‘Game of Thrones’: Batı’da okulda, bizde yargıda!

13 Aralık 2015 Pazar

‘Game of Thrones’ dünyada başlı başına ders olarak okutulurken Türkiye diziyi ders malzemesi olarak değerlendiren öğretmenleri yargılıyor.

Bir yanı erginlik, diğer yanı “ergenlik” arz eden bu çapraşıklığa yakından bakalım!..

29 Ekim 2015’te Radikal’de yayımlanmış haberde 5 sezondur tüm dünyada izlenme rekorları kıran kült dizinin Kanada’nın British Columbia Üniversitesi’nde ders olduğu kaydedilmekteydi. “Bizim Modern Ortaçağımız: Modern Bir Ortaçağcılık Olarak Buz ve Ateşin Şarkısı” adlı dersin tanımı da şöyle: “Batı kültüründe Ortaçağ, tarih boyunca günümüze dair korkuları ve arzuları yansıtmak amacıyla yeniden tasavvur edilmiştir.

Bu derste 20’nci ve erken dönem 21’inci yüzyıllarda Ortaçağ’ın popüler zihinlerde nasıl bir yerde konumlandığını ele alacağız”.

Bunları okuduğumda, ne yalan söylemeli, kendi adıma bir “öngörü ustalığı” sergilediğim düşüncesiyle havaya girmedim değil!..

Çünkü dizinin her sezonuna ilişkin kaleme aldığım değerlendirmelerin ortak üst-başlığı hep “Game of Thrones dersleri” idi. Çünkü dizinin bir insanlık tarihi özeti olduğunu hep ileri sürmüştüm. Ve çünkü 2 milyon yıllık insanlık serüveninin farklı evrelerine karşılık gelen kurgusal kesitleriyle dizinin hem antropolojik hem de tarihsel-sosyolojik mahiyette bir ders konusu olabileceğini hep savunmuştum.

O yazılarımdan bazı bölümleri paylaşayım. 12 ve 14 Mayıs 2013 tarihli, o zaman çalıştığım Radikal’de art arda iki yazımda şu satırlar yer alıyor:

“Game of Thrones’ tarihin önemli dönemlerinden birine ilişkin son derece gerçekçi bir kurgu. ‘Feodalite’ bu dönem. (…) [D]izinin tarihsel/antropolojik değeri, feodalizm rekonstrüksiyonundan ibaret de değil. Daha ziyade ‘Roma’yı çağrıştıran köleci yaşam biçimine (‘Astapor’ şehri) olduğu kadar; çok eski devirlerden beri mevcut, yağma ekonomisine dayalı konar-göçer kabile örgütlenmelerine (‘Dothraki’ler) ilişkin canlandırmalar da söz konusu. Hatta feodalite içinde yeşerip zamanla ‘burjuva-kapitalist’ modern dünyayı var edecek ‘tohum’ olan, ticaretle zenginleşmiş ‘özgür şehir’ oluşumları da (‘Qarth’) çıkıyor karşımıza. (…) Eserin yaratıcısı George R.R.

Martin, insanlık tarihinin kaydı düşülmüş ‘bilimsel’ bulgularından alabildiğine beslenmiş gibi. Ön plânda ‘feodalite’nin resmedildiği tablo, 2 milyon yıllık insanlaşma macerasının pek çok kesitinden fırça darbeleriyle renklenmekte. Alın size ‘obsidyen’; dizideki adıyla ‘donmuş ateş’! Yanardağ lâvlarının ani soğumasıyla oluşan (o yüzden ‘donmuş ateş’ adı, harika bir buluş!) bu parlak-volkanik taş için ‘taş çağının petrolü’ dense yeridir!.. Yontma ve cilalı taş devirlerinde pek çok aletin, ok ve mızrak uçlarının, süs eşyalarının yapımında kullanılan değerli bir hammaddeydi. Dizide de merkezi yeri var. ‘Ak Gezenler’ bir tek onunla öldürülebilir! ‘Westeros’a ‘zamanın başlangıcı’nda yerleşmiş olan ‘Ormanın Çocukları’ ondan avcılıkta kullandıkları kama, keski, ok ucu gibi aletler yapardı. (…) ‘Ormanın Çocukları’ eşitlikçi yapıda tasvir edilmiş. ‘Buz Duvar’ın ötesinde yaşayan ‘Yabanıllar’ (‘Wildlings’) da öyle! ‘Duvar’ın güneyindeki ‘feodal’ topluluklara ‘Diz-çökenler’ diyen ‘Yabanıllar’, devletten, soylulardan, krallıklardan, kanunlardan uzak, mülkiyetin hemen hiç olmadığı, evliliğin önemsenmediği bir yaşamın içinde. İnsanlık tarihinin yüzde 99’unu oluşturan, buzul ve buzul-arası devirlerle bezeli ‘prehistorik’ dönemde yaygın olup sonra tarımın, endüstrinin tahakkümüyle kıyıya-köşeye itilmiş avcı-toplayıcı yaşam süren eşitlikçi topluluklar sanki!”

Ve şöyle bitiriyorum: “Artık antropoloji derslerinde ‘insanlık ve kültür tarihi’ni ‘Game of Thrones’un olayları, insanları, ilişkileri, öge ve motifleri üzerinden anlatmayı da deneyebilirim!”

Bunları yazdıktan yaklaşık iki yıl sonra dizi Kanada’da “ders” oldu.

Vay sen misin bu memleketin insanı bir akademisyen olarak kendi hayalinin hayata geçmesine sevinen! Buyurun, önceki gün basına düşen haber: Maltepe Askeri Lisesi Yabancı Diller Bölümü’nde son sınıf öğrencilerine çeviri ve benzeri çalışmalar yaptırmak üzere diziyi izlettiren albay, yarbay, yüzbaşı ve asteğmen rütbeli 5 subay-öğretmen hakkında 2011’de adli soruşturma başlatılmış. Subayların orduyla ilişkisi (emeklilik, atılma ve terhis ile) kesildiği için hâlihazırda soruşturmayı sivil savcılık yürütmekte. Eksik tanık ifadelerinin alınabilmesi için dava Mart 2016’ya ertelendi.

Durum bu! Dünyanın tarih, sosyoloji, kültürel incelemeler, vb. alanlarda ders olarak okuttuğu bir eser, “çocuğa müstehcen yayın gösterme-izletme” suçlamasıyla bizde hapislik dava konusu. Bana da insanlık tarihinde “ensest meselesi” ile ilgili diziden yansıyan bazı kesitleri başka bir yazıda tartışmaya açtığımda “Ensesti özendiriyor” diye ihbar ve linç davetiyesi çıkaranlar olmuştu!..

Bu ülkenin kaderi: Bir yanımız insanlığın evrensel kazanımlarına açık, ergin, olgun ve uygar aydınlığın bir parçası. Diğer yanımız bunları hazmetmekten uzak, ergen ve bağnaz bir karanlığın girdabında. O yüzden Nobel ödülü alan romancımız-bilimcimiz de var, ama gazete basan, gazeteci döven, bilim insanı öldüren cehil-cühela zorbamız, canimiz de…

Ortaçağ’ın fantastik ama gerçekçi tasvirine geçit yok bizde. Gerek de yok belki. Zaten elektro-dijital bir Ortaçağ’ın memleket olarak içindeyiz!..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları