlar...
Bir aşk büyür parmaklarının ucunda, bir özlem, bir umut tüm kıyımlara inat...

***

Sandık demokrasi de değildir, özgürlük de...
Sandık mı dediniz?
Ninenizin çeyiz sandığı falan değil, seçim sandığı bu...
Sandıktan oy çıkar, özgürlük değil!
Anladınız mı “yetmez ama evet” diye mangalda kül bırakmayan arkadaşlar, dostlar!
Az kaldı, anlayacaksınız!
MİT yasası bir çıksın, göreceksiniz...
Taş yapı ve beton yapı falan derken günün modası “paralel yapı” gündeme oturdu...
Çıkarın şu haşhaşilerin başını, kolunu, ayağını ortaya, bir görelim...
Öyle atıp tutmayı bırakın...
Ha bir de şu!
Eski dostlar nasıl düşman oldu?
Pardon eski ortaklar!
Sandıktan söz ederken daldan dala atladım..
Kenan Evren’in de sandığı vardı, sonra partisi bile oldu...
12 Eylül darbesi ve sandık...
Yüzde 90’ın üzerinden oy alınca demokrasi ve özgürlükler gelmişti Türkiye’ye değil mi?
CHP, AP, MSP, MHP ve öteki partiler kapatılmış, SODEP dışlanmış, ANAP, MDP ve HP girmişti 1983 seçimlerine...
Evren’in kurdurduğu partisi bile vardı: MDP...
Lideri emekli Orgeneral Turgut Sunalp.
Para babaları partinin kumbaralarını değil ambarını doldurmuştu.
En parasız olanı Necdet Calp’in HP’siydi...

***

Bir yerlere yazın ve sakın unutmayın...
Sermaye sermayedir!
Sermaye canı ister darbeci olur, canı ister demokrasi kahramanı...
Sermaye gününe göre yön değiştirir, rüzgârgülü gibidir.
Turgut Özal, darbe anayasasıyla, yasalarıyla iktidara geldi, sonra demokrat oldu...
Öyledir!
Zindanlar dolup taşıyor, ölümcül hastalığa tutulanlar zindanların revirlerinde Aspirin’le tedavi ediliyor.
Esad rejimine karşı demokrasiyi ve özgürlükleri savunurken MİT yasa tasarısı sıra bekliyor...
Benim ülkemde demokrasi var arkadaş!
Sandıktan çıkmak demokrasi!
Dünyanın hangi gelişmiş, sanayi devrimini yapmış hukuk devletinde var böyle bir yapı!
Elbet gökdelenlerimiz var, otobanlarımız falan...
Beton yapı!
Depreme dayanıklı!
Peki, İstanbul’un durumu ne?
Şöyle bir bakın Bakırköy’den Maltepe’ye kadar!
Her neyse!
Darbe darbedir, katliam da katliam!
Kimi darbeler katliamdan doğar, a benim yurdum insanı...
Olan yoksula, ezilene, sömürülene, emekçiye olur!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları