Özgür Mumcu

Kokteyl döküldü

05 Aralık 2015 Cumartesi

Kokteyl hazırlamak kolay değil. Denk geldiğinde içenler bilir ki acemi ya da aceleci bir barmenin elinden çıkan bir kokteyl hakikaten içilmez olabilir. Ama en fenası fazla hırslı bir barmenin kendini ispat etmek için eline gelen her şeyi bir arada bardağa boca ederek elde ettiği karışımdır. Mevzuya uyanamayıp içeni ancak mide bulantısı ve hızlı bir sarhoşluk bekler.
Ankara katliamından sonra Sayın Erdoğan’ın dediklerini hatırlayalım:
“Kalkıyorlar, burayı DAEŞ yaptı, bilmem kim yaptı... Burada DAEŞ de var, PKK de var, Muhaberat da var, burada Suriye’nin kuzeyindeki PYD terör örgütü de var...”
Aralarında bir üslup farkı var. Sayın Davutoğlu hemen olayı kavramsallaştırmıştı:
“Görülüyor ki, birileri Türkiye’de bir ‘kokteyl terörü’ diyorum ben buna, tüm terör örgütlerini karıştırarak bir işe kalkışıyorlar.”
Peki dönemin Adalet Bakanı? O da geri durmamıştı:
“Suriye’deki örgütlerin bu işlerin içerisinde olduğu, sadece DAEŞ, PKK değil, paralel yapının da buna dahil olabileceğini düşünüyorum.”
Melih Gökçek ise Ankara katliamının arkasında “HDPPKK” nin olduğunu ileri sürmüştü.
Sonra ne oldu?
IŞİD’in Paris saldırılarından sonra 20 Kasım’da BM Güvenlik Konseyi 2249 sayılı bir karar yayımladı. Bu kararda, IŞİD’in son zamanlarda yaptığı saldırılar arasında Ankara katliamı da sayıldı. Karar metninde Tunus, Rusya, Fransa, Lübnan’la beraber Türk hükümetine de taziyede bulunuldu.
Hükümetimizden “Hayır efendim, Ankara katliamı sadece IŞİD’in işi değil, bu kokteyl bir saldırı, işin içinde PKK, Muhaberat ve PYD var” diye bir tepki gelmedi. Taziye reddedilmedi. IŞİD de Güvenlik Konseyi’ni yalanlamayarak bir anlamda katliamı üstlenmiş oldu.
Seçimden önce “dünyanın bütün şer odakları bize karşı” söyleminin yerleşmesi için “kokteyl terör” ya da Erdoğan’ın tabiriyle “kolektif terör” kavramını ortaya atmak gerekiyordu. Onlar işaret fişeğini attılar, iktidar medyası, sosyal medyadaki organize hesaplar ve iktidara yakın kuruluşlar da bu fişeğin ardından 1 Kasım’a kadar ellerinden geleni artlarına koymadılar.
Bugün manzara ne?
BM kararından altı gün sonra, 26 Kasım’da Sayın Erdoğan, “Biz DAEŞ konusunda en çok zarar gören, mağduriyete uğrayan ülkeyiz. Bugüne kadar 140 vatandaşımızı kaybettik” dedi. Ne sebeple? Rusya’nın IŞİD petrolü iddialarına yanıt vermek için.
Bu siyaset zor iş. Katliam aynı katliam. Ölenler hâlâ ölü. Yaralılar hâlâ aynı yerlerinden yaralı.
Ama katliam bir gün kokteyl oluyor, bir gün sek.
Bizi yönetenlerin bizim göremediklerimizi görmelerinden daha doğal bir şey yok.
En iyisi kokteyl dediler mi kokteyldir diye, IŞİD yaptı dediler mi IŞİD yaptı diye yazı döşenmek.
İşten atılmazsın, hapse girmezsin, aferini alır, istikbalini kurtarırsın.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları